Stranger Things'in Merakla Beklenen 4. Sezonunun İncelemesi

Stranger Things'in 4. sezonu, 3. sezondan tam 3 yıl sonra karşımızda. Peki beklediğimize değdi mi? İnceliyoruz.
Stranger Things'in Merakla Beklenen 4. Sezonunun İncelemesi


stranger things'in ilk sezonu müthiş iyi çalışılmış bir işti

e.t. ve freaks and geeks gibi yapımlardan hareketle çok güzel bir evren ve hikaye kurmuşlardı. burada önemli olan da esinlenme değil sadece. ele alınan konuların nasıl uygulandığına da bakmak lazım ve işte sevimli karakterleri olsun, maceraya atılan arkadaş grubu olsun, eleven'ı canlandıran millie bobby brown'ın başarılığı oyunculuğu olsun, o zaman lisede olan karakterlerin arasındaki çekişme olsun her şeyi güzel bir denge içinde bir araya getirmişlerdi.

ancak ikinci ve üçüncü sezonda işler aceleye gelince bu uyum dağıldı. çünkü sanırım netflix, dizinin popülerliği geçmeden ve oyuncular çok büyümeden izlenme alma derdindeydi ama doğru düzgün hazırlık olmayınca sezonlar görece sıkıcı oldu. şimdi aradan geçen 3 yılda bakalım, dizi eski güzel bölümlerine geri dönüş yapabildi mi?

Uyarı: Buradan sonrası spoiler.

biraz önce konuştuğumuz gibi dizinin ikinci ve üçüncü sezonlardaki en büyük problemi yazımın çok aceleye getirilmesiydi. mesela birinci sezona baktığınızda burada yapılan işe ve özellikle sinemaya büyük bir sevgi olduğunu görebilirsiniz. ikinci üçüncü sezonda ise bu özeni göremiyorduk.

dördüncü sezonun en büyük avantajlarından biri de bu. ilk olarak bölüm sürelerini uzatmışlar. diğer sezonlarda standart drama mantığıyla genelde 45-55 dakikalık bölümler oluyordu ama bu sezon bölümler 1 saat 10 dakikayı geçiyor. böylece ana kötü olan vecna'nın kurbanlarına yaklaşmasını daha gerilimli bir şekilde izleyebiliyoruz. ayrıca konuların çözümü de yine detaylarıyla ve tane tane açıklanıyor.


bu süreye dizinin bir handikabından dolayı da ihtiyaç var aslında

şimdi stranger things'in bir kısmı merak uyandıran maceralı hikayesiyse diğer kısmı da sempatik karakterleridir. yani karakterlere ısınamadıysanız diziyi sevmeniz de biraz zor. bu konuda da gerçekten başarılılar aslında. hopper, steve, joyce, murray, eleven, lucas, dustin uzar gider bu liste. bir yığın sevilesi karakter var. üzerine her sezon erica, robin, eddie gibi yeni karakterler geliyor. bu da hikayenin biraz şişmesine neden oluyor aslında.

şimdi elinizde olaya dahil olacak yanlış saymadıysam 12 tane karakter varken bunları bir arada tutamazsınız. çünkü bu kadar kalabalık bir ekiple boşverin gizemi bulmacayı upside down'a girip vecna'yı dövelim deseniz döversiniz. özellikle yanınızda hopper ve steve gibi iki karakter varken. o nedenle karakterleri bir şekilde ayırmanız gerekiyor ama bana göre bunu yanlış bir tercihle ekibi dünyanın farklı farklı yerlerine göndererek yapmışlar.


şimdi hopper'ı canlandıran david harbour'un bu seriden sonra bilinirliği arttı. film çok beğenilmese de hellboy oldu, scarlett johansson'la marvel filminde oynadı falan... bu nedenle daha fazla ekran süresi ayırmak istiyorlar ama stranger things temelde bir gerilim dizisi. o nedenle dördüncü sezonun ilk part'ında hopper hiç görünmese ve joyce ile birlikte acaba hayatta mı değil mi merak içinde olsak ve yedinci bölümde karanlık bir yerde sadece yüzünü falan görsek ya da daha iyisi eleven güçlerini geri kazanırken hop'un yerini bulmaya falan çalışsa çok daha gerilimli bir kısım yazılmış olurdu. şu haliyle de eğlenceli tabii ama heyecanı daha düşük bir hikaye anlatımı olmuş.

bu durum california ekibi için daha belirgin mesela. will, mike, jonathan ve argyle'in içinde olduğu bu grup eleven'ı bulmaya çalışıyor ama iki şeyden eminiz. bir eleven güçlerini geri kazanana kadar kendisine ulaşamayacaklar, iki bu ekipten kimse ölmeyecek çünkü bu durum yeterince dramatik değil. o nedenle her ne kadar çekimleri heyecanlı olsa da hikayenin bu kısmının genel akışa herhangi bir katkısı yok.

halbuki mike'ı california'ya göndermektense buradaki ekibi joyce ile birlikte hawkins'e getirseler işler çok daha heyecanlı olurdu. karakterler birbirleriyle etkileşim halindeyken takip edecekleri; vecna'nın durdurulması, eleven'ın nerede olduğu ve hop'un hayatta olup olduğu olmadığı sorunlarına göre bölümlere ayırırdınız böylece hadi artık hawkins'e dönelim diye sabırsızlanmazdık diğer konuları takip ederken.


yalnız burada biraz söylendik gibi oldu ama bu part'ın finalini çok güzel bağlamışlar

bir'in kim olduğu ve vecna'nın kimliği biraz tahmin edilebiliyor tabi ama paralel hikayeleri birbirine bağlamak ve işin kökenlerine geri dönerek, ana düşmanın düşünme kabiliyeti olmayan bir canavar yerine yaptığı şeyleri gayet bilinçli yapan birine dönüştürülmesi hikayeye derinlik katmış. ayrıca eleven'ın en büyük problemlerinden biri yaşadığı iki farklı hayatta da yarım kalmasıydı. şu an programı başlatan kişiyle mücadele ederek gerçek kimliğini bulabilir ve böylece kişiliğini kabul süreci de tamamlanmış olur.

Spoiler'ın sonu.


sonuç olarak

evet ikinci ve üçüncü sezon biraz aceleye geldiği için beğenilmemiş olabilir ama bu sezon artan gerilim ve korku ögeleriyle birlikte dizi tekrar efsane günlerine dönmüş diyebiliriz. o nedenle sezonun ikinci part'ını heyecanla bekliyoruz.