Sokak Fotoğrafçılarının En Sık Kullandığı Fotoğraf Makinesi Markası Neden Leica?

Fotoğraf sanatını takip ediyorsanız, foto muhabirler ve sokak fotoğrafçıları arasında en popüler markanın Leica olduğunu görebilirsiniz. Peki neden?
Sokak Fotoğrafçılarının En Sık Kullandığı Fotoğraf Makinesi Markası Neden Leica?
iStock

Leica'nın başlangıç hikayesi

1900’lerin başında fotoğraf makineleri büyük, ahşap ve taşınması çok zor ekipmanlar iken, küçük fotoğraf makinesi hayali wetzlar’daki ünlü mikroskop üreticisi ernst leitz’ın araştırma departmanı sorumlusu oskar barnack’ı sürekli meşgul etmiştir. 42 mm odak uzaklığında geri çekilebilir mercekli, 40 mm genişliğinde açılabilen, üst üste gelmeyen bir obtüratör için deklanşörlü, filmi her defasında bir kare ileri saracak bir kurma mekanizmalı ve 0’dan 40’a kadar kare sayaçlı bir fotoğraf makinesi gövdesine sahip fotoğraf makinesi yapmayı başardı. leica adı ise leitz ve camera sözcüklerinin birleşiminden gelmektedir.

Ara Güler de Leica ile özdeşleşen isimlerdendi. Kendisi, "Master of Leica" unvanına da layık görülmüştü.


Kısa cevabı önden verelim

leica zamanında kucakta taşınan kutu formundan cepte taşınabilen, çoraba, çantaya gizlenebilen, mekanik olduğu için dayanıklı, bozulsa da tamiri kolay ve tüm bunlara rağmen keskin fotoğraflar çekebilen makineler üretirdi. hal böyle olunca foto muhabirleri leica'larını saklamayı başararak birçok olayı fotoğraflamayı başardılar. aslında buna benzer bir sürecin şu anda gerçekleşiyor olduğunu düşünüyorum. büyük hantal dslr'lerin yerini ufak aynasızlar hatta telefonlar almakta. çünkü pratikler, çünkü iyi çekebiliyorlar, çünkü dikkat çekmiyorlar. adidaşa gidip messi'nin ayakkabısını alabilirsiniz ama messi gibi oynayamazsınız. fotoğraf gibi bir konuda makineler neden bu kadar abartılır ki? olay gözde değil midir?

ayrıca kimi de demiş ki leica ile çekilen fotolarda garip bir güzellik var. var tabii ki de canım, leica'yı sen ben almıyoruz ki. bunu meslek haline getirmiş insanlar alıyorlar ve o fotoğrafları çekiyorlar. emin ol o insanlar iphone'lar ile de o harika kareleri çekerlerdi.

Bir diğer "Master of Leica", Henri Cartier-Bresson.


Biraz daha detaya inecek olursak

leica bok gibi makineler üretmez. sadece fiyat/performans makineleri üretmez. leica bir luxury markasıdır.

bir fotorğafçı bir makine alırken ihtiyaçlarına göre alır. kedi fotoğrafı çekmek için d4s alan insanlardan bahsetmiyorum bakın. ya da sokakta çoluk çocuğu çekmek için canon eos 5d mk3 alıp önüne 85mm f1.2 lens alandan da bahsetmiyorum. bu işler biraz da paraya bakar. ama gerçekten fotoğraf ile uğraşan adam, gider ihtiyacı olan makineyi ve ekipmanları alır.

piyasada şu an leica'ya karşılık bir makine yoktur. siz istediğiniz gibi sony a7 r mkii çıktı diye çığlık atın, görüntü kalitesi zeiss lenslerle leica'yı parçalar deyin. bunlar leica gerçeğini değiştirmez. o nedenle hala sokak fotoğrafçılığı dendiği zaman leica 1 numaradır. hala birçok belgesel fotoğrafçısı leica kullanır.

bakın bu güne kadar milyon tane makine kullandım, piyasada orta format dijital makineler dışında hepsini ya denedim ya da kısa/orta/uzun vadeli kullandım. önlerinde envai çeşit lens denedim. bakın 70-200 f2.8'den falan da bahsetmiyorum, canon 1.2'ler, sigma art serisi lensler, nikon mauel lensler, zeiss cine lensler... (bunların çoğunu ya çevrem sayesinde ya da yurt dışında denedim/kullandım) ve her makine ve lensin bir yapılış amacı vardır. o nedenle spor fotoğrafçıları belli makineleri kullanırlar, foto muhabirleri spesifik markalarla çalışırlar.

Leica X1

leica da böyle bir şeydir. en ileri sensör teknoloji yok içinde, çünkü leica bir teknoloji şirketi değil. leica maksimum optik kalitede, makine gibi işleyen, inanılmaz bir fotoğraf deneyimi yaşatan kameralar yapar. vizöründen bakmak ayrı bir olaydır. nasıl ki, bir nikon f4'ün vizöründen bakmak bambaşka bir boyutsa, leica da ayrı bir dünyaya açılır. kullanımı, lenslerinin focus halkasının sıkılığı, hassasiyetleri, hissiyatı eşsizdir. bakın en iyisidir demiyorum gene, eşsizdir. leica eşsizdir olayı bu, bu yüzden bu kadar pahalı.

hatırlarım, fujifilm x-pro1 çıktığında herkes leica killer demiştir. ne oldu? öldüremedi. "poor man's leica" oldu. ama fujifilm'de autofocus var, hibrid vizör var, yok 16mp'lik, full frame sensörlerle kapışan x-trans sensör var. dendi de dendi. leica'yı leica yapan şey, kullanacak adamın bu saydığınız şeylere ihtiyaç duymaması. daha fazlasını araması, gerçek bir fotoğraf deneyimi aramasıdır.

leica kullanmıyorum, ama fırsatını buldukça denerim, kullanırım, zamanında almanın ucundan dönmüşlüğüm de vardır.

bütün markalar kendi aralarında kapışırlar, ama leica tektir. rakibi yoktur. çünkü tek bir kulvarda kendi kafasına göre takılır. bu onu en iyi kamera, ya da başka bir şey yapmaz, bu onu kendi kulvarının en iyisi yapar, o nedenle zaten yıllar içinde birçok üretici battı, kapandı vs, ama leica hala devam ediyor. bütün bunların yanında adamlar yeniliklere gözlerini kapatmıyorlar. doğru zamanda doğru hamleyi yaparak teknolojiyi kendi makinelerine adapte ediyorlar.

dünyanın ilk dijital rangefinder'ını epson çıkarttı. bayağı da tatlı bir makineydi. ne oldu, unutuldu gitti. leica gitti ilk dijital rangefinder'ını epson'dan seneler sonra çıkarttı, neden? piyasanın gidişatını ve taleplerini iyi gözlemliyorlar.


leica-panasonic ortaklığında çıkan makineleri saymıyorum, onlar ne işe yarıyor bilmiyorum, kullanmadım ya da karşılaştırma fırsatı da bulamadım, bulursam yorum yaparım, ama bana anlamsız geliyorlar.

son olarak da, sıradaki hayalim leica q'yu denemektir. bakın gene insanlar çıkacak, sony rx1 vardiyecekler, fuji x100 var diyecekler. ricoh gr var diyecekler. aynı şey değil. senelerdir ricoh gr kullanırım, fuji x100'ü çıkarttığında, daha türkiye'ye gelmeden deneme şansı bulmuştum. bu makinelerin hiçbiri aynı tadı vermezler. hepsini ayrı ayrı severim, ama eminim ki leica'yı leica yapan şey, leica q'da vardır. umarım vardır. gerçekten denemek istiyorum kendilerini.

not: bunu yazan adam bir markanın fanboy'u değildir. yıllar içerisinde birçok sistem değiştirdim, çoğu sistemi denedim, her markanın kendi artıları olduğuna inanırım, ve doğru amaç için her markanın farklı avantajları vardır bunu bilirim. leica da benim için böyledir.

gero furchheim, leica'yı şöyle anlatmıştır

"ramallah’ta yalnızca taş fırlatan çocuk göstermek isteyenler sayısal kamera kullanır. ancak tüm öykünün resmini çekmek isteyen, orada neler olduğunu, çocuğun neden taş fırlattığını anlatmak isteyen leica kullanır. çünkü o, sizinle daha içli dışlıdır."

bir hayalden çok daha fazlası...

Yılların Bitmek Bilmeyen Tartışması: Canon mu, Nikon mu?

Renkli Fotoğrafın Sanattan Sayılmasında Büyük Rol Oynayan Fotoğrafçı: Joel Meyerowitz