Yabancıların Türkçe Konuşmaya Çalışırken Yapmış Oldukları En Sevimli Hatalar
filistin'den gelen yabancı öğrenci arkadaşın artık 3. senesidir ve ziyadesiyle türkçe öğrenmiştir. ancak hala bazı telaffuz hataları vardır.
patoloji ye badoloji, traş köpüğüne traş kubuğu, televizyona tivüzon demek gibi.
neyse bizim eleman bir gömlekçiden gömlk almaktadır kırık aksanıyla ve pazarlık etmektedir.
eleman: bu gömlek kaça abi?
gömlekçi: doksan milyon.. (o zamanlar sıfır atılmamış paradan)
eleman:siksen olmaz mı?
gömlekçi: ??!!!***
gömlekçi şaşkın gözlerle bakmaktadır.. zira bizim eleman 2.02'lık bir araptır...
bir duruma sinirlenen ingiliz arkadaşım "bu ne yelpazelik" diyerek isyan etmişti.
ciddi bir tartışmanın ortasında ortamı bir anda renklendirebilecek hatalardır:
- yalan söylüyosun!
- hayır ben yalanmiyorum.
ispiyoncu yerine işportacı diyen bir avrupalı buna en güzel örnektir. bir de gözleri kısıp hırsla söylediğini düşünün.
yeni türkçe öğrenmekte olan bir arkadaşın bakkala gidip "bana sıcak bir ekmek verir misin" diyeceğine "bana sıcak bir erkek verir misin" demesinin bir elemanı olabileceği küme.
bir türlü "teşekkürler" diyememek, ayran getirdi diye garsona "taşak!!" diye bağırmak.. sonra üzülmek. çok üzülmek.
soğuk ve yağmurlu bir havada incecik giyinmiş türk sevgilisine zorla kapşonunu taktırmak isteyen ve bunu hem pratik olsun hem sempatiklik olsun amaçlı türkçe söyleyen sevgili ile girilen diyalog:
- takar mısın şu kapşonu kafana!
+ hayır ya, sanane
- taksana ya, hasta olacaksın!
+ sana ne beeee! annem misinn ya!( o sırada ben senin annenim şeklinde türkçe bir cümle kurmak isterken)
- ben senin ananın :) (yüzde o baaak nası da süper cümle kurdum ifadesi)
+üdjsdhgs, oha.
minübüsten inmek isteyen yabancı bir öğrenci bunu dile getirir:
-inek var! inek var!
evlenmeye karar verdiğimizde, yabancı eşimle babamın ilk karşılaşmasında, eşim "ben kızınızla evlenmek, onu uzaklara götürmek istiyorum" demek isterken şu harika cümleyi sarf ederek babamı dumur etmiştir:
eş: ben kızını çok götürüyorum.
baba: ... (biri alsın bunu karşımdan bakışı)
kardeş ve anne: kikir
yer: roma'da bir oyuncakçı
mağazada satılan küçük prens gece lambasını gören italyan yar ilgimi çekeceğini bildiğinden bana dönüp lambayı işaret ediyor ve kendinden emin bir ses tonu ve gurur duyduğu türkçesiyle:
-aşkım bak sucuk prens!!!
- haaa?
-eeee...sümük prens!!!
-?!?!?
-sümücük prens?
- oooy oooy!