V. Henry'yi Anlatan Netflix Filmi The King'in Gerçek Tarihle Uyuşmadığı Noktalar

2019 tarihli Netflix dramasının biraz eğip bükerek anlattığı mevzular.
V. Henry'yi Anlatan Netflix Filmi The King'in Gerçek Tarihle Uyuşmadığı Noktalar
Uyarı: Haliyle spoiler içerir.

the king izlerken takıldığım birkaç nokta var, o da filmin tarihe sadık olmadığı. bu sadece filme yüksek puan vermemi engelliyor, başka sıkıntısı yok. muhteşem bir dönem filmi, kesinlikle tavsiye ediyorum. birkaç cümleyle açıklamaya çalışacağım.

15. yy'da, ingiltere için fransa fazlasıyla hassas bir noktadaydı. ingiltere kralının fransa'yla barış yapma fikri kesinlikle bir acizlik, zayıflık kabul edilirdi. ortaçağda savaş rekabet her şey demek bildiğiniz gibi. işte v. henry de tamamen bu amaç doğrultusunda hayatını fransa'yı ele geçirmeye harcayacak şekilde eğitildi, yetiştirildi. bu yüzden filmdeki 'hal' ve tavırları kabul edilemez :)

Henry V.

henry biraz fazla 21. yy insanı gibi davranıyor filmde. gereksiz bir olgunluk vardı fakat konumu yüzünden güçlü akan bir nehire kapılmış dal parçası gibi sürüklenmesini çok iyi izledik. üniversitede evlilik muhabbeti açılınca "sevişmek için devletten izin almak aptalca ağğbi" deyip mezun olduktan sonra askerliği aradan çıkarıp aile zoruyla evlenen kardeşlerimizinki gibi bir çaresizlikti bu.

ve aynen, filmde üzerinde durdukları gibi ingiltere'ye bu savaşı kazandıran yay ve okları oldu.

O dönemler harita bu şekildeydi.


v. henry asil olmasına asil ama soyu richard’lara dayanmıyor. babası, o günkü kral tarafından fransa taraflarına sürgüne gönderilince bir orduyu toplayıp ingiltere tacını ele geçiriyor. sonra bizim henry’i de yanına çağırıyor. henry nerede o esnada ? irlanda'da… oralarda falan yüzüne ok yiyor. (eros’un oku değil, bildiğin ok yemiş kafasına yine de ölmemiş.) neyse velhasıl, babası ile aralarının kötü olduğunu gösteren bir emare tarih kitaplarında okunmuyor.

ama shakespeare v. henry‘i dramatik hale getirmek istemiş. onu baya baya beğenip işlemiş olduğu için netflix de the king içine shakespeare den baya serpiştirmiş. tarihselliği bu şekilde bozdukları yetmiyormuş gibi, henry’i aslında krallığı istemiyormuş da bu zor yükü kaldırmaya çalışıyormuş gibi bir hüzünlü, bir barışsever yapmışlar değmeyin keyfine. biz bile kendi padişahlarımızı anarken aman aman… neler diyoruz neler. bizdekiler diyelim ki 99 iyilik yapsa sadece 1 tane hata yapsa adamı yerin dibine sokarız, onlar 99 hata olsun sadece 1 iyilik görseler adama heykeller dikerler. böyle de bir anlayış işte.

bunları kuru hamaset yapmak için asla söylemiyorum. durum saptamasından ibaret. çünkü the king filminde örneğin sanki henry barrışsever bir kralmış gibi gösterilmiş. bir kere adam karşıt her düşünceyi çok sert bastıran bir kral. arkadaşı gibi gösterilen tip falstaff, ki tarihi değiştirdikleri bir başka durum da bu. sir john falstaff diye bir karakter yok aslında. shakespeare aslında daha güçlü bir aileden geldiği için sir john oldcastle ‘ın adını bu şekilde geçirmiş. tarihte de ölümü bu şekilde agouncourt muharabesi'nde ölmüyor bu adam. gayet de ileride bu katoliklere karşı bir hizip çıkarttığı için henry tarafından yakılarak öldürülüyor.

Sir John Oldcastle'ın bir temsili.

ayrıca tapınakçıları yaktıran o dönemin fransızlarına yönelik bakışın da bir gölgesi hissediliyor. intikamcı bir durum var. gerçi filmin bir noktasında netflix the king‘e kudüs’e mi yürüyeceğim sonra şeklinde bir çıkışıyor ama…. ama henry ölüm döşeğinde son sözler olarak kudüs’te duvar tamir etmek istediğini söylüyor. kudüs diyorum duvar diyorum. hişşt. sakin..

bu fransız veliaht da savaşta ölmüyor o şekilde. gayet zehirlenerek öldürülüyor. bunlar bilinsin sevgili ahali. bilinsin de sinemanın tarihi çarpıtma gücü muhteşem yüzyıl çok rerö duyarlılığında kalmasın. vietnam savaşını usa kazandı bilirsiniz. daha doğrusu siz bilmezsiniz de amerikan gençleri yapılan anketlerin bize gösterdiğine göre bunu biliyor. biz hollywood’dan öğrenemeyince cahil kaldık.

kaynak: sineg / yazar: yektacan özçift