Sektördeki Birinden: Türkiye'deki İnşaat Mühendisliğinin Güncel Problemleri

6 Şubat'ta yaşanan iki depremin ardından yıkılan binalar, ülkemizdeki inşaat olgusunu tekrar akıllara getirmiş durumda.
Sektördeki Birinden: Türkiye'deki İnşaat Mühendisliğinin Güncel Problemleri
iStock

en son çalıştığım projelerden birinden kalitesizlik yüzünden istifa etmiş olarak söyleyeceklerim var. madde madde sıralayacak olursak:

1) türkiye'de ciddi bir ahlak problemi var

örnek vermek gerekirse temel altına izolasyon yapılacak (ciddi dikkat ve özen gerektiren bir iş, üstünde çalışan işçinin ayakkabısının altının bile kontrol edilmesi lazım ki taş sıkışıp delmesin izolasyonu) arkanı dön adam malzemesini getirmek için arabayla geçer. sen görmezsen çöp olur izolasyon.

gene başka bir örnek; beton dökülecek ve gelen beton gayet yerinde ve uygun akışkanlıkta. usta o betonu işlemek için biraz çaba sarf edecek ve vibratörle betonu işleyecek. ancak paşalarıma zor geldiği için sen yukarıda vibratör kontrolü yaparken paşalarım pompacıya su işareti yapıp betona su vermeye kalkarlar. yakalayamazsan çöp oldu beton. ne kadar numune alırsan al yakalayamazsın. 15-20 sn su verse gitti beton.

2) insanların okumuş, eğitim almış insana karşı ciddi bir problemi var

en basitinden kendi yazlığımıza çatı yapılacak, annem usta çağırmış. kovaladım ustayı! sonra benden habersiz gitmiş yaptırmış birine, bir de ustaya sordum bu böyle olurmuş diyor. ilk kışta akıttı. sadece ben değil tüm sülale inşaat mühendisi, mimar bu arada.

komşu ev yaptırıyor, gittik inşaata. sıkıntılı yerleri gösterdim, orda ustalar başladı sen ne anlarsın vs. adam ustaların sözüne inandı, kolonların ilk 30santiminde etriyesiz döktüler ilk katın kolonları. kıyameti kopardım ama nafile. ciddi depremde göçecek bina.

yan yana iki yazlık yapılıyor, arada dilatasyon olması lazım ama koymuyor paşalarım. sahibini uyarıyorum, adam ben inşaatçıyım anlarım sen karışma diyor. 2 sene sonra ben balkonumda çay içerken adamın iç duvarları tekrar yaptırışını izliyorum. oturmadan dolayı binalar hareket edince çatlatmış duvarları.


3) inşaat mühendisliği fakültelerinin çoğalması kalite düşüşüne sebep oluyor

dünyanın en iyi hocalarını bile getirseniz, piyasada fazla mühendis olunca verilen eğitimin kalitesinin bir önemi kalmıyor. işçilik kalitesi yüzünden istifa ettiğim projede kaliteden herkes şikayetçiydi ama düzeltmek için direnen, iş durdurma cesaretini gösterebilen birkaç kişiydik. işsiz kalma korkusu ve patron/şef böyle istiyor, biz yapmazsak başkası nasıl olsa yapacak bakış açısı ağır basıyor sanırım.

4) inşaatlar projelendirilirken planlama süreciyle sahadaki pratik birbirini tutmuyor

dolayısıyla zamanında bitirmek için kaliteden ödün veriliyor. inşaatların hızlı bitmesi sanki çok matah bir şey. gelişmiş ülkelerde projenin başarısı iş kazası azlığı ve planlamaya(bütçe, zaman, adam/saat vs) bağlılık ile ölçülür. biz de ise hızı ile. eğer herhangi bir yerde aksaklık olduysa adam sayısını artırsanız bile gecikebilirsiniz. tedarikçiniz malı göndermez, ekibiniz iş bırakır, hava şartları el vermez vs. ama siz süreyi kısaltmak için kaliteden ödün verdiğiniz anda bitersiniz.

5) tadilat, tamirat veya sıfırdan inşaat da yaptırılsa mühendis değil ustaya yaptıralım, mühendis kazıklar düşüncesi hakim

neymiş mühendis de aynı ustaya yaptırıp arada komisyon alıyormuş. evet işi usta yapıyor ancak o mühendis orada senin işini kendi işi gibi yaptıran ve kontrol mekanizması sağlayan kişi. aradan kontrol mekanizmasını çıkartırsan kalırsın ustanın insafına. o da işi bir an önce bitirip paramı alıp gideyim derdinde olduğu için ve sorumluluğu olmadığı için baştan savma yapar gider. mahkemelik bile olsan ben sıvacıyım, bana sıva dedi ben de sıvadım gibi bir savunmayla yırtar.


6) mühendislerin kaliteden ziyade tedarik, ekip yönetimi gibi konulara ağırlık vermeleri de ciddi problemler yaratabiliyor

bu iş bitti mi, şu iş niye bitmedi, öbürü niye başlamadı gibi baskılar işi kaliteli ama geç bitirmektense işi bir an önce bitirmeye zorlamadır. 4. maddede bahsettiğim gibi herhangi bir noktada olası bir gecikme kaliteyle telafi edilmeye çalışılıyor.

7) muktedir olmayan mühendisler

kontenjanların artması nedeniyle, sıfır fizik netiyle yani inşaat mühendisliğinin temeli olan newton fiziğine yatkın olmayan veya bihaber olan gençler inşaat mühendisi olmaya başladı. normal şartlarda analiz yeteneğinden yoksun olmalarından dolayı piyasada tutunamaması lazım ancak 6. maddede bahsettiğim takip etme işini yapabildikleri için iş bulabiliyorlar. dolayısıyla mühendis rütbesinde ama fiiliyatta çavuş olan mühendisler kaynamaya başladı piyasa. bir sıkıntı olduğunda çözüm üretmektense ustaya veya usta başına sen halledersin cevabı hem ustanın hem de cevabı verenin en sevdiği cevap doğal olarak.