TC Milli Eğitim Müfredatında Neden 2. Dünya Savaşı Anlatılmıyor?

İlk akla gelenler
türkiye'de tarih eğitimi bence genel olarak problemli. olaya biraz milliyetçi, başarılar ile yoğrulmuş bir tarihi seçki yapılmış gibi duruyor daha çok.
tarih, daha çok selçuklu ve osmanlı merkezli işleniyor. benzer şekilde, roma ve antik yunan tarihi de birkaç paragrafla geçiştiriliyor. bu da geçmişi sadece “bizim ecdadımız” olanlar üzerinden okumaya dayalı bir bakış açısının sonucu olabilir. halbuki roma tarihi sadece bir “batı tarihi” değil; aynı zamanda anadolu'nun ve bugünkü türkiye topraklarının da tarihidir. roma tarihi, özellikle anadolu coğrafyasıyla bu kadar iç içe geçmişken, türkiye'deki ilköğretim ve lise müfredatında bu kadar geri planda kalması gerçekten garip.
2. dünya savaşı, 20. yüzyılın en büyük kırılma noktası olmasına rağmen türkiye'deki ortaöğretim tarih derslerinde genellikle birkaç sayfalık, yüzeysel bir şekilde geçiştiriliyor. müfredat yoğunluğu desen arada kaynayan o kadar gereksiz bilgi, tarih anekdotu var halbuki... sanki “biz doğrudan katılmadık, o yüzden ilgilenmemize gerek yok” anlayışı hakim gibi.
öte yandan da, bu savaşın içeriği öğretilmediği gibi, türkiye tarihine de etkileri esasında muazzam. almanya ve ingiltere’yle süren diplomatik ve ekonomik ilişkiler, varlık vergisi ve aşkale sürgünleri, savaş tehdidine karşı yapılan seferberlik ve yoksullaşma, mülteci bilim insanlarının gelişi, savaş sonrası dünya düzeninde türkiye’nin pozisyonu (nato’ya giriş, soğuk savaş dengeleri) vs o kadar başlık var ki, görmezden gelmek daha zor.
belki de, karmaşık, çok boyutlu ve eleştirel yaklaşmak gerekiyor ve bunu yapabilecek objektif bir müfredat yaklaşımı konfor alanının dışında kalıyor olabilir. sadece tarih dersiyle de sınırlı değil; genel olarak eğitim sisteminde karmaşıklıkla başa çıkmak yerine sadeleştirme, çok boyutluluk yerine tek anlatı, eleştiri yerine ezber tercih ediliyor. çünkü bu, "daha kolay" geliyor, ya da daha doğrusu, sistem bunu daha kolay yönetilebilir buluyor.
daha dahil olduğumuz birinci dünya savaşı doğru düzgün anlatılmıyor
osmanlı'nın savaştığı cepheler dışındakiler üzerinde durulmuyor, halbuki asıl savaş avrupa'da yaşanıyor. onu geçtim, osmanlı'nın katıldığı cephelerin bile hepsinden doğru düzgün bahsedilmiyor, varsa yoksa çanakkale, mondros, sevr ve ardından kurtuluş savaşı...
benim tahminim bunun iki sebebi var; birincisi kurucu diskur, osmanlı'dan ziyade türkiye cumhuriyetine ve kuruluş hikayelerine önem vererek bir toplum dizayn etmeye çalışıyor. ikincisi ise bizim toplumda kaybedilen savaşlardan ve bozgunlardan bahsedilmek istenmemesi. halbuki insan başardıklarından çok başaramadıklarından ya da kaybettiklerinden öğrenir. cepheleri geçtim, 600 yıllık imparatorluğun başkenti istanbul'un 5 yıl boyunca işgal altında kalmasından bile doğru düzgün bahsedilmiyor. bu devasa bir olay ve anlayana günümüz için bile önemli bir mesaj veriyor. yarın bir gün bunların tekrar yaşanma ihtimalinin olmadığını kimse söyleyemez.
Son söz
"bu ülkede kim bilir neler öğretilmiyor neler?" diye isyan ettiren durumdur. asıl olan da 2.dünya savaşını okullarda çoluğa çocuğa öğretmenin bilgiyi löpçük diye vererek başarılamayacağını kavramak. bu tarz bir öğretim sonrası bilgilerin çoğunun uçtuğu aşikar. bundan ziyade arkadaş ben ne yaparım ne derim de bu çocuklar merak eder de gider 2.dünya savaşını araştırır diye düşünmektir.
çok geç kalınmış değildir. o yıllarda savaşı görmüş insanlar hala hayatta ve 2.dünya savaşı'nı ansiklopedilerde bile detaylı bulmak mümkün. tabi en yakın kaynak olarak internet var. yeter ki bilgi öğretilecek adamın dağarcığına göktaşı gibi düşmesin bir zahmet.