Yazarken Hata Payı Yüksek Olan İngilizce Kelimelerin Yazılışı Neden Zor?

Yıllardır öğrenmek için eğitimini aldığımız, kurslara gittiğimiz İngilizce'nin yazılışında hata payı her zaman daha yüksek oluyor. Peki bunun sebebi nedir? Sözlük yazarı "uykufelci" tarihsel süreci ile birlikte açıklıyor.
Yazarken Hata Payı Yüksek Olan İngilizce Kelimelerin Yazılışı Neden Zor?
iStock.com

gerard nolst trinité adlı hollandalı şair, ingilizcenin yazımındaki tutarsızlıkları 800 kelime üzerinden sergileyen the chaos adlı bir şiir yazmış.

gerçekten de ingilizce yazımı zor bir dil. hata yapacak bir kelime mutlaka çıkıyor. fakat ingilizcenin bu zorluğu tümüyle insani nedenlere dayanıyor.
sorun alfabeden başlıyor. ingilizce latince ile benzer sesleri paylaşmasa da latin harflerine dayalı bir yazı sistemi kullanıyor. bu ise ıkea’dan ofis takımı alıp oyuncak odası yapmaya çalışmak gibi bir şey.
ingilizcenin hikayesi de istilalar, hırsızlıklar, kaprisler, hatalar, gurur ve değişim gibi etkenler içeriyor. hatta bir ucu insanların açgözlü, tembel ve kibirli olmasına bile dayandırılabiliyor.

istila ve hırsızlık
önce açgözlülüğün getirdiği istila ve hırsızlığa bakalım. romalılar 1. yüzyılda britanya adasına geldiklerinde alfabelerini de birlikte getirmişti. 7. yüzyılda ise avrupa’dan anglo-sakson germen kabileler dilleriyle birlikte adaya gelip yerleşmişti. 9. yüzyılda vikingler bazı bölgeleri işgal etmiş onlar da bazı kelimeler sokmuştu ingilizceye. 1066’da ise norman fransızları adaya yerleşmiş ve birçok kelimenin yerini fransızcaları almıştı.
birkaç yüzyıl sonra fransızlar adadan atıldığında (ama kelimeleri kalmıştı) adalılar bu kez de amerika, avustralya ve hindistan’a el atmış, her yeni koloniyle britanyalılar yeni kelimeler edinmişti. ayrıca birlikte iş yaptıkları herkesten “ödünç” kelimeler alınmış, ama bunlar kalıcılaşmıştı. yani kısacası ingilizce için bir istilalar müzesi denebilir.
peki bütün bunların kelimelerin yazımı ile nasıl bir ilgisi var? kelimeler ‘ödünç’ alındığında bunlar genellikle diğer latin alfabeli yazı sistemlerinden gelmiş, ama ingilizcedeki seslerden farklı sesleri olmuştur. diğer birçok dil, ödünç aldığı kelimeleri kendi sistemlerine uyarlar. fakat ingilizcede bazı kelimeler için telaffuz benimsenip yazım uyarlanmış, bazılarında yazım korunmuş, telaffuz uyarlanmış, bazılarında ise her ikisi de korunmuştur.

tembel diller

tembellik ya da dilbilimcilerin deyimiyle “çabada ekonomik davranma” da devreye girince iş iyice karmaşık bir hal almıştır. konuşanın işini kolaylaştırmak için bazı sesler düşürülmüş ya da dinleyenin işini kolaylaştırmak için bazı sesler daha baskın hale getirilmiştir.
iskandinav ve fransızların etkisi altında eski ingilizcenin bazı karmaşıklıkları giderilmiş (örneğin hopian kelimesinin yerini hope almış) ya da daha sonraki yüzyıllarda olduğu gibi ‘kn’ sesi sadeleşerek ‘n’ olmuş, ‘wr’ sadeleşip ‘r’ olmuştur. bazı kelimelerde ise ses düşürülmesine rağmen yazım aynı kalmıştır: laughter kelimesindeki ‘gh’ sesinin sadece ‘f’ olarak söylenmesi veya daughter kelimesindekinin tümüyle düşürülmesi gibi.
bazen de dönemsel etkiler nedeniyle seslerde değişme olur. 1400-1700 yılları arasında da böyle bir değişim yaşanmış, fakat kelimelerin yazılışı aynı kalmıştır.
bu konuda tembel davranan sadece diller ve kulaklar olmamış, fransa, hollanda, belçika gibi ülkelerden gelen yazıcılar ve matbaa da benzer özellikler göstermiştir.

kibir ve gurur
ingilizce yazımın geri kalmasında kibirin de etkili olduğunu söylemek lazım.
11. yüzyıldan sonra üst sınıfların dili fransızca olmuş, şiir, hukuk ve mutfakla ilgili kelimelerde baskın hale gelmiştir. rönesans döneminde ise bilimsel ve teknik terimlerde latince ve yunanca ağırlık kazanmıştır.
daha sonra noah webster amerikan ingilizcesini sadeleştirme çabasına girdiğinde (colour yerine color, centre yerine center gibi) ingilizlerin gururu devreye girip kelimeleri olduğu gibi saklama, hatta daha karmaşıklaştırma güdüsüne sarılmış oldular.
şimdilerde ise kelimeleri okunduğu gibi yazarak sadeleştirme çabalarından hiç söz edilemiyor. bu girişimler basit ya da eğitimsizlerin işi gibi görülüyor. yani dil gibi gerekli bir araç sosyal bir filtreye dönüştürülmüş oldu.

kaynak