Tomris Uyar, Türk Edebiyatının 4 Önemli Şairini Kendine Nasıl Aşık Edebildi?

Ülkü Tamer, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever... Tomris Uyar, bu şairleri kendine nasıl aşık edebildi? İşin sırrı ne olabilir?
Tomris Uyar, Türk Edebiyatının 4 Önemli Şairini Kendine Nasıl Aşık Edebildi?

tomris uyar hukukçu anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelir. robert koleji'nde eğitim görmüş çevirmen ve öykü yazarıdır.

şair ülkü tamer ile evliyken cemal süreya ile yasak aşk yaşar ve bu ilişki de bitmeden turgut uyar ile evlenir. edip cansever ise tomris uyar'a platonik aşk besler.

dört şairin de tomris uyar'a aşık olmasının sebebinin sadece dayanılmaz cazibesi olduğunu düşünmüyorum. bu kadında farklı olan bir şey var. bu 4 erkeğe çok iyi gelmiş olan bir şey. zeki bir kadın olduğu aşikar ama sadece zeka olduğunu da düşünmüyorum. bu dört erkeğin ortak bir noktası olmalı ama ne?

hepsinin nedenleri farklı farklıdır. fakat konuyu asıl öznesi olan tomris hanım tarafından ele alarak az da olsa çözümleyebiliriz

ülkü tamer ile zaten okul arkadaşlığı var. karşılıklı bir aşk var. çocuklarını kaybetmeleri onlara büyük bir travma oluyor. yıllar içerisinde aşık oldukları, birbirlerini tanıdıkları insandan uzaklaşıyorlar da.

o son dönemlerinde cemal süreya gibi ince ruhlu ve travmalarına iyi gelecek bir adamla yakınlaşması normal. cemal süreya için ise eserlerinde anafikir olabilecek düzey ve donanımda bir kadına aşk duyması normal. sonuçta şiirle büyümüş, şekillenmiş bir kadın tomris hanım.

cemal süreya ile çok uyumlu olmadıkları da aşikar.

büyük bir uyum ve gerçek aşkla bağlandıkları turgut uyar ile ilişkilerini irdelememize gerek yok. zaten gerçek bir aşk.

edip cansever'in ise sosyal çevre darlığından tomris hanım gibi etkileyici, şiirden hoşlanan ve anlayan bir kadına aşık olduğunu düşünüyorum.

tabii şimdi böyle hepsiyle birlikte yaşamış gibi yazıyorum fakat tüm yorumlarımı paylaşılan anılar ve ilgili şairlerin eserlerinden elde ettiğim bilgilerle kendimce yazıyorum herkes gibi. belki de olaylar çok farklıdır.

hepsinin güzel anılarına ve bizlere bıraktıkları eserlere saygı ve sevgiyle diyelim. iyi ki yaşamışlar ve bilmeyip görmeseler de hayatlarımıza dokunmuşlar.

insanın en büyük arzusu anlaşılmaktır, daha sonra anlaşmak ister

zamanın türkiye şartlarında şairlerin, yazarların, yönetmenlerin yaptıkları iş meslekten sayılmıyordu. konservatuar okumak isteyen nice genç ailesiyle ters düşmemek için istemedikleri mesleklere yöneldiler.

işte böyle bir ortamda lokaller, meyhaneler ve ev toplantılarına sığdırılmış kısıtlı bir sosyal hayata sahipti bu insanlar. tomris uyar gibi karşısındakini anlayan, akıllı ve kültürlü bir kadın şairin aradığı melankoliyi besleyecek her özelliğe sahipti. mahalledeki dedikoducu ablalarla neyi paylaşabilirlerdi? bu kısıtlı çevrede bir vaha gibi tomris uyar'a sarıldı hepsi.

burada biz bile yazdıklarımızı anlayacak insanlarla iletişim kuruyoruz. anlaşılmak en büyük mutluluk, hele ki bu aşık olduğunuz kişiyse daha büyük mutluluk.

misal; can yücel, salim şengil, nezihe meriç, edip cansever, tomris uyar, turgut uyar gibi edebiyat insanlarının buluştuğu bir yemek:

tomris uyar sadece güzel bir kadın değildi; bahsi geçen 4 şair kadar dile ve şiire de hakim bir kadındı

tek vasfı şairlerin aşık olduğu kadın değildi. hepsine evvela arkadaş ve yoldaş olmuştur; hem ilham, hem de kritik verebilecek düzeyde meslektaş olmuştur.

ülkü tamer'e hayran, turgut uyar'ın çocuksu tarafına anne, edip cansever'in büyük aşkı ve cemal süreya'ya aşık olmuştur tomris...

henüz okumayanlar, mesafeli yaklaşanlar "gündökümleri"ni okusunlar. şahsen ben de kendisine hayranım, bir şekilde ona dokunup da büyüsüne kapılmamak imkansız bir kadındır tomris uyar.

yattığı yer incitmesin dilerim.