Strateji, Disiplin ve Soğukkanlılığın Vücut Bulmuş Hali: Gustavo Fring

Breaking Bad ve Better Call Saul dizilerinin en dikkat çeken karakterlerinden biri olan Gustavo Fring'in derinlemesine analizi.
Strateji, Disiplin ve Soğukkanlılığın Vücut Bulmuş Hali: Gustavo Fring

--- spoiler içerir ---

bu zamana kadar izlediğim tüm diziler arasında, gördüğüm en soğukkanlı karakterlerden biri gustavo fring. hem breaking bad, hem de better call saul'daki karakteriyle bizlere adeta strateji ve soğukkanlılık dersi veriyor. adam tam anlamıyla profesyonellik abidesi. öyle ki, gözünüzün içine baka baka birini öldürse bile, aklınızda kalan tek şey o anki temiz ceketi ve pırıl pırıl parlayan ayakkabıları olur, gider üstünü başını jilet gibi yapar. 

şimdi detaylıca bakalım, kim bu gustavo fring? neler yapar, nasıl bir adamdır?

öncelikle gustavo fring, iş dünyasında tam bir dâhi. iş ahlakı yerlerde sürünen salamanca gibi rakiplerinin aksine, en ince ayrıntısına kadar planlanmış bir hayatı var, çok disiplinli. öyle bir disiplin ki, kfc'nin sahibi colonel sanders gelse, “tamam kardeşim, bu işin kitabını sen yazmışsın” der. fring, los pollos hermanos'u yönetirken, aynı zamanda meksika kartelinin işlerini de yürütüyor, hem de bu iki dünyayı mükemmel şekilde birbirinden ayırarak. burada asıl olay, onun stratejik zekâsı. düşünsenize, sıradan bir tavuk restoranı işleten, halkın sevgilisi bir iş adamı, aynı zamanda uyuşturucu imparatorluğu kurmuş ve bunu o kadar ustaca yapıyor ki, herkes ona güveniyor. polis, onu hayırsever iş adamı olarak görüyor; kartel ise işlerin en temiz yürütüldüğü ortağı olarak saygı duyuyor. kartel, gustavo'ya saygı duymayacak da kime duyacak ? sürekli mızmızlanan ve olay çıkaran hector salamanca'ya mı ?

better call saul'da, gus'ın hector salamanca'ya karşı olan hamleleri tam bir satranç oyunu gibi değil miydi ? hector'u ölümden geri döndürüp tekerlekli sandalyeye mahkum eden planı, sırf öldürülen arkadaşının intikamını almak için yıllarca sabırla bekleyip fevri hareket etmemesi, ne kadar stratejik biri olduğunu gözler önüne seriyor. hector'u bir çırpıda öldürmek yerine, onun tüm gücünü elinden alarak aşağılamayı tercih ediyor. aynı zamanda hector'un yanına nacho varga'yı yerleştirmesi ve sabırla hareket etmesi, hayran olunulacak bir zekâ.


gustavo'nun disiplin anlayışıysa gerçekten insanı hayret ettirecek kadar mükemmel. adam sabahları uyandığında, diş fırçalarken bile bir plan yapıyordu eminim. hatta belki diş macununu sıktığı yere göre bir strateji geliştiriyordur. yaşadığı hayatın her anı düzenli, her hareketi hesaplı. düşünsenize, walter white bile ondan öğrenecek bir şeyler buluyor. gus'ın laboratuvarına yaptığı ilk ziyaretinde, bütün aletlerin nasıl pırıl pırıl ve sistematik bir şekilde dizildiğini hatırlayın. orada bile bir düzen var. işine olan bağlılığı ve her şeyi kontrol etme takıntısı, işleri daha mükemmel yürütmesini sağlıyor.

tabii bir de bu disiplinini hayatına nasıl yansıttığı var. kendi özel hayatında yemek yapan, şarap içmeyi seven biriyken; iş birine aşık olmaya gelince hiçbir zaman duygusal olarak kendini kaptırmaz, hemen o ortamdan uzaklaşır. hatırlarsanız better call saul'da şarap tadımı yaparken bir beyden hoşlanmıştı, fakat kafası dolu olduğu için direkt oradan ve adamdan uzaklaşmayı tercih etti, yani aşkın ve duyguların bir insanın başına neler açabileceğinin farkında. iş söz konusu olunca, karşısındakine ciddiyetle yaklaşıyor, bunu jesse gibi bir müptezele karşı tutumunda bile görmüştük. öyle bir plan kurar ki, jesse'yi yakalayıp ona zarar vermek yerine, jesse'yi kendi safına çekmeye çalışır ve bunu başarır. hem better call saul'da hem de breaking bad'de gus, sakin ve kontrollü bir kişilik sergiliyor ve biz izleyicileri kendisine hayran bırakmayı başarıyor. asla öfkesine yenik düşmez ve fevri davranışlar sergilemez, karakter yapısına ters.


gus'ın elemanlarına karşı olan tutumu da çok ilginçti. uyuşturucu lideri bir dolar milyoneri olmasına rağmen, los pollos hermanos'daki çalışanlarına karşı nazik ve sabırlıydı, restoranın tuvaletini bile temizlemekten gocunmayacak bir imaj veriyor. fakat yeri geldiğinde elemanlarına karşı acımasızlığı ile ünlüdür. victor'u öldürdüğü sahne, karanlık iş dünyasındaki en büyük mesajlardan birini veriyor: "işi düzgün yapmazsan, kafanı kaybedersin." adam resmen victor'un boğazını kesip walter ve jesse'ye korku saldı. onun için verimlilik ve sadakat her şeydir. kimse gustavo'nun işini aksatamaz, çünkü o iş dünyasında verimliliği ve planlamayı hayatının merkezine koymuştur.

gus, paraya aşık değil. ama paranın gücünü iyi biliyor ve bu gücü kullanmayı çok iyi beceriyor çünkü adam fakirlikten geldi, bu yola çıktığında bir tek yüzüğü vardı, öhm! neyse. uyuşturucudan kazandığı parayı aklarken bile o kadar akıllı ki, bir yandan kendine legal bir iş adamı imajı yaratıyor, bir yandan da yeraltı dünyasında saygı kazanıyor. arabası bile dışarıdan bakıldığında tam bir aile babası imajı veriyor, biz olsak altımıza ne arabalar çekerdik ? tahmin bile edemiyorum! engin ve dilan polat çifti gibi açık ederdik hemen kendimizi. * gustavo için para sadece bir araç, asıl istediği şey; kontrol ve hem salamanca ailesinden hem de don eladio'dan intikam almak! bu intikam için mücadele ederken para onun elindeki en büyük güçlerden biriydi.


peki bu kadar zeki ve strateji dehası bir adam olan gustavo fring, walter'ı yenmeyi nasıl başaramadı?

gustavo fring gibi bir strateji dehasını alt etmek kolay iş değil, ama walter white tam da bunu başardı. don eladio ve lalo salamanca gibi kişileri bile alt etmeyi başarmış gustavo fring, ne kadar zeki ve soğukkanlı olsa da, walter'ın en büyük avantajı çaresizliği ve her şeyi göze almış olmasıydı. walter'ın hayatında kaybedecek bir şeyi kalmamıştı, bu da onu son derece tehlikeli bir rakip haline getirdi çünkü bu hayattaki en tehlikeli kişiler; kaybedecek bir şeyleri kalmayanlardır!

gus'ın en büyük hatası hector salamanca'ya duyduğu derin kin oldu. fring, hector'u aşağılamaktan ve ona acı çektirmekten öyle bir haz aldı ki; walter bu zayıflığını mükemmel bir fırsata çevirdi. gustavo, kibire kapılmıştı ve bu kibir sonunu hazırlamaya başladı. gus, hector'un artık bir tehdit olamayacağını düşündü ve onu küçümsedi, ama walter, hector'un eski hesapları kapatmak ve ailesini bitiren adamdan intikam almak için ne kadar istekli olduğunu anladı. walter, hector'u gus'a karşı kullanarak ona yaklaştı. gus, hector'un yanına gittiğinde yine her şeyin kendi kontrolü altında olduğunu düşünüyordu, ama hector'un intikam planını fark edemedi ve öldü.

gus'ın en büyük hatası, insanları tamamen kontrol edebileceğine inanmasıydı. hector'a olan takıntısı, onun gözlerini kör etti. walter, bu körlüğü zekice kullanarak gus'ın tahtını devirdi.