Sinemanın Ulu Çınarı Clint Eastwood'un En İyi 30 Filmi

sinema sektörünün efsanevi figürü olan clint eastwood'un yaptığı filmler söz konusu olduğunda hemen her şeyi yaptığı söylenebilir. ilk olarak 1950'lerin sonlarında western tv dizisinde (rawhide) başrol oynadı ve ardından 1960'ların ortalarında the dollars trilogy'de the man with no name’i oynayarak öne çıktı. 1970'lerden itibaren film yönetmenliği ve yapımcılığıyla da tanındı ve ara sıra kendi çalışmalarının müziklerini de besteledi. altmış yılı aşkın bir kariyere sahip olması ve hepsinin niceliği ve göreceli kalitesi göz önüne alındığında eastwood'un geçmişten günümüze filmlerini sıralamak oldukça zor çünkü birçok filmi var. dün 94 yaşına basan clint eastwood’un belirgin filmlerini sevenler için hazırladım.
30. cry macho (2021)
cry macho, clint eastwood'un yapacağı son western filmi olacak gibi görünüyor. kimse onu en iyilerinden biri olarak adlandırmayacak, ancak yine de şaşırtıcı derecede iyi ve kesinlikle eastwood'un eski bir rodeo yıldızını canlandırıp yönettiği bu filmde patronuna meksika'ya gidip kayıp oğlunu bulmasına yardım eden bir adamı oynadığı için acı tatlı olarak anlatılmaktadır. filmin yapıldığı sırada eastwood'un ilerleyen yaşlarının başında olması göz önüne alındığında, bu film oldukça düşük riskli ve belki de rahatlatıcı bir film. 1960'larda film bazında ya da 1950'lerde tv bazında eastwood'u bir yıldız yapan türe uygun ve onun hayranı olanların kaçırmış olabileceği için izlemeye değer bir film.
29. every which way but loose (1978)
belki de bazıları onu gerçekten iyi bir filmden ziyade kötü sayılabilecek türden bir film olarak adlandırabilir, ancak ne olursa olsun, every which way but loose'un belirli bir çekiciliği var. film büyük ölçüde konusuz. bir adamın ve orangutanının kaos yaratarak ve çeşitli kavgalara karışarak hayatlarını nasıl yaşadıklarını gösteriyor. yine de gişe açısından son derece başarılı bir filmdi ve belki de eastwood'un oynadığı en saçma film olarak söyleniyor. ekranda genellikle ciddi filmlerde sert bir adam olarak bilinir, bu yüzden onu böyle saçma bir filmde aptalca bir rolde izlemek cazip gelebilir.
28. sully (2016)
tam anlamıyla klasik bir biyografi/tarihi drama filmi olmasa da hala oldukça iyi bir film. pilot 'sully' sullenberger'in (tom hanks tarafından canlandırılan) dramatik gerçek hikayesini anlatıyor. film, uçağındaki 155 yolcunun hayatını hudson nehri'ne riskli bir iniş yaparak nasıl kurtardığını ve ardından sullenberger'in kamu imajını ve kariyerini tehdit eden bir şekilde soruşturulmasını takip ediyor. muhtemelen en heyecan verici kısmı olan kaza sekansıyla erken zirve yapıyor, ancak ardından gelen her şey izlemeye değer. tom hanks performansı, eastwood'un yönetmenliği ve sadece 96 dakikalık kısa süresiyle sully büyük ölçüde başarılı.
27. blood work (2002)
clint eastwood'un daha az bilinen filmlerinden biri olan blood work, yapımın yönetmenliğini üstlendiğinde 70'lerindeydi. film, kalp hastası olan fbi ajanı terry mccaleb’e cinayete kurban giden birinin kalbi takılır. kurbanın kızkardeşinin katili bulmak için ondan yardım istemesiyle macera başlar. başrollerde anjelica huston, jeff daniels ve wanda de jesus yer almaktadır.
26. magnum force (1973)
film, polis müfettişi harry callahan'ın şüpheli polis memurlarını araştırmasını ve onu sürekli olarak daha fazla tehlikeye atan şaşırtıcı keşifler yapmasını konu alıyor. izleyicilerin ne beklediğini bileceği türden bir film ve hızlı tempolu. bir eastwood aksiyon filmi bekleyenler için tercih edilebilir. bundan sonra çıkan devam filmleri kalite açısından bir düşüş temsil ediyor olsa da eastwood hayranları en azından ilk iki dirty harry filminden keyif alacaktır.
25. play misty for me (1971)
play misty for me, ilk yönetmenlik denemesi olduğu için önemli bir eastwood filmidir. popüler bir radyo dj olan eastwood, kendisine takıntılı hale gelen ve davranışları giderek şiddete yönelen yoğun bir hayranla etkileşimini konu alan bir gerilim filmi.
24. two mules for sister sara (1970)
1960'ların büyük bir kısmını western karakterlerini oynayarak geçirdikten sonra clint eastwood, 1970'lerin ilk rolünü bir western filminde oynayarak bu çizgiyi sürdürdü. bahsi geçen film, eski bir batıda paralı bir asker ile rahibeyi bir araya getiren ve birlikte çıktıkları macerayı konu alan two mules for sister sara. eastwood baş karakteri canlandıran shirley maclaine ile birlikte yer alıyor. klasik western heyecanını sunan oldukça yalın ve doğrudan bir yapıya sahip. eastwood'un en ünlü western'lerinden biri olmasa da, onun hayranı olan herkes için izlemeye değer.
23. space cowboys (2000)
başlığa rağmen space cowboys kesinlikle bir western değil. bunun yerine bilim kurgu olmayan nadir bir uzay yolculuğu filmi ve 1950'lerin sonlarında hava kuvvetleri ile uzay yolculuğunun ilk adımlarıyla ilgilenen dört adamı konu alıyor. bu dört adam, yaklaşık 40 yıl sonra tehlikeli bir görev için tekrar çağrılıyor. eastwood tarafından yönetilen ve başrolde oynadığı bu filmde tommy lee jones, donald sutherland ve james garner gibi güçlü yardımcı oyuncu kadrosu var. konusu biraz uçuk ve belki de biraz saçma, ama filmde belli bir eğlence var ve en azından sıra dışı konusu, eastwood'un filmografisinde öne çıkmasını sağlıyor.
22. kelly's heroes (1970)
space cowboys'dan 30 yıl önce, clint eastwood ve donald sutherland’ın başka filmi olan kelly's heroes yapımında rol aldılar. bu film, ikinci dünya savaşı sırasında düşman hatlarının arkasına geçip bir bankayı soymaya çalışan bir grup amerikan askerini merkezine alan şaşırtıcı derecede komik bir hikaye sunuyor. eastwood'un oynadığı komedilerin çok azı onun en iyi filmleri arasında yer alıyor, bu da kelly's heroes'u izlemeye değer kılıyor.
21. the beguiled (1971)
2017 yapımı sofia coppola uyarlaması the beguiled izleyiciler tarafından daha iyi bilinse de, bu 1971 versiyonu göz ardı edilmemeli. amerikan iç savaşı sırasında geçen film, bir kuzeyli askerin (eastwood tarafından canlandırılan) güneyli bir okulda barınmak zorunda kalmasını ve yedi kadının onu tedavi ederken aynı zamanda ona aşık olduklarını anlatıyor. ancak bu romantik bir film olmaktan çok, kadınların onun gitmesini istemediklerinde ortaya çıkan çatışmalarla daha gergin ve dramatik bir duruma neden oluyor. yavaş ve oldukça tuhaf bir film olsa da benzersiz ve zorlayıcı bir konuyu o dönemin filmi için nispeten iyi bir şekilde işliyor.
20. where eagles dare (1968)
1968 standartlarına göre where eagles dare biraz eski bir işleyişe sahip olsa da eastwood'un filmografisindeki en eğlenceli aksiyon filmlerinden biri olarak öne çıkıyor. kendisi ve richard burton'ın bir nazi kalesini ele geçirmek için tehlikeli bir göreve atılan iki askeri canlandırdığı film, ikinci dünya savaşı sırasında geçiyor. bazı diyalogları ağır ve biraz abartılı olsa da, son derece yoğun ve aksiyon sahneleri sunuyor. macera aksiyonunu sevenler, where eagles dare'i kaçırmamalı.
19. thunderbolt and lightfoot (1974)
altı yıl sonra kötü şöhretli (ve fazla eleştirilen) heaven's gate'i yöneten michael cimino, clint eastwood ve jeff bridges'i bir araya getiren etkileyici bir film olan thunderbolt and lightfoot'u yönetti. bu film, eastwood ve bridges'in uyumsuz bir ikili olarak birlikte çalışmak zorunda kaldıkları, biraz komedi biraz da suç/aksiyon türünde bir yapım. 1970'lerin suç/gerilim filmlerinden beklenebilecek türden bir sertlik, tempo ve ahlaki belirsizlik içeriyor ve iki başrol oyuncusu birlikte şaşırtıcı derecede uyumlu. izlemesi kolay ve az değer verilmiş bir clint eastwood filmi o dönemdeki diğer harika filmlerinin gölgesinde kalmış olabilir.
18. pale rider (1985)
clint eastwood'un birçok western filminden biri olan pale rider, 1985'te sinemalarda yerini aldı. film, kasabalarını bir maden şirketinden korumaya çalışan bir grup madencinin hikayesini anlatır ve eastwood'un canlandırdığı gizemli bir vaiz, bu mücadelede onların lideri haline gelir. film, eastwood'un western türündeki yeteneklerini sergilediği ve bu türden önceki klasik filmlerine bir selam niteliğindedir. güçlü bir hikaye ve etkileyici performanslarla pale rider, eastwood'un en iyi western filmlerinden biri olarak kabul edilir ve türün hayranları için mutlaka izlenmesi gereken bir yapım olarak öne çıkar.
17. in the line of fire (1993)
clint eastwood'un, suikast günü john f. kennedy'yi koruyamadığı için sürekli suçluluk duyan bir gizli servis ajanını canlandırıyor. bu, çok clint eastwood'luk bir roldür ve role kolayca uyum sağlamıştır. hatta bazı noktalarda adeta otomatik pilotta gibi göründüğü söylenir. eastwood'un ekran varlığının ötesinde, in the line of fire ayrıca wolfgang petersen'in ustaca yönetimenliğini ve aynı zamanda john malkovich'in etkileyici kötü karakter performansını içerir.
16. richard jewell (2019)
2010'lar, clint eastwood'un yönetmenlik kariyerinde en istikrarlı dönemlerden biri değildi bazı hayal kırıklığı yaratan filmlerin yanı sıra birkaç iyi filmi de vardı. neyse ki richard jewell, iyi olanlar kategorisine giriyor ve 2019'daki çıkışı, eastwood'un 2010'larının nispeten yüksek bir seviyeyle sona ermesini sağladı. film, 1996 yaz olimpiyatları'nda planlanan bir boru bombası saldırısını engelleyen güvenlik görevlisi richard jewell'in gerçek hikayesini anlatmaktadır. başlangıçta bir kahraman olarak selamlanan jewell, sonunda bir şüpheli haline gelir ve medya tarafından yargılanarak hayatı ciddi şekilde etkilenir.
15. the outlaw josey wales (1976)
clint eastwood'un yönettiği ve başrolde oynadığı the outlaw josey wales, amerikan iç savaşı'nın ardından ailesi katledilen bir adamın intikam arayışını konu alır. eastwood'un canlandırdığı josey wales, bir kanun kaçağına dönüşür ve kendi adaletini sağlamak için mücadele eder. film, dönemin atmosferini başarılı bir şekilde yansıtır ve eastwood'un karakterine derinlik katar. the outlaw josey wales, western türünde klasikleşmiş bir yapım olarak kabul edilir ve eastwood'un en iyi filmlerinden biri olarak öne çıkar.
14. a perfect world (1993)
clint eastwood'un yönettiği ve kevin costner'ın başrolde oynadığı a perfect world, bir suçlu ile kaçırdığı çocuğun beklenmedik dostluğunu anlatır. eastwood, bu filmde bir teksas ranger'ı canlandırır ve costner'ın karakterini yakalamaya çalışır. film, suçlu ve çocuğun arasındaki ilişkiyi derinlemesine işler ve izleyicilere duygusal bir hikaye sunmaktadır. a perfect world, eastwood'un yönettiği en dokunaklı filmlerden biri olarak kabul edilir.
13. american sniper (2014)
clint eastwood'un en yüksek gişe hasılatı yapan filmi olup, özellikle abd'de inanılmaz derecede popüler olduğunu kanıtlamıştır. belki de 2010'ların en iyi filmidir. abd donanması seal chris kyle hakkında biyografik bir savaş filmidir ve kyle, abd askeri tarihinin en ölümcül nişancısı olarak bilinir. gerilim dolu ve rahatsız edici bir seyir deneyimi sunan film, büyük ölçüde bradley cooper'ın çok adanmış bir performans sergilemesi sayesinde parlamaktadır. popülerliği nedeniyle, yayınlandıktan kısa bir süre sonra büyük bir tartışma yarattı ve savaş yanlısı olduğu algısı nedeniyle bazı eleştiriler aldı ancak eastwood filmin savaş karşıtı duyguları yansıtmasını amaçladığını belirtmiştir.
12. flags of our fathers (2006)
insanların flags of our fathers’ı izleyip onu savaş yanlısı olarak yorumlama ihtimali oldukça düşüktür bu da onu daha az belirgin olan american sniper’a kıyasla farklı kılar. film, amerika ile japonya arasında geçen bir savaşı ve yaşanan tarihi olayları konu alır. amerikan askerleri iwo jima adasını ele geçirmek için savaş ilan ettiklerinde, iki büyük devletin ordusunun karşı karşıya geldiği anları anlatır. ele geçirdikleri anda birkaç amerikan askeri, oradaki dağın tepesine çıkarak zafer bayraklarını dikerler. ancak bu askerler, kahraman olarak evlerine döndüklerinde kendilerini zorlayan bir takım çelişkili hislerin ve durumların ortasına düşerler. film tam da hayatın gerçekleri, kahramanlık kavramının özü üzerine odaklanıyor.
11. the bridges of madison county (1995)
clint eastwood'un rol aldığı ve yönettiği filmler arasında the bridges of madison county, muhtemelen onun en duygusal ve hüzünlü filmlerinden biridir. meryl streep ile oynadığı kısa ama yoğun bir aşk yaşayan bir fotoğrafçıyı canlandırdığı bu film, genellikle eastwood'un tipik filmlerinden ayrılan romantik drama olarak dikkat çeker. meryl streep'in olağanüstü performansı ve eastwood da alışılmadık bir rol olan bu romantik rolde oldukça etkileyicidir. 1995'teki çıkışıyla bazı izleyiciler için beklenmedik olabilir, ancak yıllar geçtikçe daha fazla takdir edilmiştir ve romantik drama türünün hayranları için bir klasik haline gelmiştir.
10. a fistful of dollars (1964)
eastwood'u bir film yıldızı yapan ve aynı zamanda yönetmen sergio leone'yi dikkat edilmesi gereken biri olarak tanıtan kesin bir spagetti western klasiği olan bir avuç dolar, dönemin oldukça harika yapımlarından biridir. film eastwood karakterinin, küçük bir kasabada huzuru bozan iki farklı çeteyi birbirine düşürerek ortadan kaldırmaya çalışmasını konu alarak the dollars trilogy'nin (dolar üçlemesi) şık bir başlangıcını yapar. bir avuç dolar ne kadar iyi olsa da, muhtemelen eastwood ve leone işbirliklerinin üçlüsü içinde "en kötü" olanıdır. ancak, böylesine önemli bir filmi herhangi bir şekilde "en kötü" olarak nitelendirmek yanlış geliyor, bu yüzden belki de 1965 ve 1966 yıllarında sırasıyla gelen filmlerin bir şekilde daha da iyi olduğunu söylemek daha doğru olur.
9. escape from alcatraz (1979)
clint eastwood'un gerçek olaylara dayanan filmlerinden biri olan escape from alcatraz, amerika'nın en ünlü hapishanesinden kaçış hikayesini anlatır. eastwood, alcatraz'dan kaçmayı başaran bir mahkumu canlandırır ve film, bu kaçışın detaylarını ve zorluklarını gözler önüne serer. yönetmen don siegel ile beşinci ve son işbirliği olan bu film, eastwood'un soğukkanlı ve kararlı bir performans sergilediği gerilim dolu bir dramadır. escape from alcatraz, izleyicilere hem tarihin önemli bir olayını hem de etkileyici bir kaçış hikayesini sunar.
8. gran torino (2008)
clint eastwood'un hem başrolde oynadığı hem de yönettiği gran torino, yaşlı bir kore savaşı gazisinin hikayesini anlatır. eastwood'un canlandırdığı karakter, yaşadığı mahalledeki gençlerle ve onların kültürel farklılıklarıyla başa çıkmaya çalışırken, kendi önyargıları ve geçmişiyle de yüzleşir. gran torino, güçlü bir drama ve karakter çalışmasıdır ve eastwood'un performansı oldukça etkileyicidir. film, adalet, aile ve toplumsal değişim gibi temaları işler ve izleyicilere derin bir duygusal deneyim sunar.
7. letters from ıwo jima (2006)
clint eastwood'un yönettiği letters from iwo jima, ikinci dünya savaşı sırasında japon askerlerinin perspektifinden iwo jima muharebesi'ni anlatır. film, savaşın insanlık üzerindeki etkilerini derinlemesine işler ve güçlü bir dramatik anlatım sunar. japonca diyaloglarla çekilen film, en iyi yabancı dilde film dalında altın küre kazanmıştır ve eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanmıştır. letters from iwo jima, eastwood'un savaşın her iki tarafını da empatiyle ele aldığı etkileyici bir yapım olarak öne çıkar.
6. for a few dollars more (1965)
a fistful of dollars'ta (bir avuç dolar) iyi olan her şey, 1965'in birkaç dolar için filminde, leone ve eastwood'un ikinci işbirliğinde daha da iyi hale getirilmiştir. eastwood, kimliksiz olarak geri döner ve film, aynı hedefin peşinde olduklarını fark eden iki ödül avcısının (farklı nedenlerle de olsa) bir araya gelmesini konu alır. hikaye daha heyecan verici, kapsam belirgin şekilde daha büyük, ennio morricone'nin müziği ilk filmdeki müziğinden bile daha iyidir ve eastwood ile lee van cleef harika bir ikili oluşturur. the dollars trilogy (dolar üçlemesi) açısından daha da iyi hale gelir, ancak bu ikinci filmin hala muhteşem olduğu oldukça açıktır.
5. mystic river (2003)
clint eastwood'un yönettiği mystic river, çocukluk arkadaşlarının trajik bir olayla tekrar bir araya gelmesini konu alır. sean penn, tim robbins ve kevin bacon gibi güçlü oyuncu kadrosuyla film, suç ve dramayı etkileyici bir şekilde harmanlar. eastwood'un yönetmenliği, karakterlerin karmaşık duygusal dünyalarını ustalıkla yansıtır ve film, en iyi erkek oyuncu (sean penn) ve en iyi yardımcı erkek oyuncu (tim robbins) dallarında akademi ödülleri kazanmıştır. mystic river, eastwood'un filmografisinde önemli bir yer tutar ve izleyiciler için güçlü bir deneyim sunar.
4. dirty harry (1971)
clint eastwood'un başrolde oynadığı dirty harry, sert ve kararlı bir polis müfettişi olan harry callahan'ın hikayesini anlatır. film, san francisco'da bir seri katili yakalamaya çalışan callahan'ın mücadelesini işler. eastwood'un "go ahead, make my day" repliği, sinema tarihinin en ikonik repliklerinden biri olarak kabul edilir. dirty harry, suç ve aksiyon türlerinin klasikleşmiş bir örneğidir ve eastwood'un kariyerinde önemli bir dönüm noktasıdır.
3. unforgiven (1992)
clint eastwood'un yönettiği ve başrolde oynadığı unforgiven, western türünün en önemli filmlerinden biridir. eastwood, emekli bir silahşör olan william munny'yi canlandırır ve geçmişindeki şiddet dolu hayatıyla yüzleşmek zorunda kalır. film, şiddetin ve intikamın doğasını sorgular ve eastwood'un yönetmenlik kariyerindeki en başarılı yapımlardan biri olarak kabul edilir. unforgiven, en iyi film ve en iyi yönetmen dahil dört akademi ödülü kazanmıştır ve western türünün hayranları için mutlaka izlenmesi gereken bir filmdir.
2. million dollar baby (2004)
clint eastwood'un yönettiği ve başrolde oynadığı million dollar baby, bir kadın boksörün (hilary swank) başarı hikayesini ve onun antrenörüyle (eastwood) olan karmaşık ilişkisini konu alır. film, azim, hayal kırıklığı ve fedakarlık temalarını işler ve izleyicilere duygusal bir deneyim sunar. million dollar baby, en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi kadın oyuncu (hilary swank) ve en iyi yardımcı erkek oyuncu (morgan freeman) dallarında akademi ödülleri kazanmıştır. film, eastwood'un yönetmenlik kariyerindeki en büyük başarılarından biri olarak kabul edilir.
1. the good, the bad, and the ugly (1966)
sergio leone'nin yönettiği ve clint eastwood'un başrolde oynadığı the good, the bad and the ugly, spagetti western türünün en ikonik filmlerinden biridir. film, amerikan iç savaşı sırasında geçer ve birbirinden oldukça farklı üç adamın hikayesini anlatır: iyi (blondie - clint eastwood), kötü (angel eyes - lee van cleef) ve çirkin (tuco - eli wallach). üç karakter de çölde gömülü bir altın hazinesinin peşindedir ve film boyunca hem birbirleriyle hem de diğer tehlikelerle mücadele ederler. ennio morricone'nin unutulmaz müzikleri ve sergio leone'nin benzersiz yönetmenlik tarzı, filmi western türünün zirvesine taşır. the good, the bad and the ugly, sinema tarihinin en büyük klasiklerinden biri olarak öne çıkar.