Yolcu Uçakları Uzaya Çıkabilir mi?

uçaklar bazı fizik kurallarından ötürü uzaya çıkamaz. öncelikle bilmemiz gereken bazı fizik kuralları:
deniz seviyesinden yüksek irtifalara doğru çıkıldıkça havanın yoğunluğu, miktarı ve basıncı düşer. peki havanın yoğunluğunun, miktarının ve basıncının azalmasının bize ne gibi etkileri olur? en önemli etkisi uçak motorları üzerine olur. günümüz yolcu uçaklarının motorlarının core dediğimiz iç kısmı; low pressure compressor + high pressure compressor + yanma odası (combustion chamber) + high pressure turbine + low pressure turbine'den oluşur.
uçak motoru eğer yeterli miktarda hava alamazsa, daha kompresör kademesinde stall meydana gelir. aynı zamanda yanma odasında yanmanın gerçekleşebilmesi için üç şey gerekir. bunlar; yakıt, ateşleme ve hava.
yakıt ve ateşlememiz var ama yüksek irtifalarda hava miktarı çok düşeceği ve hatta uzayda hiç hava olmadığı düşünülürse, hava olmadan yanmada olmayacağı için uçak motoru belli bir irtifadan sonra yine stall'a girecektir.
uçakların yaklaşık 12 km'lik (yaklaşık 40 bin feet) yüksekliği aşamamasının ikinci sebebi ise; uçak aerodinamiği ile ilgili. yüksek iftifalarda uçmanın bir avantajı, bir de dezavantajı bulunur.
avantajı, yüksek irtifalarda hava miktarı daha az olacağı için uçağın maruz kaldığı sürükleme kuvveti de doğal olarak daha az olur. işte bu yüzden bütün yolcu uçakları kısa mesafe bir uçuş yapsalar bile, alçak irtifada uçmaktansa, bir an önce çıkabildikleri en yüksek irtifaya çıkmaya çalışırlar.
sürükleme deyip geçmeyin, bunun en büyük artısı yakıt tasarrufunda olur.
yüksek irtifalarda uçmanın dezavantajı ise, hava miktarı ve yoğunluğu azaldıkça, kanatlarda oluşan taşıma kuvveti de azalacağı için, çok yüksek irtifalarda yeterli taşıma kuvveti olmayacağı için bu sefer uçağın motorunun yanında uçağın kendisi de stall'a girecektir. günümüz yolcu uçak kanat tasarımı ve motorları en fazla 12 km yükseklikte uçmaya uygun olacak şekilde tasarlanmıştır.
concorde uçağının kanat tasarımı ve motorları 40 bin feet'lik irtifanın üzerinde uçmaya uygun şekilde tasarlanmıştı ama concorde'de yine en fazla atmosferin içindeki irtifalarda uçabiliyordu. yani uçakların uzayda uçabilmesi gibi bir durum yine yok.
bilmemiz gerek bir diğer şey de, insanların en fazla 9-10 bin feet'teki hava miktarı ve yoğunluğundaki koşullarda yaşayabilmesi. peki irtifa arttıkça havanın yoğunluğu ve miktarı azalıyorsa, 39-40 bin feet yükseklikten uçan bir uçağın içinde yolcular nasıl hayatta kalabiliyorlar? yolcuların o yüksek irtifalarda hala hayatta kalabilmelerini sağlayan şey, uçakların içine hava basılması olayıdır. yani uçağın basınçlama sistemi sayesinde yolcular bu kadar yüksek irtifalarda da rahat ve konforlu bir şekilde seyyahat edebiliyorlar.
peki uçağın basınçlama sistemi, uçağın içine bastığı bu havayı nereden temin ediyor? bunun cevabı da, uçağın motorlarıdır. basınçlandırma sistemi, uçağın aircondition sisteminin bir parçasıdır. aircondition sistem de, bu havayı uçak motorlarının kompresör kademelerinden temin eder. uçağın tüm motorları havasızlıktan stall'a girerse, doğal olarak biz basınçlama sistemine hava temin edemeyeceğimiz için uçak basınçlanamayacak, bu da uçak içinde bulunan tüm yolcu ve mürettebatın havasız kalmalarına ve hayati tehlike atlatmalarına sebep olacaktır.
bu yüksek irtifalarda motorlar bir şekilde çalışsa bile, 40 bin feet'in üzerindeki irtifalarda, dış ortam hava basıncı çok düşük olacağı ve içine hava basılan uçak normalden çok daha fazla şişeceği için yüksek irtifalardan uçmak, uçağın gövde ömür dayanımını da düşürecektir.
son olarak bilmemiz gereken şey ise, atmosferin uzaydan dünyamıza gelen radyasyonu engellemesi. atmosferin en üst tabakası, yer yüzeyinden yaklaşık 100 km'lik bir yükseklikte bulunmakta. şu anki uçaklar zaten bu yüksekliğe ulaşabilecek dizaynda değiller. bu yüksekliğe ulaşabilen bir uçak yapsan bile gövdesini de yolcuları ve mürettebatı radyasyonun etkilerinden koruyacak şekilde imal etmen gerekecek.