X ve Y Kuşağına Nostalji Bombardımanı Yapan Atari Salonlarındaki Başlıca Oyunlar

Atari salonlarındaki oyunlar nelerdir? Neler oynanırdı bu atari salonlarında?
X ve Y Kuşağına Nostalji Bombardımanı Yapan Atari Salonlarındaki Başlıca Oyunlar

şu anki gençler pek bilmese de; çocukluğumuzun en hareketli zamanlarında, yani 90'larda atari salonu kültürü mevcuttu. jetonların büyüsü ve dijital savaşların altın çağı olan bu dönemde bir jeton sizi digital dünyada başlayan bir macera sürüklüyordu.

özellikle 1990’lar, türkiye’de ve dünyada dijital oyun kültürünün sokağa taşındığı, çocukluğun ve gençliğin atari salonlarında geçtiği, harçlıkların sular gibi aktığı jetonla çalışan makinelerin altın çağını yaşadığı yıllardı. atari salonu kavramı, mahalle aralarında küçük dükkanlardan, sahil kasabalarının yazlık eğlence yerlerine kadar geniş bir coğrafyada kültürel bir fenomen haline geldi.

kapıdan içeri girdiğinizde sizi neon ışıklar, elektronik sesler, ve yoğun bir rekabet atmosferi karşılardı. her makinenin başında ya biri oynarken diğer kişiler ya oyunun bitmesini bekler ya da karşısındaki kişiye meydan okurdu.

o günlerde bizim mekan diye tabir ettiğim atari salonunda özellikle arcade tarzı oyunlarda çok iyi oyunculara jaws derdik. çünkü giren rakiplerin jetonlarını iç ederek bir lokmada keyifle yerlerdi.

ayrıca salonlarda bir hiyerarşi oluşurdu. en iyi oyuncular saygı görür, turnuva gibi mücadelelerde adeta mahalle şampiyonluğu yaşanırdı. jeton almak için cep harçlıkları biriktirilir, bu harçlıklar sonuna kadar kullanılır hatta cepte pare olmadığından eve yürüyerek dönülürdü. okuldan kaçmalar bile bu tutkunun bir parçası olurdu.

yani anlayacağınız atari salonları sadece oyun oynama yeri değil, aynı zamanda sosyal etkileşim mekanlarıydı. orada dönen sohbetler, taktikler, küçük rekabetler ve büyük dostluklar çocukluk hafızalarının temel taşlarından biri haline gelirdi. genellikle salonlar bir amca ya da abi tarafından işletirdi, duvarda sigara içilmez, küfür yasak gibi tabelalar olurdu ama bu durum pek uygulanmazdı.

bundan kaynaklı da 90’larda birçok ebeveyn için atari salonları çocukların kötü alışkanlıklar edindiği yerler olarak görülürdü. bu yüzden bende dahil olmak üzere birçok çocuk, gizlice veya yalan söyleyerek bu salonlara gitmek zorunda kalırdı. ancak gerçek şu ki, atari salonları bizim kuşak için dijital çağla ilk temas kurulan alan, reflekslerin geliştiği, problem çözme ve strateji kurma yetilerinin şekillendiği yerlerdi.

sonuç olarak bugün artık ev konsolları, mobil oyunlar ve sanal gerçeklik gibi şeylere geçen bir kültür; 90’larda sadece bir eğlence biçimi değil, bir kuşağın ortak hafızasıydı. jeton sesleri, buton tıklamaları, ekran parlamaları ve arka fondaki 8bitlik müzik ve görüntülerle dolu bu çağ, bugün bile hatırlandığında yüzlerde bir tebessüm bırakıyor. o dönem atari salonlarında geçirilen her dakika, bize mutluluk ve hatıralar katarken bir yanda da dijital çağın temellerinin atıldığı birer anı olarak günümüze miras kaldı diyebiliriz.

şimdi gelin hatırladığım kadarıyla bu güzide yerlerde hangi oyunlar mevcuttu...

silk worm

atari salonu kariyerimde ilk oynadığım oyundur kendisi. oyuncular, makineli tüfekle donatılmış bir cipi veya ileri ve aşağı doğru ateş eden silahlarla donatılmış bir helikopteri yönetirdi ve karşılarına gelen düşman aletlerini yok ederdik. ayrıca hatırladığım kadarıyla belli aralıklarla boss dediğimiz bölüm sonu düşmanları gelirdi. oyuncular düşmanları yok ettikçe ateş gücünü artıran güç hücreleri toplar ve daha güçlü bir şekilde karşılık verilirdi. tabii ki o zamanlar oyun bitsin diye çok paralar harcadığımız oyunun sonradan sonu olmadığını öğrendiğimizde içimizi bir burukluk oluşmuştu. ne jetonlar yedin beee.

super bomberman

bu oyunu herkesin bildiğine inanıyorum çünkü atari salonlarından sonra evlere giren kasetli oyun konsolları bu oyunu büyük kitlelere sundu. oyun gayet basit; pacman tarzı bir labirent içindeki canavarları bombalar koyarak yok etmeye çalışıyorsunuz. bu arada yıkılan duvarlar içerinden ya da canavarlardan size ödüller çıkıyor ve bu ödüller hem karakterinizin hızlanmasını hemde koyduğunuz bombaların özelliklerini değiştiriyor.

snow bros

büyük bir zevkle oynadığım bu oyun iki kardan adam olan kardeşin bir prensesi kurtarma hikayesini anlatmaktadır. oyunun temel amacı dikey platform üzerinde bulunun canavarları kar atarak devasa kar topu haline dönüştürüyorsunuz daha sonra bu oluşan kar toplarını iterek hrm içindeki canavarları hemde öne gelen canavarları yok ediyorsunuz. ayrıca her bölümde ödül olarak iksirler çıkıyor ve bunlar sizin özeliklerini artıyor. oyunu bir çok kere bitirmiş olarak basit bir stratejiyi sizinle paylaşacağım oyun başladığından hemen hızlıca en üst platforma çıkarak en üsteki canavarları kartopuna dönüştürüp ve onu iterek bölümdeki tüm canavarları öldürebilirsiniz.

cadillacs and dinosaurs

namı değer mustafa; herkes oyunun içindeki mustafa karakteri nedeniyle oyunun ismini bu şekilde bilinmektedir. oyun aslında bu gün konsollarda oynadığımız frp oyunlarının atası sayılabilecek örneklerinden biridir. oyunda mustapha cairo, jack tenrec, hannah dundee ve mess o'bradovich adlı 4 adet karakter bulunur ve bunlardan birini seçerek sekiz farklı bölüm ve bunlarda buluna düşman ve boss'uyla savaşırsınız. genelde en iyi anlaşılan bir arkadaşla oynanan bu oyun aynı zamanda salondaki en popülerlerden biridir. bu arada, bu oyunu da bitirmişliğim vardır.

street hoop

basketbol sevenleri hemen buraya davet ediyorum. on ülke, üçer kişilik takımlardan oluşan bir sokak basketbolu oyunu olan bu oyun. oynaması ve karşılıklı rekabeti damakta büyük tat bırakmaktadır atari sevenlerin gözünde. oyunda ülkeleri temsil eden takımlar bulunmaktadır, özelikleri farklı farklı olan bu takımlardan oyun stiliniz nasılsa ona göre takımınızı seçersiniz sonra mı? güzel bir rekabet ve süper şut çizgisi dolunca da acımasız şutlar, smaçlar havada uçuşurdu. değmeyin keyiflere...

final fight

bizim camiada bu oyun daha çok karakterlerden biri olan haggar olarak bilinir. aynı anda en fazla iki oyuncu tarafından oynanabilen bu oyun haggar , cody ve guy adlı karakterlerin kendine özgü dövüş stiliyle ön plana çıkan bir frp oyunudur. oyunun hikayesine gelecek olursak; profesyonel güreşçi ve politikacı olan mike haggar metro city'e yeni belediye başkanı olarak seçilir. sonrasında mad gear çetesi hem haggar'ın kızı hemde cody'nin sevgilisi olan jessica'yı kaçırırlar ve bizim ekip jessica'yı kurtarmaya çalışır. ayrıca bu oyunda salonların efsanelerinden biridir.

metal slug

efsanelerden devam edelim değil mi? bu oyunun farklı bir çok serisi mevcuttur. kimilerinden nazi benzeri bir orduyla kimisinde uzaylıların, mumyaların ve zombilerin bulunduğu bir orduya karşı dünyayı kurtarmaya çalışan bir grup askeri işler. bunu yaparken kendine özgü mizahi üslubuyla öne çıkan oyun koş ve ateş et unsurlarından oluşur ve devamlı ileri gitmek suretiyle düşmanları ve boss diye tabir ettiğimiz bölüm sonu düşmanını yok etmeyi amaçlar. şimdiden söyleyeyim bir kez oynadınız mı bağımlılık yapar.

son olarak en sevdiğim oyuna gelelim ve konuyu bitirelim: king of fighter

o zamanlar salona girdim ve oyuna yürüdüğümde gözlerim tam bir can yaktı oluyordu ve beni gören hemen herkes oyunu boşaltırdı. o kadar iyi oynardım ki bir gün bu oyun yüzünden dayak bile yiyecektim. yukarıda da dediğim gibi bu oyun için tam bir jawstım ve karşıma girenlerin bütün jetonlarını acımasızca yutardım. oyunu bilmeyenler için hemen kısaca anlatayım arcade oyunu olan bu oyunda karakterler içinden üç kişilik bir ekip oluşturuyorsunuz ve sırayla karşınıza çıkan ekibi dövüş yeteneklerinizi kullanarak yenmeye çalışıyorsunuz. tabii ki seçtiğiniz karakterlerin hepsinin farklı bir dövüş stili bulunmaktadır. en azından kendi şehrimde farklı karakterlerle sayısız kere oyunu bitirip sayısız rakibi dize getiren taçsız bir kraldım.

saygılarımla...