Rusya ile Ukrayna Arasında Yaşananları Kavramanızı Sağlayacak Bir Siyasi Analiz

Geçtiğimiz günlerde Rusya ve Ukrayna donanmaları Kerç Boğazı'nda ilginç bir gerginlik yaşadılar. Arası zaten pek iyi olmayan iki ülke bu tarz gerginlikleri daha ne kadar kaldırabilecek bilemiyoruz fakat konuyu analiz etmek gerek.
Rusya ile Ukrayna Arasında Yaşananları Kavramanızı Sağlayacak Bir Siyasi Analiz
Putin & Poroşenko

stratejik düzlemde

rusların büyük petro döneminden beri üstesinden bir türlü gelemedikleri, gelmek istemedikleri zamanla da yaşama sebepleri olmuş bir tür fobileri var: kaale alınmama korkusu.

çarlık rusya/sovyet rusya ve günümüz rus dış siyasetinin ana direğidir desek çok da büyük yanılmayız sanırım. süpergüç olmayı becerip birdenbire bir gün kendinizi artık süper olmayan bir güç halinde bulduğunuzda, hava kuvvetlerinizin bakımlarını yapamayıp ordunuzun maaşlarını ödeyemediğinizde, silah tüccarlarına son model ekipmanı maaş ödemek için sattığınızda, nükleer denizaltılar miadı dolmuş silahları yüzünden denizin dibinde patlayıp yokluktan sağ kalmış mürettebatı çıkaramayıp ölüme terkettiğinizde o eski ihtişamlı günlerin geride kaldığını düşünür durursunuz. rusların da sovyetler dağıldıktan sonraki 10 yılı böyle bir kabus dönemidir. "artık önemli sözü geçen bir ülke değiliz" korkusu her ülkeye atfedilebilirse de bu korku yüzünden gerekirse dünyayı yakacak kadar ileri gitmeye niyetli rusya kadar çok az ülke vardır. tarihleri boyunca da böyledir bu. ikinci dünya savaşı öncesi baltık devletlerine gider ve tepeden inme isteklerde bulunurlar. istediklerini alamazlarsa işgal ederler. (bkz: 1939 kış savaşı). alamadıkları vakit işgal sebepleri de çok büyük oranda istedikleri şeyin önemi değil, ufak tefek devletlerin kendilerine "hayır" diyebilme cesaretini göstermesidir. rus bilinçaltı bu tip şeyleri ezerek kendi büyüklüğünü önce kendine (kamuoyuna) sonra dış dünyaya kanıtlamak için hiçbir can mal para hiçbir masraftan kaçınmaz. ortamda savaş yoksa da halkı kilometrelik kuyruklarda tuvalet kağıdı almak için bekliyorken uzay yarışına girer, beşinci altıncı jenerasyon jetleri üretime alır.

ukrayna hadisesine kadar gürcistan mevzusu olduğunda da bazı şeylerin hiç değişmemiş olduğunu analistler yazıyorlardı. ukrayna ise ruslar için çok daha başka bir durum. rus kelimesinin kökeni bile kiev'e dayandığı ve adamlar zaten tarihlerini kievan rus beyliğine bağladıkları için ukrayna gibi bir yerin rus güdümünden (bkz: sphere of influence) başka bir yere yöneliyor olması bile rusları uyuz gibi kaşındırmaya tek başına yeter bir şey. bu bir. ikincisi ukrayna sovyetlerin zamanında önem sıralamasında iki numaralı devleti olduğundan buranın can düşmanları nato'ya yaklaşması zaten rusya içinde iyice bir batı kaynaklı ali cengiz oyunu olarak görülüyor. üçüncüsü rusya hemen dibinde kendine düşman milliyetçi bir ukrayna kültürü doğduğu için (ukraynalıların da tarihlerine bakıldığında çok haklı sebepleri de vardır) ve bunun karadeniz'deki en büyük askeri tesislerinin (bkz: sivastopol) kaybı olacaklarını bildiklerinden herşeyi göze alıp 21. yüzyılda ilhak gibi en negatif şeye başvurdular. kırım yerel meclisi kararı demeyin, görüntüler olaylar tam bir komedi, resmen adı koyulmamış bir ilhak var kırım hadisesinde.

kırım üzerinde rus bayrağı dalgalanmasını dünyada rusların ticaret ve silah anlaşmalarının olduğu ya da ruslara göbek bağıyla bağlı suriye küba kuzey kore gibi ülkeler dışında kimse tanımıyor. peki kısa vadede silahsız yapabilecek bir şey var mı? hayır. silahlı var mı? evet ama onun sonrasında dünyada ot bile yetişmiyor. o yüzden yok.

taktik düzlemde

kırım'ın anakaraya tek bir bağı olması yüzünden kırım'ı savunmaya yeltenen bir askeri gücün en büyük düşmanı hep ikmal olagelmiştir. kırım'ı savunmaya verdiği avantajlar yüzünden dilerseniz hayvan gibi savunursunuz ama o savaş makinesini döndüren günlük 1000/4000 ton arası ikmali ulaştırabildiğiniz sürece bu böyledir. ruslar ise kerç boğazı'na tuzla adası üzerinden bildiğin bayağı bir süspansiyon asma köprü inşa ettiler. zira böyle bir olasılık vukua gelirse denizden ikmal 600km menzilli seyir füzelerinin harpoonların tlam platformlarının deniz savaşını domine ettiği bir teknolojik ortamda kolay değil. kara bağlantısı ise yüksek hacimde ikmale olanak sağladığı ve deniz gücü gibi kendi ofansif insiyatiflerini tehlikeye atmadan yarımadayı besleyebildiği için tercih ediliyor.

işte ukrayna'nın da azak denizinde kasabadan hallice limanları var. 2003 anlaşmalarına göre de kerç boğazı'ndan geçiş serbestisi konusunda rusya ile imzalı senetleri var. ama öküz öldü ortaklık bozuldu diyerek kırım işgal edildiğinde iki ülke arasındaki yazılı olan her şey büyük bir tahakküm altına girmekten kurtulamadı. rusya taktik anlamda kırım'ı besleyen can damarının altından ukrayna savaş gemilerinin girip azak denizinde olası ters bir durumda ikmali sekteye uğratması ihtimalini düşünmek bile istemiyor. bugün ukrayna savaş gemileri geçip yarın ukrayna'ya amerika tarafından hibe edilecek arleigh burke sınıfı fırkateynler aegis kabiliyetli kruvazörler ukrayna bandırasıyla azak denizine girmeye çalıştığında ne olacak onun hesabını verebilecek rusya'da pek kimse yok. bu olmadan kırmızı çizgiyi bence bir çekmek istediler. ama iş o noktaya şimdi daha da hızlı ilerliyor.

operasyonel düzlemde

rus kaptan bayağı ana avrat küfrederek römorköre gemisiyle omuz atıyor. gemilere rus istihbarat servisi fsb de bordalayıp epey bir denizciyi de yaralıyorlar. iki meşru ülkenin bayağı birinin diğerine silahlı agresyonu var. boğaz geçişinde bu gerçekleştiği için anlaşma ihlali, uluslararası hukukun çiğnenmesi ne aranırsa var.

ukrayna'da şu an hali hazırda epey bir nato personeli karşılıklı işbirliği ve eğitim çerçevesinde bulunuyor. biraz da bundan kuvvet alarak sıkıyönetim ilan edildi. sıkıyönetimden bir adım sonrası genellikle seferberlik (mobilization) olarak gelir. seferber olmuş bir devletin de savaşa bir haftası var kabul edilir. yani ukrayna bu olay neticesinde on binden fazla nükleer başlığı olan bir ülkeye karşı "savaşa iki adım" kaldığını alenen söylemekten çekinmiyor. üstüne denizde olan ufak anlaşmazlıklardan tatsızlıklardan bir halt çıkmayacağını kimse düşünmesin. vietnam savaşını çıkaran da bir tonkin körfezi hadisesidir.

tepeden bakıldığında ufak gördüğü/kendini tehdit ettiğini düşündüğü/ağzının payını vermezse karizmasının çizileceğini düşündüğü ülkelere karşı çok sınırlı bir tahammülü olduğunu bildiğimiz bir rus kültürü küçük enişte gibi bağıran ve sol kolunu (kırım) kaptırmış bir ufak devlet tarafından alenen tehdit ediliyor. bu ikisi birbirlerine proksi savaşlar donetsk luhansk donbass yerine resmen tank top dalarlarsa nato'nun bu mevzu içine çekilmesi benim oturduğum yerden çok da uzak bir ihtimal gibi gelmiyor. ikaz - uçuşa yasak bölge falan diye başlar ondan sonrası da tufan. bütün olayların türkiyeye olan uzaklığı ise kuş uçuşu 260km. istanbul ankara arası kadar bile değil.

nitekim rusları asıl durduran tam kapasiteleriyle ukraynaya rus tipi bir karşılık vermemelerinin tek nedeni de yine ortamdaki nato varlığı. rusya gibi dünya kamuoyunu kendi içinde düşmanlaştırmış, "biz süperiz kimse bizi çekemiyor" mentalitesini her vatandaşına sedef gibi kakmayı becermiş bir anlayış fiilen ayrılıkçıların elindeki luhansk ve donetsk'i aynı kırım gibi oldu bittiyle ele geçirmiyorsa korktuğu başka şeyler de var. zira onlar da biliyor. ukraynada yaprak kımıldasa polonya ve baltık ülkelerindeki nato yığınağı da katlanıyor.

yani mevcut veriler ve olayın seyri incelendiğinde bu olay ne yapılıp edilip yatışmak zorunda. zira bu boyutlarda bir askeri yığınak bir kıvılcıma bakar. çıkabilecek yangını da söndürecek su dünyada yok.

Okurken Kendinizi Esir Alınmış Bir Asker Gibi Hissedeceğiniz Gerilim Dolu Bir Sorguya Direnme Yazısı