Sık Duyulan Bir Yalanın Bir Noktada Gerçekmiş Gibi Gelmesi: Yanıltıcı Doğruluk Etkisi

Yanıltıcı Doğruluk Etkisi (Illusory truth effect), tekrarlanan bilgilere inanma eğilimimizin yeni olanlara göre daha fazla olmasını açıklayan psikolojik bir fenomen.
Sık Duyulan Bir Yalanın Bir Noktada Gerçekmiş Gibi Gelmesi: Yanıltıcı Doğruluk Etkisi

yanıltıcı doğruluk etkisi (illusory truth effect), tekrarlanan bilgilere inanma eğilimimizin yeni olanlara göre daha fazla olmasını açıklayan psikolojik fenomendir. aynı zamanda yanlış bilgilere tekrar tekrar maruz kalınmasıyla bu bilgilerin doğru olduğuna inanma eğilimimizi de açıklar. ilk defa 1977 yılında tanımlanmıştır.

aynı yalanın yeterince sık duyulduğunda, bir yerden sonra gerçekmiş gibi gelmeye başlaması durumu. yapılan psikoloji deneyleri ile de pek çok kez kanıtlanmış: katılımcılar yanlış olduğunu bildikleri bilgileri bile, tekrar tekrar duyduklarında doğru kabul etme eğiliminde oluyor.

sebebi ise; zihnin tanıdık gelen bilgilere güvenme eğiliminde olması. beynimiz, daha önce karşılaştığı şeyleri daha çabuk işler ve bu akıcılık bilinçaltında "doğruluk" olarak algılanır. bu süreçte medial prefrontal cortex ve anterior cingulate cortex karar verme ve analizde aktiftir.

- “5 kez aynı yalanı duydum, 6. kez doğrudur." yanılgısı. zamanla bilgi akılda kalırken, kaynağı bulanıklaşır. zihin sadece hatırladığı bilgiyi doğru kabul etme eğiliminde olur. hipokampus ve parahipokampal alanlar hafıza ve kaynak izleme işlevinde görev alır.

- “bunu daha önce duydum= demek ki doğrudur” yanılgısı. iftira, öfke, alay, gibi kışkırtıcı duygusal içerikler, amigdala sayesinde hafızaya güçlü işlenir. ve söylem sahibinin haklı olduğu yanılgısına yol açar.

- “öfkeli yazıyorsa, haklı olabilir mi?” yanılgısı. aynı söylem birçok kişi tarafından tekrarlandığında, prefrontal korteks ve ayna nöronlar ile "sosyal norm" olarak algılanır. topluluğa uyum sağlama içgüdüsü ile kabullenilir.

- “bu kadar kişi aynı şeyi söylüyorsa bir bildikleri vardır” yanılgısı. bu mekanizmalar ile "aşılar otizm yapar.", "dünya aslında düz." gibi bilim dışı iddialar bile sık tekrarlandığında, özellikle bilgisi az ve sorgulamayan kişilerce gerçek sanılabilir.

seçim kampanyaları, reklamcılık, haber medyası, siyasi propaganda, sosyal medya dezenformasyonları, komplo teorileri, iftira ve yalanlar, itibar suikastleri, sahte görseller, dedikodu... hepsi bu etkiden beslenir.

peki çözüm nedir?

~ her iddiayı sorgulamak,
~ kaynağı kontrol etmek,
~ kanıt görmeden hiçbir iddiayı kabul etmemek.

unutmamalı ki; sık tekrar, yalanı gerçeğe dönüştürmez. ama sorgulamayan zihinleri manipüle ederek etkileyebilir.

ve gerçekler, kanıtlara dayanır; tekrar sayısına değil.

konu hakkındaki deneyler:
frequency and the conference of referential validity (1977)
knowledge does not protect against illusory truth (2015)
the effects of repetition frequency on the illusory truth effect (2021)