Sinemaya Uyarlanan Dune Serisi Nedir, Neyi Anlatır?
Nedir bu?
dune, frank herbert'in hugo ve nebula ödüllerini almasını sağlayan ve tüm dünyada on beş milyondan fazla kopyası satılan 6 kitaptan oluşan bilim kurgu roman serisi; arthur c. clarke'ın ifadesiyle "yüzüklerin efendisi ile kıyaslanabilecek tek şaheser kurgu romandır."
Konusu nedir?
bütün politik, ekonomik, dinsel güç öğelerinin merkezinde bulunan melanjın evrendeki tek kaynağı olan arrakis gezegeninin çöldeki yaygın adıdır dune.
resmi yerleşimler genelde daha soğuk olan kuzey kutbu etrafında toplanmış köy ve kasabalardır. yaşamın imkansız kabul edildiği güney enlemlerinde ise gizli siyeçlerinde imparatorluk kayıtlarına geçmeyen fremenler yaşar.
fremenlerden ve kaçakçılardan aldıkları yüksek rüşvetlerden memnun olan uzay loncası gözlem uyduları için çok para isteyerek, gezegenin güneyindeki iklimin yol açtığı kontrolsüzlüğe destek olur. çölün efendisi kum solucanları da buna destek olmaktadır. çöldeki bilimsel araştırma zorluğu yüzünden kum solucanları ve melanj arasındaki bağlantı çözülememiştir.
gezegen yüzeyinde açık çölde kara ulaşımı fremen olmayanlar için imkansızdır. kum solucanları her türlü titreşimi hisseder ve bölgesini korumak üzere saldırır. ayrıca aşırı hassas algıları yüzünden vücut kalkanlarının yaptığı elektrik alanı da solucanları çıldırtır. çölde bir kalkanı ancak bir ahmak kullanır. böyle durumda kalınması ihtimaline karşı alınması gereken önlem yanında bir fremkit taşımaktır. bunun içinde bulunan damıtıcı giysi günlük su kaybını minimuma indirir. ayrıca bu kitte bulunan gümlerler kullanılarak solucanların dikkati başka yöne çekilerek kayadan kayaya yürümek umulabilir.
gezegen üzerinde hiçbir açık su kaynağı bulunmadığından su ihtiyacını gidermek çok pahalıdır. şehirde büyük oranda su ithalatçıları tarafından karşılanır. ufak bir kısmı rüzgar yoğuşturucularıyla havadaki çok az su buharından elde edilir. fremenler tamamen bu yolu kullanır.
gezegen bütün yönleriyle doğal bir çile çekme mekanı, bir cehennemdir. bir eliyle verdiğini öbür eliyle alır.
teşekkürler frank herbert.
Bir okura katabilecekleri
dune, hayata bakış açımı değiştiren kitap serisidir. bunun içindeki psikoloji ve felsefe okuduğum hiçbir kitapta yoktur. insana dair öyle tespitleri var ki okurken apışıp kalıyorsunuz, öküz oturuyor resmen.
bu seri sayesinde insanlarla daha iyi anlaşmaya ve konuşmaya başladım. eskiden biriyle tanışırken hep tedirgin olurdum. eğer tanıştıran başka bir arkadaş yoksa herhangi biriyle tanışamazdım kolay kolay. sadece tanışma kısmı değil olay, genel olarak ilişkiler konusunda beni fazlasıyla geliştirdi dune. artık oldukça akıcı ve rahat konuşabiliyorum. eskiden öyle değildi, iki kelime edince gerisi gelmezdi. haliyle karşımdaki de sıkılırdı.
sonra bu kitap sayesinde korkularımı yendim. sıkıştığım yerlerde korkuya karşı duayı aklıma getirdim. normalde duayla falan işim olmaz ha. dinsizin tekiyim. zaten bu duayı da dua diye değil, tamamen bir motivasyon kaynağı olarak aklıma getirdim. sonuç inanılmazdı. tedirgin olduğum, heyecanlandığım, korktuğum zamanlarda o kadar etkili oldu ki ben bile şaşırdım.
kitaptaki bilgileri, konuşmaları, diyalogları, karakterlerin iç seslerini hep dikkatle okudum ve bunlardan kendime bir şeyler kattım. özellikle bene gesserit öğretisi inanılmaz etkili oldu. yaptıkları karakter analizleri ve çıkarımlar psikologlara taş çıkarır nitelikteydi. ve hep bunlardan kendime ders çıkardım. artık biriyle rahatlıkla tanışabiliyorum, saatlerce konuşabiliyorum hatta onların hal ve hareketlerinden az da olsa düşüncelerini anlayabiliyorum.
bakın daha okurken verdiği edebi zevkten bahsetmedim bile. özellikle birinci kitabı okurken aldığım zevki daha hiçbir şeyden almadım. kurgusu zaten şahane. biraz bilim kurgu ve biraz da fantastik kurgu. bir insan daha ne isteyebilir bir kitaptan?
ve kendi okuduğum kitaplar çerçevesinde şunu iddia ediyorum ki bu seri, yazılmış en iyi edebi eserdir.
Kitapların türkçeye çevrilmiş isimleri
(bkz: çöl gezegeni dune)
(bkz: dune mesihi)
(bkz: dune'un çocukları)
(bkz: dune'un imparator tanrısı)
(bkz: dune'un kafirleri)
(bkz: dune rahibeler meclisi)
Bonus: Dune'un kelime anlamı
tüm imparatorlukta kullanılan arrakis'in yerine fremenlerin kullandığı isim olan "dune" ile "dûn", "düyun" ve "dünya" sözcükleri benzeşmektedir. arapça kökenli olan "dûn" alçak (kimse); aşağı; altta, aşağıda olan anlamına gelir. yine arapça kökenli olan "düyun" borçlar anlamına gelir. arapça kökenli olan "dünya" sözcüğünü açıklamaya ise herhalde gerek yoktur. bu benzeşmeler dikkate alınırsa "dune" un anlamına ilişkin çok ciddi açılımlar olacaktır.
istek parçası olarak: "dünya" sözcüğü arapça "denaet" ten (alçaklık, aşağılık(lık)) türemiştir. dikkat edilrise "dûn" sıfat, "denaet" isimdir. fremenler zensünni inancını izlemektedir. özetle; zen inancına göre reenkarnasyon vardır ve dünya ulvi olana (nirvana) ulaşmak için olumlu aşama kaydedilmek üzere gerekirse defalarca yaşanan yerdir. yine özetle; sünni inancı ise, bir islam mezhebidir ve islam inancında dünya cennete ulaşmak amacıyla bir defaya mahsus yaşanan yerdir (yaklaşık bir benzeşme özellikle katolik ve ortodoks inancı izlenerek hristiyanlık için de elde edilebilir, ancak hristiyanlığın aksine zen ve sünni inançlarında insan yaratılıştan itibaren günahkar değildir.). dolayısıyla fremenler arrakis'i inançlarına uygun şekilde adlandırmaktadır. izleğe yardımcı olmak için eklemeliyim ki, gezegenbilimci pardot kynes ve halefi liet kynes dune'u mecazen cennete çevirmeye çalışırlar, ancak nihayetinde kusursuz olan cenneti sadece tanrı'nın yaratabileceği, insanın ise sadece iyi ve kötüyü dengeleyebileceği anlaşılır (dune cennete dönüştürüldükçe, sadece şeyh hulud ve baharat değil, yaşam biçimi, sosyal ve kültürel özellikler ve daha da önemlisi inançlar, ritler ve kodeksler yitirilmektedir.)