Tanrı Bile Batıramaz Denen Titanic Neden Battı?

O dönem için dünyanın en büyük gemisi olan RMS Titanic, 15 Nisan 1912 tarihinde henüz ilk seferini gerçekleştirirken neden ve nasıl battı?
Tanrı Bile Batıramaz Denen Titanic Neden Battı?

titanik'in o gece buzdağına çarptığı bölge tam bir buz dağı tarlasıydı. yani titanik o buz dağına çarpmasa bile bir diğerine çarpması oldukça yüksek bir ihtimaldi. bunun sebebi de titanik'in ilk seferini çok talihsiz bir zamanda yapmasıdır. kışın kuzey kutbu'nu kaplayan buzlar kışın bitmesiyle mart ayı gibi erimeye başlar. ama tamamen erimez, aksine ana kütleden kopan büyük buz parçaları denize düşer, ki biz bunlara buz dağı deriz. bu büyük buz kütleleri nisan ayında kuzey atlantik'e kadar inmiş olur, yani tam titanik'in yolu üzerine...

titanik'in battığı gece california adlı yolcu gemisi titanik'in battığı buz tarlasına rastlamış ve motorlarını durdurarak geceyi geçirip buz bölgesini gün ışığıyla daha rahat geçme kararı alır. bu tehlikeyi de kablosuz radyo aracılığıyla titanik'e bildirir. titanik'in radyo operatörleri o gün boyunca bozuk olan radyoyu tamir etmişler, radyo akşama doğru çalışmaya başladıktan sonra ise birikmiş olan yolcu mesajlarını iletmeye başlamışlardır. tam bu sırada gelen kulak tırmalayan yüksek frekanslı california'nın mesajına titanik radyo operatörü "kapa çeneni, meşgulüm" cevabı verir.

fakat titanik, yolculuğu boyunca çeşitli gemilerden buz dağı uyarıları almıştır. mürettebatın bu uyarıları ciddiye almayıp titanik'in hızını düşürmemelerinin sebebi şüphesiz dönemin muazzam gemi inşa tekniğidir: kompartman tekniği denilen bu yolla gemi su hizasının altından kompartmanlara bölünür ve bu kompartmanların arası şu geçirmez duvarlarla bu duvarlar arasında ki geçiş ise şu geçirmez kapılarla sağlanır. eğer gemi bir yere çarpar ve su almaya başlarsa su geçirmez kapılar kapatılacak ve yalnızca darbeyi alan kısım suyla dolacak, dolayısıyla gemi iskele veya sancak tarafına hafifçe yatsa dahi batmayacaktır ve yardım gelene kadar bekleyecektir. işin ilginç yanı sadece birkaç ay önce titanik'in kardeş gemisi olimpik bir savaş gemisiyle çarpışmış ve iki kompartmanı suyla dolmasına rağmen yüzer vaziyette kalarak limana geri dönmüştür. bu sırada titanik inşa aşamasındaydı ve olimlic'in tamiri için bazı parçaları sökülerek olimlic'e takılmış bu da titanik'in ilk seferini daha geç bir tarihe ertelemiştir. buzulların kuzey atlantik'e indiği nisan ayına.

titanik gibi olimpik sınıfı gemiler 4 kompartmanı suyla dolsa dâhi şu üzerinde kalabilecek şekilde tasarlanmıştır. bu ve henüz birkaç ay önceki olimpik örneği şüphesiz mürettebatın bu gemiye güvenini arttırmış ve buz tarlasına girerken hız kesmemişlerdir. 

geminin batması ise temelde buz dağına çarpma şekliyle alakalıdır. çünkü titanik buz dağını muhtemelen 45 saniye kadar önce fark etti ve dönüşünü yapmaya çalıştı. ancak dönüşünü tamamlamadan buz dağına sancak tarafından çarpar ve bu çarpma buz dağına paralel gidildiği için uzun bir süre devam eder. yani titanik buz dağına sürte sürte tam 5 kompartmanı hasar alarak buz dağını geçer. oysa gemi buz dağına baştan çarpsa bu kadar kompartmanın hasar alması olanaksız olur ve titanik yüzer vaziyette kalabilirdi. ama tabii ki mürettebat o anda bunu düşünemezdi, tek düşünce çarpışmanın önlenmesiydi, bunun için yapılan manevra ise talihsiz bir şekilde geminin su altındaki kısmının boydan boya yarılmasına ve tam 5 kompartmanın suyla dolmasına neden oldu. ne demiştik? yalnızca 4 kompartman...

bu arada şunu da ekleyeyim ki titanik batarken yardıma gelen carpathia adlı yolcu gemisi titanik'in girdiği buz tarlasından geçerken buzlar yüzünden zikzak çizerek, hızını düşürerek ve buz dağlarına bakan bir sürü gözcü ile titanik'in battığı noktaya ulaşır. titanik'in o mayın tarlasına tam yol ileri girmesi aslında felaketin habercisiymiş.

sünek malzemeler düşük sıcaklıkta gevrekleşir ve kopma yarılma gibi olaylar yaşanır. bu sıcaklığa geçiş sıcaklığı denir. çelik ne kadar dayanıklı olsada dönemin koşulları gereği birtakım testler yapılamamış ve çarpmanın etkisiyle oluşan 100 metrelik çizikte yer yer yarıklar oluşmuştur. yarıklardan okyanus suyu çok büyük kütlesel bir debi (birim zamanda akan miktarı) ile geminin alt kısımlarına dolmaya başlamıştır.

geminin tasarımında buna da çözüm vardır; su ile dolan bölgedeki kapılar kapanırsa güvenli şekilde yola yola devam edilebilirdi ancak kapıların geç kapanması ve çelik kapılardaki perçinlerin esneme payı ihmal edildiğinden fazla basınca dayanamayarak onlar da kopmuştur.

artık geminin ön alt kısmının büyük bölümü su ile doludur. ön taraf batmaya başlamış, devasa pervaneler su yüzeyine çıkmıştır. meydana gelen çok büyük iç gerilmeler geminin ortadan ikiye bölünmesine yol açmış ve geminin batışı 3,5 saate yakın sürmüştür.

titanic'in batmasındaki diğer sebepler:

yetersiz ekipman: gemide yeterli sayıda hayatta kalma botları yoktu ve bu botlar da yeterince insan taşıyamayacak kapasitedeydi.

insan faktörü: gemi yönetimi ve mürettebatının hatalı kararlarının ve yetersiz eğitimlerinin olması.

bu hatalar ve eksiklikler, titanic gemisinin batmasına, gemi batarken çok sayıda yolcu ve mürettebatın hayatını kaybetmesine sebep oldu. gemideki 2,224 yolcudan sadece 706'sı hayatta kaldı.

not: konuyu gerçekten merak edenler için evrim ağacı'nın hazırladığı bu özel videoyu buraya bırakıyorum.