Uzun Süre Orada Yaşayan Birinin Gözünden: İngiltere'deki Sağlık Sistemi Nasıl?

''Ölmek üzereyseniz mükemmel bir sistem...'' İngiltere'de uzun süre yaşamış olan bir Ekşi Sözlük yazarı, merak edenler için oranın sağlık sisteminin nasıl olduğundan bahsetmiş.
Uzun Süre Orada Yaşayan Birinin Gözünden: İngiltere'deki Sağlık Sistemi Nasıl?

uzun süre ingiltere'de yaşamış birisi olarak sağlık sistemi hakkında bilgi vereyim. birleşik krallık'ın diğer bölgelerindeki sistem bu şekilde mi, bilmiyorum.

ingiltere'de yaşamayanlar ingiltere'deki sağlık sistemini eleştirenleri "kurulu düzenimiz var"cı dayılara benzetiyorlar. iki ayrı sağlık sistemi aynı anda kötü olabilir. ingiltere'deki sağlık sistemini eleştiren birisi türkiye'deki sağlık sistemini savunuyor diye düşünmek çok saçma. bir de yeni bir yerin sağlık sistemine alışmak kolay olmuyor. bu durum, oranın sağlık sisteminin çok kötü olduğu anlamına gelmez.

tabii iyice alıştıktan sonra ingiltere'nin sağlık sisteminin kötü olduğunu anlıyorsunuz.

ingiltere'deki sağlık sistemi eğer ölmek üzereyseniz mükemmel bir sağlık sistemidir. amerikan başkanı dahil herkesi devreye sokarlar. röntgenler, ameliyatlar, konsültasyonlar siz bir şey demeden ayarlanır. ama sadece ölmek üzereyseniz... eğer yaşıyorsanız ama ızdırabınız varsa ölmek üzere olana kadar beklemeniz gerekebilir.

eğer hayat kalitenizi düşüren ama sebebi tam bilinemeyen bir rahatsızlığınız varsa doktorlar bir teşhis koymak yerine bunun uzun vadede hayati tehlike oluşturabilecek bir şey olup olmadığını anlamaya çalışırlar. eğer rahatsızlığınız ciddi bir hastalığın öncü bir belirtisi değilse teşhise devam etmezler. arkadaşlarınız size "doktor ne dedi" diye sorduğunda "ölmeyecekmişim" demek türkiye'de trollük sayılırken, ingiltere'de gerçeği en yalın haliyle yansıtmak oluyor.

daha detaylı bilgi vereyim. ingiltere'deki aile hekimliği sistemi, türkiye'de akp'nin hedeflediği sistemdir. birinci basamak sizi sevk etmeden hastaneye gidemezsiniz. birinci basamak, yani aile hekiminiz, kötü bir niyet taşımaz. sadece kendisine verilen bir karar verme mekanizmasını takip eder. "if this, then ask for x; if x>a then refer to specialist" gibi.

eğer nhs tarafından hazırlanan o mekanizma sizin özel durumunuza uygun değilse, uzman doktor tarafından görülmeniz aylar sürebilir. doktorunuz inatla sevk etmiyorsa psikiyatride right to choose ile aile hekiminize rağmen randevu talep edebilirsiniz. 12 ay sevk edilmek için uğraştıktan sonra right to choose ile aile hekimini bypass ettim. bir psikologa gitmem söylendi. psikologun bana yaptığı testler sonunda bir psikiyatrist görmemin iyi olabileceği sonucu çıktı ve bu testten 22 ay sonrasına randevu verildi. yani sevk edilmek istedikten 3 yıl sonra bir uzman doktoru görebilecektim. bundan önce soruyorlar "intihar eğilimin var mı" diye. var desem aynı gün psikolog, bir haftaya psikiyatrist göreceğime eminim. ama yoktu.

bildiğim kadarıyla psikiyatri haricinde de right to choose yöntemleri var ama bundan emin değilim. bir de bu aylar hatta yıllar süren bekleme süreleri psikiyatriye özgü. diğer alanlar bu kadar kötü değil.

eğer teşhisi konulmuş bir hastalığınız varsa açık uçlu sevkiniz oluyor. diyelim ki bir uzman doktorun teşhis ettiği bir kalp probleminiz var. kalple ilgili şikayetlerinizde aile hekiminin sevk etmesini beklemenize gerek yok. direkt hastaneden randevu alabiliyorsunuz. bu teşhis başka bir ülkede, mesela türkiye'de, konulmuşsa gerekli dökümanları çevirip aile hekiminize veriyorsunuz. aile hekiminiz bu belgeleri uzman doktora gönderiyor ve uzman doktor teşhisi doğruladıktan sonra sizin de açık uçlu sevkiniz oluyor. bazen uzman doktor ek testler isteyebiliyor ama bunlar da hızlı hallediliyor. açık uçlu sevkiniz olduğu sürece bir kaç hafta, en geç iki ay sonra uzman doktoru görebilirsiniz.

bu sevk hiyerarşisinin çok avantajı var aslında. türkiye'de midem ekşiyor diye gastroenteroloji uzmanından randevu alanlar varmış. önce aile hekimine git de bir rennie/lansor falan dene istersen, sonra bir dahiliyeci görsün, çözemezlerse 14 yıl eğitim almış ve tüm türkiye'de 900 tane olan yandal uzmanına görün, değil mi? yandal uzmanı da önce rennie/lansor falan verecektir, direkt kolonoskopiye girişmeyecektir muhtemelen.

özel sağlık hizmetleri türkiye'ye göre çok pahalı ama abd'deki gibi de değil. doktorların saat ücretleri çoğu zaman 500 poundun altında, yani asgari ücretin dörtte biri kadar. genelde çalıştığınız yer bir kaç doktorla/hastaneyle anlaşmış oluyor, onlar size biraz indirim de yapıyor. ben özel sağlık sigortası yaptırmadım, onun avantajlarını ve ücretlerini bilmiyorum.

nhs, covid sonrası telefon konsültasyonlarına başladı. hastaların %30'unun doktoru görmesine hiç gerek kalmıyormuş. "gözüm kızarmış, kaşınıyor, acıyor. antibiyotikli damla yazıyorum" ya da "kolum tahriş olmuş, pul pul. egzama kremi yazıyorum." gibi oluyor. benim de işime geliyor açıkçası, konuştuğum insanlar da genel olarak mutlu. eğer şikayetinizi telefonla çözemezlerse sağlık ocağına çağırıyorlar.

ama telefon konsültasyonu randevularında aile hekimleri saat vermiyorlar. "pazartesi öğleden sonra" randevunuz varsa 13.30-17.30 arası aranabilirsiniz. tuvalette de toplantıda da olsanız açmanız lazım. bazı doktorlar açamazsanız insaflı davranıyor ama bazıları sıfırdan randevu aldırıyorlarmış. çok yalvardım, "bir saat aralığı verin mesela 15.30-16.30 olsun, çok net olmak zorunda değil, doktor kaçırırsa canı sağolsun, gecikecek diye otomatik mesaj atar" dedim. olmaz dediler. iki elin kanda da olsa telefonu açacaksın. acaba iş yerinde toplantıdan çıkıp koridorda "ereksiyon sorunlarım devam ediyor" diye konuşmak zorunda kalan insanlar var mıdır diye arkadaşlarla çok geyik yaptık.

telefon konsültasyonu randevusunu en geç iki hafta sonrasına veriyorlar ama sağlık ocağı randevusunu ise bazen dört hafta sonraya verebiliyorlar. tabii bunlar şehirden şehire değişen şeyler. başka ekşi sözlük yazarlarının tecrübeleri farklı olabilir. ama randevuya gittiğinizde size gerekirse 15 dk'ye kadar vakit ayırırlar, muayeneyi aceleye getirmezler, karşı sorular sorarak şikayetlerinizi anladıklarından emin olurlar. bıçak saplanır gibi oluyor dediğim bir doktor bana "sıcak bıçak saplanır gibi mi soğuk bıçak saplanır gibi mi" demişti, hala dalga mı geçiyordu ciddi miydi bilmiyorum.

tabii bizde aile hekimleri günde ortalama 120 hasta bakarken ingiltere'de aile hekimleri "bugün 34 hasta baktım, çok yorgunum" diyorlar. o yüzden bu özeni gösterebiliyorlar ve aynı sebepten bekleme süreleri çok uzun. bilin bakalım neden türk doktorları avrupa'da seviliyor?*

bu arada en komik kısmı bence hemşire randevusudur. evet, aile hekimi sizi gördü ve kan testi istedi. hemşire randevusu alıyorsunuz ve o da bir hafta sonraya veriliyor. ayrıca gidip kan veriyorsunuz. ya da başınız ağrıyor diyelim ki sık sık. acaba tansiyonum mu yüksek dediniz. sağlık ocağına gidip ölçtüremezsiniz. hemşire randevusu alacaksınız. bir hafta sonra, başınız ağrımazken ölçtürebiliyorsunuz.

bir de gripseniz doktor randevu vermiyor. "gripte bizlik bir şey yok, internetteki listedeki ilaçları ve takviyeleri al, istirahat et. dört güne kadar doktor raporu olmadan hastayım diyerek evde dinlenebilirsin, dört günü geçerse bize telefon et" diyorlar. biraz güven meselesi bu. bizde olsa çok kişi ayın dört günü grip olur yatardı. değişik ama bence bizdekinden daha iyi.

acile giderseniz ama acillik durumunuz yoksa bizdeki yeşil bölgeye denk sayılabilecek "urgent care"a yönlendiriliyorsunuz. urgent care, mesai saatleri dışında çalışan aile hekimliği aslında. sekiz saate kadar bekleyen arkadaşlarım oldu burada. bir arkadaşım grip olan ateşli iki yaşındaki çocukları için aile hekiminden randevu alamadığını, urgent care'da da dört saat beklediğini söylemişti. bu kadar da olmamalı bence. yine de kimse doktor dövmüyor, kimse bazı doktorların dayağı hak ettiğini düşünmüyor. çünkü doktor dövmek sağlık hizmeti kalitesi ile alakalı değil, hanzolukla alakalı.

doktor/hemşire haricinde, psikologa ve fizyoterapiste erişim, gerçekten ihtiyacınız varsa, hem kolay hem hızlı hem de ücretsiz.

birleşik krallık'ın nhs'i batırmak istediğini iddia eden çok kişi var. bu kişilere itibar edin. doktorların ve hemşirelerin maaşları her sene enflasyon karşısında eriyor. her sene daha az doktor nhs'te çalışmak istiyor. doktor sayısının artmaması da belki on yıldır uzun olan bekleme sürelerini artık absürt seviyelere getirdi. brexit'in üzerinden kaç sene geçti ama ab'ye gönderilen kaynaklar halen nhs'e verilmedi.