Ummanlı Denizci İbn-i Macid'in Vasco da Gama'ya Kılavuzluk Etmesi
1497 temmuz'unda 170 mürettebattan oluşan 4 gemiyle lizbon'dan demir alan vasco da gama, 13 hafta boyunca hiç kara görmeksizin bir o yana bir bu yana dolaştıktan sonra en nihayet 1498'de kenya'nın malindi şehrinde soluğu alır.
eğer malindi'de ummanlı denizci ve gökbilimci ahmet bin macit'le buluşmasa bugün muhtemelen adını bile anmazdık vasco da gama'nın. çünkü evet, vasco da gama hindistan'a gitmeyi istiyordu ama nasıl ve nereden gidileceğini, hint okyanusundaki akıntılara, muson rüzgarlarının ne zaman ve hangi yönden estiğine, paralellere ve mridyenlere ilişkin en ufak bir fikri yoktu.
neyse ikili arasında görüşme başlar ve vasco da gama, ilk buluşmada masaya iphone 11 pro max koyan erkek pozlarına bürünüp masaya tahtadan yapılma bir usturlap koyarak ahmet bin macit'i etkilemeye çalışır. lâkin macit zerre siklemez bu aleti. çünkü yıldızların konumuna bakarak yön bulmaya yarayan usturlap, abbasiler döneminden beri, yani en az 800 yıldır orta doğu coğrafyasında bilinen ve kullanılan bir alettir. hatta macit o kadar siklemez ki şey der, "kızıldeniz'de ticaret yapan bizim bazı denizci arkadaşlar sadece usturlap değil, kutup yıldızını esas alarak güneşin yüksekliğini ölçen bazı başka aletler de kullanırlardı eskiden". [eskiden!!!, yürü be macit!]
bu aletleri daha önce ne gören ne de işiten zavallı vasco da gama, hindistan rotasına ilişkin bütün seyrüsefer bilgilerini ahmet bin macit'ten alır. ilginç olan ahmet bin macit'in dönemin arapları arasında bir istisna falan olmaması. çünkü bugün çöl bedevisi diye burun kıvrılan arapların binlerce yıldır akdeniz'i, basra körfezi'ni, hint okyanusu'nu karış karış dolaşıp ticaret yapan esaslı deniziler olduğu niyeyse hiç bilinmez. arkeolojik kazılardan ortaya çıkan kanıtlar bir tarafa, mesela ms. 1. yüzyılın ortalarından kalma "periplus of the erythraean sea" adlı anonim eser islamiyet öncesi arapların deniz ticaret yollarını nasıl kullandıklarını bütün ayrıntılarıyla anlatan en önemli kanıtlardan biridir.
işte 1498'de vasco da gama ile buluşan ahmet bin macit'in yaptığı, büyük büyük büyük dedelerinin binlerce yıldır kullandığı rotayı ve astronomi bilgilerini anlatmaktan ibarettir. aldığı bu bilgilerle yola koyulup 20 mayıs 1498'de calicut'ta karaya ayak basarak hindistan'ı "keşfeden" büyük kâşifimiz! vasco da gama'yı ilk kim karşılar tahmin edin? ispanyolca konuşan tunuslu bir tüccar arap! ve şöyle der tunuslu tüccar: "yüzünüzü şeytan görsün, nerden çıktınız siz ya!"
dahası bu yetmezmiş gibi vasco da gama ve ekibinin kirli ve hırpani kıyafetleri, yabaniliği, fakirliği ve teknolojik olarak geri kalmışlığından şaşkına dönen calicut ahalisi asıl şaşkınlıklarını, avrupalıların krallarına hediye olarak getirdikleri alacalı bulacalı kıyafetler, şeker, zeytinyağı ve balı görünce yaşarlar ve gülerek " yahu allah aşkına hiç krala böyle hediyeler getirilir mi! mekke'den ya da hindistan'ın herhangi bir yerinden gelen en fakir tüccarlar bile bunları hediye diye getirmez yav" diyip kızarlar ama hallerine acıyıp "tamam lan tamam, gidin şu depodan birkaç şey alıp siktir olun" deyip başlarından savarlar.
bütün bu aşağılama ve küçük düşmelerden sonra erasmus yapmış efsane nesil havalarında 1499 eylül'ünde portekiz'e dönen vasco da gama ve ekibi, yanlarında getirdikleri azcık tarçın, karanfil, zencefil, muskat, biber ve haşhaşla milletin aklını alırlar ve işte o günden sonra vasco da gama olur sana hindistan'ı keşfeden büyük kaşif! e hani nerde ahmet bin macit? ispanyolca konuşan tunuslu tüccar? güneş'in yüksekliğini ölçen aletler, edevatlar? usturlabı masaya vurmasını biliyon ama vasco da gama!
not: işbu yazıda anlatılardan hiçbiri hayal mahsulü olmayıp, merak edenler jerry brotton'un 2002 tarihli "the renaissance bazaar: from the silk road to michelangelo" kitabının 165 ilâ 169. sayfalarına bakabilirler.