Ütopya ve Distopya Arasındaki İnce Fark Tam Olarak Nedir?

Birbirine çok benzeyen ancak farklı şeyler ifade eden iki terim arasındaki ince çizgi ne olabilir?
Ütopya ve Distopya Arasındaki İnce Fark Tam Olarak Nedir?
Blade Runner 2049 / Coco
Ütopya: Aslında olmayan, tasarlanmış ideal toplum.
Distopya: Ütopik bir toplum anlayışının anti-tezini tanımlamak için kullanılır. Distopik bir toplum otoriter - totaliter bir devlet modeli ya da benzer bir başka baskıcı sistem altında karakterize edilir.


sanıldığı üzere ütopya ve distopya zıt şeyler değildir.

ütopya olumlu/ideal bir toplumsa distopya olumsuzudur. ama bu direkt olarak zıt olduğunu anlamına gelmez.

dil içinde düşündüğümüz için ve herkesin ütopyası/distopyası farklı olduğu için tam olarak zıt oldukları söylenemez.

bu yüzden bu incecik çizgi tamamen insandan oluşur.

Farklı bir bakış açısı da aktaralım

her ütopya distopyadır. çünkü insanlar ütopya fikrini toplumun sahip olduğunu düşündüğü problemlerin adeta sihirli bir değnek değmiş gibi çözüldüğü bir gelecek olarak düşünür. ancak toplumlar bireylerden oluşur ve bireylerin özgürlüklerini sınırlamadan ütopya olmaz. bu yüzden bir ütopya ne kadar uçuksa aslında o kadar distopyadır.

mesela şiddet olmayan bir dünya hayal edin. hiçbir insan hiçbir canlıya şiddet uygulamıyor. peki, ama bu nasıl oluyor? mesela aldatılanlar sevgililerine/eşlerine bir fiske bile vuramıyor? demek ki ya insanlar aldatamıyorlar ya da insanlar sevgili/eş kavramlarını yok etmişler/unutmuşlar. mesela hırsızlık var mı? her insana istediği her şeyi verebilen bir sistem bile kursanız ya komşunun evini isterse ne yapacaksınız? ya bir gün komşunun evinde yaşamaya başlarsa? komşusu şiddet uygulamadan kendi malını nasıl koruyacak? özel mülkiyeti de kaldıralım. hiç kimse hiçbir şeye sahip olmazsa hırsızlıkta olmaz. herkes her şeyin ortak sahibi olsun. peki, ama özel hayat? özel mülkiyet olmadan özel hayat olamaz. özel hayatı da ortadan kaldırdık.

böyle beyin jimnastiği yaptıkça bu uzar gider. yukarıdaki mantık yürütmede hatalar bulabilirsiniz bu çok doğal. çünkü ütopyalar kişiseldir. ancak nasıl kurgularsanız kurgulayın ait olduğunuz toplumun temel değerlerine dokunmadan ütopya yaratamazsınız. ütopya yaratmaya çalışırken yaşadığınız dönemin insanı için bir distopya yaratırsınız. aynı şekilde distopya yaratmaya çalışırken bazı insanların ütopyasını yaratırsınız.

Final yorumu

sabahları güneş doğmadan kalkıp, doğrusal bi hatta lastik tekerler üzerinde ilerleyen dev konservelere istifleniyoruz. büyük plastik kutuların başında 9 saat geçireceğimiz binaya gidene kadar kafamızı elimizdeki küçük plastik kutulara gömüyoruz. 9 saat sonra aynı konservelere tekrar yüklenip barınaklarımıza gönderiliyoruz. barınaklara döndüğümüzde bi süre daha plastik kutulara boş boş baktıktan sonra yatıp diğer bir güne uyanıyoruz. hiçbir hayvan görmeden, hiçbir ağaca dokunmadan, toprağa basmadan, kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakmadan...

birkaç yüzyıl önce yaşamış sağlıklı ve huzurlu bir çiftçinin distopyasında yaşıyoruz. bu distopyadan kurtulma fikrinin kendisi başlı başına bir ütopya.

Black Mirror'ın 3. Sezon 1. Bölümündeki Distopyaya Ne Kadar Uzağız?