Tespitleriyle İnsanı Hayattan Soğutan Sigmund Freud'dan Enfes Alıntılar
"biri beni dövdüğü zaman, ona karşı kendimi kolaylıkla savunabilirim; ancak, biri beni övdüğü zaman, ona karşı tamamen savunmasızım."
"insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların tecrübe dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana tecrübeli denir."
"bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır; bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey mutlaka vardır."
"para, mutluluk getiremez. çünkü mutluluk, çocukluk arzularının tatmin edilmesidir; para da bu arzuların nesnesi değildir."
"insanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar."
"özgürlük insanlara medeniyetin bir armağanı değildir. hiç medeniyet yokken insanoğlu çok daha özgürdü."
"ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın."
"hiç şüphesiz kader, seni hastalıklarından kurtarmayı benden daha kolay yapacaktır. ama senin histerik acılarını ikimizin ortak umutsuzluğuna dönüştürebilirsem bu işten kazançlı çıktığına sen de kendini inandırabileceksin."
"kavga etmek yerine küfretmeyi seçen ilk insan, uygarlığın kurucusuydu."
"özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. karşınızdaki insana verdiğiniz değerin; egonuzdan yüksek olduğunu gösterir."
"kendini öldürme arzusu, başkasını öldürme arzusunun projeksiyondur."
"bir zaman gelecek ve bizler tüm ümitlerimizden tek tek vazgeçmek zorunda kalacağız. işte o vakit anlayacağız ki bir zamanlar körü körüne bel bağladığımız ümitler, aslında hayatımıza daha fazla acı ve zorluk katan yanılsamalardan başka bir şey değil."
"insanların büyük çoğunluğu, hayran olacakları, karşısında boyun eğecekleri, onlara hükmedecek ve hatta bazen kötü davranacak bir otoriteye ihtiyaç duyarlar."
"zamanın akışı içinde insanlık, bilimin elinden iki kez darbe yemiştir ve naif öz sevgisinin incinmesinin acısını yaşamak zorunda kalmıştır... birincisi, dünyanın merkezi olmadığını, akıl almaz büyüklükte bir dünyalar sistemi içinde sadece bir nokta olduğunu anladığında; ikincisi, biyolojik araştırmalar özel yaratılmışlık ayrıcalığını elinden alıp soy kütüğünü hayvanlar alemine düşürdüğünde..."
"insan bir şeyden haz alabilmek için o şeyin yokluğunu, ızdırabını tatmaya muhtaç; açlık gibi, soğuk gibi, yalnızlık gibi. ama istenen bir kere ele geçti mi verdiği haz sönüp gidiyor. yani geçici şekilde tatmin olmak mümkün ama mutlu bir halde sürekli kalmak imkansız. mutlu olmak insan tabiatına aykırı mı yoksa?"
"kişi komplekslerini yok etmeye değil onlarla uyumlu olmaya mücadele etmelidir. dünyadaki davranışlarını uygun şekilde yönlendiren onlardır."
"mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir."
"hayat çok zordur; karşımıza bir sürü acı, hüsran ve imkansız vazifeler getirir. yarıştırıcı çareler olmadan hayatın üstesinden gelemeyiz. bu çarelere üç örnek sayabiliriz: acımızı hafifletecek güçlü saptırmalar, acımızı geçirecek ikame mutluluklar ve acıya karşı bizi duyarsızlaştıracak uyuşturucu maddeler."
"insan hayatının anlamını ve değerini sorgulamaya başladığı anda hastalanır; çünkü ikisinin de nesnel bir varlığı yoktur. bu soru tatmin edilmemiş bir libidonun, başka bir şey olduğunun itirafıdır ki bu da üzüntü ve depresyonla sonuçlanacak bir mayalanma sürecidir."
"kendi ölümümüzü hayal etmek olanaksızdır; bunu her hayal etmeye kalkıştığımızda, aslında o anda bile bir seyirciyiz."
"yaşam belirtisinin kökeninde duygulanma vardır, duygulanmanın da temeli aşktır."
"kitleler asla gerçeğin peşinde koşmamıştır. yanılsamalar isterler ve yanılsamasız yapamazlar.gerçek olmayanları, sahteleri, rüyaları gerçeğin üstünde tutarlar; gerçeklerden çok, gerçek olmayanların etkisinde kalırlar. bu ikisi arasında ayrım yapmama eğilimi oldukça yüksektir."