Skandal Dansıyla La Dolce Vita Filmine İlham Veren Ermeni Asıllı Türk Dansöz: Ayşe Nana

Ermeni asıllı Türk dansöz Ayşe Nana'ınn hayatı kelimenin tam anlamıyla filmlere konu olacak cinsten.
Skandal Dansıyla La Dolce Vita Filmine İlham Veren Ermeni Asıllı Türk Dansöz: Ayşe Nana

ayşe nana'nın absürtlüklerle dolu, film gibi bir hayatı varmış. zaten hayatının bir döneminde yolu fellini ile bile kesişiyor, la dolce vita filminde kendisinden esintiler var. ama bizim ülkede işler garip bir hal alıyor. türklüğe hakaret suçlaması ile gıyabında tutuklama kararı bile almış rahmetli. kadın tek başına dönemin siyasi, sosyolojik, magazinsel ne olayı varsa üstüne mıknatıs gibi çekmiş.


1955 yılında beyoğlu’nda bir gazinoda program yaparken, garsonların sürekli sahnenin önünden geçmesine sinirlenip dansı bırakmış ve “kazık herifler dans ederken sahnenin önünden geçilmez” demiş. şef garson da nana’ya, “garsonlara hakaret etmeye hakkın yok” tepkisini gösterince, “avazının çıktığı kadar bağırıp eline geçeni zavallı şef garsonun kafasına fırlatan” nana, “siz türk erkekleri bir kadınla konuşmaktan ne anlarsınız” demiş. yıl 1955, erkekler aynı. neyse, sonra gazinoya çağrılan işgüzar polisler, olayın türklüğe hakaret kapsamında olduğunu söyleyip nana’yı gözaltına almak istemişler. ama dansöz nana, polislere tekme atıp kaçmayı başarmış. hakkında tutuklama kararı çıkarılan ve bir hafta sonra yakalanan nana garsonlar ifade değiştirince serbest bırakılmış. tabi 1950'li yıllar, yabancıya hoşgörünün taban yaptığı yıllar. kendisi ermeni kökenli.


2-3 ay sonra türkiye'yi terk etme kararı almış. fransa'ya gitmiş ama işler umduğu gibi olmamış. aklına magazinsel bir gündem yaratma fikri gelmiş. güya kaçırılacak, ortadan kaybolacak sonra tekrar basına malzeme olacakmış. sahte kaçırılmanın yaratacağı sansasyonun işlerini düzelteceğine inanmaktaymış. annesi fransız ve türk gazetelerine kızının kaçırıldığı konusunda mektuplar göndermiş. kaçırılma olayını fransa'da umursayan olmamış ama türkiye'de ufak da olsa ses getirmiş. fransız polisi, “dansöz fazla alaka görmediği için böyle demode bir usule başvurmuştur, kaçırılma olayı yalandır” açıklaması yapınca foyası ortaya çıkmış. tabi bu durum türk gazetelerini çok kızdırmış.


fransa’da tutunamayınca dönüş yolu gözükür. gidişinden bir yıl sonra 6 aralık 1956’da geri dönmüş. içinde olduğu tren sirkeci’de büyük bir kalabalık tarafından karşılanmış. trenin kapıları izdi-ham nedeniyle açılamayınca pencereden inmiş nana. kabare yatırımı için bütün birikmiş parasını batırdığını açıklayan nana bir soru üzerine, “salyangoz yemekten kendileri de salyangoza benzemiş” dediği fransız erkeklerini pek beğenmediğini söylemiş. türk erkeklerinin tren kapısının açılmasına bile izin vermeyen izdihamını tekrar hatırlatıyorum.


1957 yılında adana’da yaptığı bir gösteri ahlaka aykırı bulununca polisten baskın yemiş, gösteri yarım kalmış. hakim karşısına çıkarmışlar, hakim gösteride göğüslerini niye açtığını sormuş. inkar etmiş, isterseniz gösteriyi mahkeme salonunda yaparım demiş. tabi duruşmayı izleyenler başlamış tezahüratı, hakim bırak bu laubali hareketleri demiş, nana ters cevap vermiş, atmışlar hapishaneye. avukatlar itiraz etmiş, 2 gün sonra başka bir duruşma olacak ama avukatlar bıkmış nana'dan. mahkemede ağzını açmayacaksın, yoksa çıkmayız duruşmaya demiş avukatları. bu da kabul etmiş, sus pus oturmuş mahkemede. sonuç: tahliye.

(12 eylül döneminden sonra vatandaşlıktan çıkarılınca başı bir daha türkiye ile derde girmez.)


nana’yı dünya çapında ünlü yapan olay 5 kasım 1958’de roma’nın ünlü gece kulübü rugantino’daki partide yaşanmış. abd’li milyarder vanderbilt hanedanından peter howard’ın düzenlediği partinin konuklarından biri de devrik mısır kralı faruk’tur. krala sürpriz yapmak isteyen howard, bir dansöz bulunmasını isteyince nana çağrılır. kral son anda partiye katılmaktan vazgeçer ama nana gelmiştir. apar topar çağrıldığı için yanında kostümü yoktur. önce elbisesiyle dans eder, gösterinin sonunda neredeyse çırılçıplaktır.


gösteri bitince mekanı basan polisler kulübü kapatır. nana’nın performansını magazin muhabiri tazio secchiaroli fotoğraflamıştır. bu fotoğraflar l’espresso’da yayımlanınca tüm dünya skandaldan haberdar olur. o gece, roma eğlence hayatına 1960’lar boyunca damgasını vuracak çılgın dolce vita (tatlı hayat) günlerinin başlangıcı kabul edilir.


bu fotoğraflar nana’yı dönemin en bilinen karakterlerinden biri yapar tabi. olayın unutulmaz olmasını sağlayan asıl önemli şey ise fellini’nin 1960 yapımı la dolce vita filminde nana’nın dans performansından ilham alan bir sahnenin de olmasıdır.

(fellini’nin la dolce vita filminde nana’nın performansından ilham alan dans sahnesinde nana’yı nadia gray canlandırmıştır.)


nana bu magazinsel girişin ardından italya'da umduğunu yine bulamamış. gazeteci-tarihçi orhan koloğlu’nun, 15 şubat 1972’te hürriyet’te “nana’yı birkaç sene evvel roma’da tren istasyonu civarındaki ucuz voltura sinemasında seyrettim. sinemanın bütün müşterileri askerler ve sicilyalı amelelerdi. filmden sonra bir saate yakın da sahneye çıkan nana’nın kıvırmalarını izliyorlardı” yazmasından anlaşıldığı gibi sahne hayatında da işleri pek parlak gitmez.

nana skandal geceyi ilk yıllarda bir reklam amacı olarak kullanmaya çalıştıysa da sonuçlar beklediğinin tam tersi olmuştu. 1980’lere gelindiğinde o geceki performansından ve fotoğraflarının çekilmesinden büyük pişmanlık duyduğunu söylemiştir. 

ayşe nana, 2014'te roma'da hayatını kaybetti.