Süper Lig'de Bir Takımın, Ligi Yıllarca Domine Etmesi Neden Zor Bir Şey?

"galatasaray dominasyonu durdurulabilir mi?"
galatasaraylıyım.
1. daha ortada bir dominasyon yok
şu anlık ortada bir dominasyon yok. iki seneye bakıp ''dominasyon'' falan denilmez. unutmayın bu takım üç yıl önce on üçüncüydü. ligi domine edebilmen için daha fazlası lazım hatta çok daha fazlası lazım.
2. lig standardında böyle bir şey yok
bu ülke bazı avrupa ülkelerinde olduğu gibi 8 yıl ya da 10 yıl art arda şampiyon olanların ülkesi değil. burada en fazla dört sene arka arkaya şampiyon olundu. onu yapan da galatasaray'dı zaten. onun haricinde üç sene arka arkaya şampiyon olma sayısı bile yüksek değil. bizde bir ivme yakalarsan iki sene arka arkaya şampiyon olursun, finalinde de sıçıp batırırsın. ha belki galatasaray eskisi gibi üçü dördü yapabilir ama öyle juventus, bayern münih, celtic, ajax vs. gibi serileri zor yapar.
3. ekonomik gelir sıkıntıları
dominasyon probleminin başlıca unsurlarından bir tanesi. bizde bazı kulüpler batmaz, batamaz. en fazla batmanın eşiğine gelir. ondan sonra da iki üç sene bok gibi kadrolarla idare ederler, feda derler, bir maaşı bağışla derler, yardım geceleri derler vs. bir şekilde kıçı başı toplarlar. o olmazsa iş adamları devreye girer. çok para kazanabilirsin ama saygıyı parayla satın alamazsın. en fazla aldığını zannedersin, ileride kötü bir şey olduğunda da zannettiğinle kalırsın. ha gerçek saygı kazanmak istiyorsan bu tarz çok büyük, on milyonlarca taraftarı olan takımlara ya başkan olacaksın ya yönetim kurulunda yer alacaksın ya da sponsor olarak açıktan destek vereceksin. bu da ne ile oluyor? en basit yöntem, para. sonraki yöntemler ise kupa başarısı vs. ama o zor tabii.
neyse konu bu değil, konu şu. bizde atıyorum iki sene arka arkaya şampiyon olan takımların ortak bir problemi vardır. üçüncü sene itibariyle gelir gider dengelerini bozulur. büyük takımların tamamı şirket değil, dernektir. başlarındaki kişiler de patron değil aslında dernek başkanıdır. başkanların üzerinde büyük bir başarı baskısı vardır zira galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş vs. çok büyük takımlardır. burada ezkaza başarıyı yakalayan başkanın her sonraki senesi bir tık daha zor geçer.
yönetim kurulları da bu baskıyı kaldıramazlar. plan bazlı kaliteli bir takım olma yolunda ilerlemek zor olduğu için kısa yoldan isim bazlı kaliteli takım olurlar ama unutmayın isim demek para demektir. ilk senenin ardına üç dört sükseli transfer yapılır, uçuk kontratlar verilir futbolculara. bu şekilde her şampiyon olduğun sene sıçmaya biraz daha yaklaştığın sene olur zira biz gelir olarak fakir bir ülke olduğumuz için gelirlerimiz giderlerimizi karşılamaz. dünyaya'da açılamayız çünkü galatasaray'ın uefa + süper kupası hariç tek bir başarımız bile yok. hadi diyelim şampiyonlar ligini alamadık ki o normal. e aga 2000 yılından sonra bir tek uefa başarımız bile yok. yanlış hatırlamıyorsam fener bir ara yarı final mi ne oynamıştı. onu bırakın konferans kupasını dahi kazanamadık. e dünyadan gelir elde etmen lazım. nasıl edeceksin? bizim süper zeka spor yorumcular ''x kişisini getirirsen dünyada adın duyulur.'' der sadece. ulan sonuçta prime messi, ronaldo getirmiyorsun değil mi? prime dönemini geçeli 5 sene olmuş topçuyu uçuk kontratlarla getirtip dünyada kaç gün isim elde etmeyi düşünüyorsun? ben söyleyeyim, maksimum 2-3 gündür bu süre. her zaman otuzuna daha gelmemiş anelka, sneijder, osimhen falan da getiremezsin. kırk yılın başı denk gelir. hele osimhen yüz yılda bir kere denk gelir. o bile üç beş gün konuşulur biter. patrice evra, arsenal'a osimhen sebebiyle atar yapar falan o kadar yani.

dünyada kendini tanıtmak istiyorsan önce bir kupayı kazanabilecek durumda olman ya da şampiyonlar liginde en azından iki yılda, bir minimum son on altı ya da çeyrek final yapman lazım.
eh biz de bunu yapamıyoruz. onu bırak artık gruplara dahi zor kalıyoruz ya da kalamıyoruz. e geriye ne kalıyor? sükseli transferlerle anamızın liginde oynamak. şampiyon oldukça sükseli isimlere daha da sükseli versiyonlarını eklemek. finalde de sıçmak. unutmayın bu ülkenin en başarılı serisi 96-2000 yılı galatasarayıdır ve çoğu oyuncusu da yerlidir. 4 lig + 1 uefa + 1 süper kupa kazandı. her sene şampiyonlar liginde boy gösterdi vs. kadro dağılmaya ve yaşlanmaya başlayınca paraları harcadı. çok değil 2 sene sonra batıyordu. levent tüzemen idi yanlış hatırlamıyorsam, maaş bağışlama kampanyaları falan yapmaya çalışmışlardı. çoğu yerli oyuncu maaşlarını alamadan diğer futbolcuların paralarını kendi ceplerinden falan ödemişlerdi ya da tamamlamışlardı.
aynı şekilde fenerbahçe. aşırı zengin bir yönetim kurulu, bunun başında da aşırı zengin bir başkanı vardı. ne topçular aldılar be... bırak 3 temmuzu, oraya gelene kadar zaten fener bir dünya dolusu para harcadı. 2008 yılıydı yanlış hatırlamıyorsam, prime dönemlerini yaşadı takım ama bütçe açık veriyordu. 3 temmuzdan sonra da geri basmadılar, para harcamaya devam edildi. çok sükseli transferler yapıldı. finalinde de takım çok büyük bir borçla baş başa kaldı. hem de bu kadar zengin adama rağmen. cem yılmaz dalga geçiyor ya. acun'un kanalında ali koç'un çağırısıyla para topladılar.
beşiktaş'a zaten gelmezsek ayıp olur. bu 3 büyük kulüp içerisinde en kırılgan olan beşiktaş'tır. hadi 2000'lerde kendi yağlarında kavruluyorlardı ama 2010'lara geldiğimizde feda sezonuyla başlayan süreçte, beşiktaş bir toparladı, bir yamuldu, bir toparladı, bir yamuldu. bir sezon menemenli yemek fotoğrafı çektiriyor kulüp öbür sene quaresma, guti falan geliyor. başka bir sene yardım kampanyaları haberleri çıkıyor, beriki sene pepe, mario gomez bilmem ne transferleri yapılıyor. takım 2 sene arka arkaya şampiyon oluyor. aha dominasyon geliyor derken öbür iki sene sonunda batma tehlikesi yaşıyor. arkadaşlar bu durum hep böyle ama takımlarımızda.
neden? eh işte basit. gelirler giderleri karşılamıyor. ha kulüpler de batamıyor. ya zenginler, ya taraftar ya da hiçbir şey olmazsa devlet araya giriyor. vergiler sıfırlanıyor, borçlar tl'ye çevriliyor, imkansız yapılandırmalar yapılıyor, krediler açılıyor vs. derken bu kulüpler ayakta tutuluyor bir şekilde.
yani galatasaray gelirlerini yüksek oranda artırmadığı müddetçe bu giderlerle neyin dominasyonunu yapacak? 2010'larda üst üste şampiyon olurken bir sene şampiyonlar ligi çeyrek finali, öbür sene son on altı yaptı takım ya siz dalga mı geçiyorsunuz? (hoş o üçüncü seneydi sanırım. galatasaray şampiyon olmadı ligde ama şampiyonlar liginde son on altı yaptı zira ilk sene galatasaray avrupa kupalarında yoktu.) alex fergusonlu manchester'ı yendi, o dönem prime dönemlerine yakın olan schalke'yi yendi, real madrid'i yendi ama elinden kaçırdı falan. sonraki sene juventus yendi lan takım.

4. iki sene şampiyon olunca yönetimiyle, teknik ekibiyle, taraftarıyla kendini kaf dağında görmek
ben size çarpıcı örnekler vereyim. fenerbahçe'nin hoş uzun zaman oldu ama son 30 sene içerisinde baktığımızda prime dönemleri 2001 - 2011 zamanlarıydı. bu on senede fenerbahçe beş kere şampiyon oldu yanlış hatırlamıyorsam. hatta arada bir çift şampiyonluğu var. o arada galatasaray'ın iki, beşiktaş'ın iki, bursa'nın da bir şampiyonluğu var. sonra 3 temmuz yaşandı ama fener hiç kopmadı o aradan.bir şekilde ikinci üçüncü falan içerisindeydi hatta ligdeki en erken şampiyonluğu dahi aldı yanlış hatırlamıyorsam ta ki ali koç gelene kadar neyse şimdi yine o potanın içerisinde. fenerbahçe başkanıyla, yönetimiyle, teknik ekibiyle, taraftarıyla falan o çift sene şampiyonluğunda her şeyin bittiğini zannediyordu. yani bundan sonra hep fenerbahçe şampiyon olacak, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. arada bir iki şampiyon çıkacak ama fener uzun yıllar arka arkaya ligi süpürecek. işte bu rehavetle büyük bütçeli transferler, uçuk kontratlar, bilmem neler yapıldı. hem galatasaray'da sıçtı ekonomik olarak, e beşiktaş rakip bile sayılmaz vs. kafasına girdiler ama evdeki hesap çarşıya uymuyor.
aynı şekilde beşiktaşta öyle. iki sene şampiyonluğu yaşayınca ekşi sözlükte hatırlarsınız ne başlıklar açılmıştı. beşiktaş taraftarı bizle fenerbahçelilere resmen köpek çekiyorlardı ama bu rehavet her yere sarıyor açıkçası. ligin en büyüğü beşiktaş, gelmiş geçmiş en büyük beşiktaş, bundan sonra da en büyük beşiktaş... final? fatal error.
e galatasaray. 96-2000 sonrası bir sıçış. 2012-2013 sezonuyla beraber bir çift dikiş, şampiyonlar ligindeki maçlar vs. aman allahım nasıl bir göt kalkıklığı? zannedersin küçük dağları biz yarattık. final? ekonomik sıçış v2. drogba'dan, eren derdiyok'a geçiş aşaması. sonra yine bir toparlanma süreci 2018-2019 yine bir çift dikiş. tamam abi küllerinden doğdu, artık bitti bu iş. bir daha kimse kupa yüzü göremez vs. sonrası pandemiydi, oydu, buydu, şuydu, saçma sapan transferlerdi derken yine patlayış.
5. rakip taraftarların ve yönetimlerin birleşmesi
ee ne diyoruz? takımlar allah'a emanet yönetilince, eğer ortada bir başarı arka arkaya kapılmışsa öbür takımlar taraftarıyla birleşir. hocam örnek verir misin? amına bile korum, ne örneği.
fener prime dönemi: galatasarayla, beşiktaş kardeş takım. her gün yeni bir şike, yeni bir teşvik, yeni bir hakem satın alma, kulüp alma, mafya, mhk, tff vs. haberleri . ülkedeki bütün kötülüğün anası fenerbahçe.
beşiktaş prime dönemi: (çift şampiyonluk) galatasaray - fener kardeş takım ahahahah. ben şunları net hatırlıyorum ya. iki takım taraftarları birbirini övüyordu. beşiktaş kim lan? bu ülkenin iki büyüğü galatasaray ile fenerbahçe'dir. yok sizsiz olmuyor, ligin tadı yok bilmem neler. devamlı beşiktaş için çıkan haberler, hatalar, şikeler, teşvikler...
galatasaray prime dönemi: (sosyal medyanın uçtuğu döneme denk geliyor artık.) fener - beşiktaş kardeş takım. şike, fetö, karaborsa, illegal bahis, terör, mhk, tff vs. ülkedeki bütün kötülüğün anası hatta anasını bizzat belleyen takım galatasaray.
bu toksik ortam bir kere ortaya çıktığı zaman bu bir zaman sonra başarılı olan takıma dahi sirayet ediyor. başarılı takım sahadan kopmaya ve saha dışı söylemler noktasına ağırlık vermeye başlıyor. yönetimler, teknik ekipler futboldan kopuyorlar. atıyorum ilk iki sene erden timur'un saha dışı racon şeklinde takıldığı açıklama sayısı sınırlıdır. gelin bu sene metin öztürk'e. iki senelik erden timur performansını adam dört haftada solladı geçti ve duracak gibi de değil. eskiden galatasaray kırk yılın başı resmi açıklama yapardı. artık gün aşırı fenerle atışıyorlar. sahadan kopmalar başladı bile. ha eskiden fatih terim koca bir yeri tek başına kaplıyordu. şimdi bütün kulüp katıldı işin içine.
bak bu bile manipüle ediliyor lan. zira o birleşme oldu bitti bile. bugün yusuf kenan çalık mıydı neydi onu dinliyorum. yanlış hatırlamıyorsam dedi ki "fenerbahçe artık galatasaray taktiğine döndü, iyi de yaptı. artık açıklamalara çat çat cevap veriyor." oha artık oha. adam diyor ki ortamı hep galatasaray geriyordu açıklamalarıyla, şimdi fenerbahçe o tona çıkıp cevap veriyor. lan resmen adam tarihi tersine çevirdi baştan yazdı. agacım o tam tersi olacak. fenerbahçe, galatasaray taktiğine dönmedi. galatasaray, fenerbahçe taktiğine döndü. iki senelik şampiyonlukta galatasaray, fenerbahçe ile çok açıklama yarışmasına girmezdi, hem de bu kadar sert tonda. hatta yorumcular ''cevabı sahada veriyor.'' vs. diye överlerdi lan bunun üstüne elli bin tane video var. bu sene galatasaray'a bir haller oldu ve tam tersine döndü. beşiktaş'a ana avrat saydırıyor, fenerbahçe'ye ana avrat saydırıyor ve durmuyor. onlar cevap veriyor, galatasaray bir tık üstüne çıkıyor. fener arsız diyor, galatasaray bir üste çıkıp ahlaksız diyor, fener sen mi bana ahlak öğreteceksin karaborsacı, illegal bahisçi, fetöcü, bilmem neci diyor. herhalde galatasaray bir sonraki yazısında şerefsiz, onun bunun çocukları falan diyecek. fener'de ben senin ananı avradını diyecek, finalde de kan çıkacak. oraya doğru gidiyoruz şu an. ondan sonra da saç reis çıkıp ''sakin olalım'' falan diyor. saç reis bile ''sakin olalım'' diyorsa düşünün siz vahameti.
böyle dominasyon biraz zor yaparsın. şimdi anladınız mı bu ülkede dominasyonun neden tam olarak yapılamadığını?
ha nasıl dominasyon yaparsın?
1. gelirlerin devamlı yüksekte olur, buna mukabil kadron da hayvan gibi olur.
2. bir yapılanman olur. her sene, deri değiştiren yılan gibi takımı değiştirmezsin. gücü korursun ve artırma amaçlı mantıklı hamleler yaparsın. (96-2000 galatasaray.)
3. üç kulvarı taşıyacak bir kadron olur. millet maçlarda kadroya girebilmek için kapıları aşındırır.
4. galeyana gelmezsin, rehavete kapılmazsın. işine odaklanırsın.
5. diğer takımlar da götü başı toplayamaz.
heh o zaman arka arkaya 7-8 sene şampiyon olursun, avrupa'da da bir başarın olur. o zaman çıkıp dominasyon yaptım dersin. iki ileri bir geriyle dominasyon mu yapılır?