Sadece Bir Uzay Aracı Değil, Gururun ve Kaybedilen Bir Yarışın Simgesi: Luna 15

bilindiği üzere 1950'li yılların sonunda ve 60'lı yılların başında, dünya ikiye bölünmüştü: bir tarafta amerika birleşik devletleri, diğer tarafta sovyetler birliği. sadece silahlarla değil, teknolojiyle de yarışıyorlardı. bu rekabetin en havalı ve prestijli sahnesi de uzay oldu. sovyetler sputnik 1 ile 1957’de dünyayı şoka uğratınca amerika “bir dakika ya!” dedi, ama sovyetler durmuyordu ve yuri gagarin, 1961’de uzaya çıkan ilk insan olunca işler iyice kızıştı. amerika prestij kaybediyordu ve bu duruma elbette sessiz kalamazdı. hedef belliydi: ay’a ilk insanı abd gönderecekti ve kendi bayraklarını dikeceklerdi. amerika hızlı bir şekilde apollo programını başlattı ve bu programa inanılmaz bir bütçe ayırdı. her ne kadar bazen işler ters gitse de, abd bir şekilde ay'a adım adım yaklaşıyordu. sovyetler ise insanlı ay yolculuğuna uygun roketi bir türlü geliştiremiyordu. sovyetler için durum böyle olunca, ay’a insan göndermeseler bile, ay'dan dünya’ya toprak örneği getiren ilk ülke olabilme fırsatı üzerine düşünmeye başladılar. bunun çok daha prestijli bir şey olacağını düşünüyorlardı, "bizde öyle bir teknoloji var ki, ay'a insan göndermeden sadece ve sadece robotları kullanarak oradan örnek getirdik" şeklinde pazarlayacaklardı bu başarılarını, tabii başarabilirlerse! bu hedefle luna 15 devreye girdi.

luna 15 insansız bir uzay sondasıydı ve görevi belliydi: amerika'dan önce ay'a ulaşacak, oradan örnek toplayacak ve evine geri dönecekti. eğer bu gerçekleşirse, abd'nin inanılmaz bütçeler ayırdığı apollo programı esprisini kaybedecek, uzaya ilk çıkan sovyetler olduğu gibi, ay'a ilk çıkan da sovyetler olacak, uzay yarışının galibi sovyetler olacaktı. yani sovyetler “biz insan göndermedik ama ay’dan ilk örneği biz aldık!” diyerek ciddi bir propaganda üstünlüğü kazanacaktı. çünkü bu örnekleri getirebilmek, teknik anlamda da, mühendislik anlamında da çok büyük bir başarı olacaktı. görev oldukça riskliydi. luna 15, ay’a inip toprağı kazacak, sonra otomatik bir şekilde o numuneleri kapsüle yerleştirecek ve dünya’ya geri fırlatacaktı. bu, bugünkü teknolojiyle bile kolay bir iş değildi. o zamanlar için adeta mühendislik mucizesi sayılacak bir operasyondu. günler geçti gitti, büyük gün yaklaştı. luna 15, 13 temmuz 1969’da kazakistan’daki baykonur uzay üssü’nden fırlatıldı. yani tam da apollo 11’in fırlatılmasından sadece 3 gün önce! tesadüf mü? elbette değil, bu işin içinde büyük bir strateji vardı.
sovyetler, apollo 11 ay’a inmeden hemen önce luna 15’in numuneleri getirip dünya’ya ulaşmasını hedefliyordu. yani abd'nin “ay’a ilk giden biziz” diyerek kutlama yaptığı anda sovyetler çıkıp “ama ilk toprağı biz getirdik” diyeceklerdi. fırlatmadan sonra luna 15, ay yörüngesine başarıyla ulaştı ve 17 temmuz’da ay’ın yörüngesine girdi. ancak orada bir sorun baş gösterdi, aracın manevra sistemleri beklendiği kadar verimli çalışmadı. ay yüzeyine iniş için sürekli hesaplamalar, düzeltmeler yapıldı. bu esnada amerikalılar da bu görevin farkındaydı. hatta nasa ile sovyetler arasında nadir görülen bir iletişim gerçekleşti. sovyetler, luna 15’in apollo 11 ve mürettabatı için herhangi bir tehdit oluşturmadığını bildirdi. yani iki taraf da kazaya mahal vermemek ve uzayda herhangi bir çarpışma olmamasını istiyordu. 20 temmuz 1969’da apollo 11’in ay’a inişi gerçekleşti, tüm dünya nefesini tutmuş izliyordu. bu tarihi andan sadece 2 gün sonra, yani 21 temmuz’da luna 15 inişe geçti. ama işler çok da iyi gitmedi. araç, ay’ın mare crisium (fırtınalar denizi) bölgesine yönlendirildi, ancak iniş esnasında aracın hızı çok yüksekti. sovyet mühendisler ya hız kontrolünü sağlayamadı ya da hesaplamalarda bir hata yapıldı.
olan oldu ve luna 15, ay yüzeyine çakıldı. onca emek, mühendislik hesapları, politik baskılar ve prestij savaşları! hepsi birkaç saniyelik bir çarpışma anında sona erdi. araç paramparça oldu ve ay’ın sessiz tozlarına gömüldü. luna 15’in başarısızlığı, sadece bir uzay aracının çakılması değil; aynı zamanda bir dönemin ideolojik üstünlük savaşında kaybedilen bir mevziydi. sovyetler o döneme kadar uzay yarışında birçok ilke imza atmıştı: ilk uydu, ilk insan, ilk kadın, ilk uzay yürüyüşü… ama ay yarışında bayrağı amerika aldı. apollo 11’in başarısıyla birlikte artık amerika “uzayın fatihi” ilan edilmişti. sovyetler luna 15 ile bu başarıyı gölgelemeye çalıştı ama başaramadı. luna 15 başarısız oldu belki, ama teknik olarak çok büyük bir adımdı. çünkü sovyetler, ay’dan örnek getirmek için geliştirdiği sistemlerin temelini burada attı. sonrasında gelen luna 16, luna 20 ve luna 24 görevleri, ay’dan numune getirme konusunda başarılı oldular. yani luna 15 bir öncüydü. kendisinden sonra gelenlere yol gösterdi.
luna 15, belki kazananlar listesine adını yazdıramadı ama uzay tarihinin en dramatik, en az bilinen ama bir o kadar da etkileyici sayfalarından birinde yerini aldı.