Üretim Kıtlığı Değil, Fazlası Nedeniyle Ortaya Çıkan Küresel Sıkıntı: 1873 Ekonomik Krizi
Nedir, ne değildir?
1873 ekonomik krizi... büyük demiryolu krizi, 1873 paniği ya da uzun buhran olarak da bilinen modern çağların bilinen ilk ekonomik krizi.
amerika birleşik devletleri ve almanya'nın savaşlardan güçlenerek ve birleşerek çıkmalarının ardından demiryollarına ve lojistiğe yaptıkları yatırımın normalin çok üzerinde olması, 1871 senesindeki meşhur chicago yangını, fransa'nın almanya ile giriştiği savaştan sonra almanya'ya ödediği savaş tazminatını sıcak para olarak ödemesinden ötürü ekonomik olarak hızlı bir resesyon sürecine girmesi, buna mukabil ülkeye giren yüksek miktardaki sıcak para hasebiyle alman piyasalarında oluşan ve mansa musa'nın zamanında gittiği hac yolculuğunda mısır'da yol açtığına benzer bir şekilde ortaya çıkan ani bir enflasyon artışı, süveyş kanalı'nın açılmasına müteakip bilhassa hindistan'dan gelen ürünlerin sıklığı ve sayısındaki artış nedeniyle ingiltere'de ortaya çıkan arz fazlası ve yine aynı sebeple ingiltere, portekiz ve fransa gibi ülkelerin "antrepo ticareti" olarak bilinen afrika kıyılarındaki limanları üzerinden gerçekleşen ticaretin bitme noktasına gelmesi gibi etmenlerin ortaya çıkardığı bir kriz olduğunu söyleyebileceğimiz bu krizin, en temel sonucu ise tarihe "scramble for africa" adıyla geçmiş olan afrika kıtasının bilhassa içlerinin tamamen sömürgeleştirilmesi hadisesi olmuştur.
Scramble for Africa: Afrika Talanı, Afrika'nın talanı veya Afrika'nın kapışılması; Yeni Sömürgecilik döneminde 1881-1914 yılları arasında emperyalist Avrupa sömürge imparatorlukları tarafından Afrika kıtasının işgal edilip paylaşılması ve sömürgeleştirilmesi talan ve yarışı.
zirâ, farklı sebeplerle de olsa ekonomileri krize giren pek çok batılı devletin kah yeni kaynaklar kah yeni piyasalar bulma umuduyla afrika'yı kendi aralarında karpuz dilimlercesine kesip paylaşmaları da bu krizin hemen devamına rastlamaktadır.
osmanlı imparatorluğu'nun da bu krizde bilhassa ingiltere ve kısmen de fransa adına bir rolü olduğu söylenebilir
1860'larda osmanlı'ya verilmiş olan uluslararası borçların neredeyse tamamına yakın kısmının ingiltere ve fransa'dan geldiği gibi bu ülkelerde yüzde 3.5 ilâ 4 arasında seyreden faize karşın osmanlı içerisinde ve hasseten orta doğu olarak tabir edilen bölgedeki ticarî olarak canlı kentlerde yüzde 10 ilâ 19 arasında değişen faiz oranlarının etkisiyle imparatorluğun meşhur istikrazlarından satın alabilmek, bilhassa bu iki devlet için çok çekici bir hal almıştır. ne var ki bu süreç sadece osmanlı'da yaşayan köylünün cebini boşaltmakla kalmamış, gelebileceği ön görülemeyen 1873 krizine doğru giden yolda ülkelerde iç-dış borç dengesinde ve faiz işlemlerinde anormal dalgalanmalara yol açmaya başlamıştır. o zamanlar anlaşılamamış olsa da şimdi dönüp bakıldığında 1873 krizinin ortaya çıkmasında ana etkenlerden birisi olmasa da zaten diğer nedenlerle çıkacağı bariz olan krize giden yolu süratlendirmiş bir gelişme olduğu da muhakkaktır. bu krizin ve peşi sıra çıkan 93 harbi'nin osmanlı'ya etkisi de finanse edilemeyen borçlar nedeniyle tesis edilmiş olan düyun-ı umumiye olmuştur.
afrika için batılı devletlerin birbiriyle kapışmaya başlaması haricinde bu krizin bir diğer kıymetli sonucu da devletçiliğin kelimenin tam anlamıyla zirveye çıkmasını sağlaması olmuştur. bilhassa otto von bismarck idaresinde almanya demiryollarını devletleştirmiş ve ithal ürünlere çok yüksek vergiler getirmiştir. diğer pek çok ülke de benzer önlemleri devreye sokmuştur.
1873 krizi, 1929 senesinde meydana gelecek olan büyük buhran'a değin küresel ölçekte yaşanmış en büyük ekonomik kriz olarak anılmaktadır.