Yönetmen Luis Buñuel ile Salvador Dali'nin Sanat, Siyaset ve Nefret Dolu Arkadaşlığı

Burjuvazinin Gizli Çekiciliği filmiyle tanıdığımız yönetmen Luis Bunuel ile Salvador Dali meğerse fırtınalı bir arkadaşlık içindeymiş. 1920'lerin Paris'ine gidiyoruz...
Yönetmen Luis Buñuel ile Salvador Dali'nin Sanat, Siyaset ve Nefret Dolu Arkadaşlığı

luis bunuel, sürrealizmin üç sac ayağının biridir... salvador dali ve federico garcia lorca ile birlikte sürrealizmin altın çağını yaşatmış, oldukça ilginç bir hayat yaşamış ve arkasında unutulması imkansız filmler bırakmış sinemacıdır.

1922 yılında, madrid'te residencia de estudiantes'te bir öğrenci yurdunda tanıştılar. o esnada bunuel ve lorca, madrid üniversitesinde, dali ise bir güzel sanatlar okulu olan real academia de bellas artes de san fernando'da okuyordu. bu üçlü arasındaki ilk ayrılma bunuel'in 1925 yılında paris'e taşınması ile gerçekleşti. onu takiben 1926 yılında dali de paris'e geldi.

farklı amaçlar için paris'e gelen bu iki arkadaş, paris'te sanatın altın çağını yaşadığı 1920'lerde sıkça beraber vakit geçirdiler. beraber vakit geçirmek bir yana, sanat üzerine yoğunlaşıp birbirini desteklediler. sinema ve tiyatro üzerine, "call and response" isimli bir dizi çalışma yürüttüler. bu makalelerde plan, kurgu, dekupaj gibi teknik konuları incelediler ve sinema teorisine katkı sağlamayı amaçladılar.

1929 yılına geldiğimizde, bu ikili birlikte bir senaryo üzerine çalışmaya başladılar. bunuel'in annesinden aldığı bir miktar para ile meşhur jiletle göz kesme sahnesi ile de bilinen, 16 dakikalık bir kısa film olan un chien andalou'yu çektiler.

Luis Bunuel - Bir Endülüs Köpeği (Un Chien Andalou)


bunuel bir röportajda filmin çıkış hikayesini anlatırken: "bu filmi iki rüya sayesinde çektik. o rüyasında elinde bir karınca sürüsü gördü, bana anlattı. ben de rüyamda göz kesen bir bıçak gördüm. bundan istediğimiz gibi bir film çıkarabileceğimizi söyledi. bütün gerçeküstü unsurları kullanarak senaryoyu yedi gün içinde yazdık. senaryoyu yazarken bir kural koyduk, kural şuydu: bir anlama sahip olabilecek her türlü imgeyi, görüntüyü ve kültürü reddetmek. mantıksız olana tüm kapıları açmamız ve nedenini açıklamaya çalışmadan sadece bizi şaşırtan görüntüleri sunmamız gerekiyordu."

film paris'te özellikle sanat sepet ortamlarında oldukça beğenildi hatta bu filmin gösteriminden sonra, başını andré breton'ın çektiği sürrealistler topluluğuna resmi olarak kabul hakkı elde ettiler... bu film hala sürreal sinema dendiğinde akla muhtemelen ilk gelen filmlerden biridir. hatta ünlü eleştirmen roger ebert filmi, 'şimdiye kadar yapılmış en ünlü kısa film' diye tanımlar.

hemen bir sene sonra, 1930 yılında, un chien andalou'nun başarısı ve camianın baskısı ile tekrar bir araya gelen ikili tekrar bir film senaryosu üzerine çalışmaya başladılar. l'age d'or ismini verdikleri film için yapımcı ve para da buldular fakat bu defa senaryo yazım sürecinde anlaşmazlık çıktı. o dönem için sıkı bir solcu olan bunuel, filmin bir burjuvazi kurumları eleştirisi olmasını istiyordu. fakat ispanyol faşist diktatör francisco franco'yu ve avrupa aristokrasisini sonuna kadar destekleyen dali, sadece katolik karşıtı görüntüleri kullanarak ilgileri üstüne çekmeyi, filmde siyasi bir temele yer vermemeyi amaçlıyordu. aralarındaki gerginlik o derece yükseldi ki, bir akşam yemeğinde bunuel sinirlenerek, o dönem şair paul éluard'ın karısı ve dali'nin sevgilisi olan gala'nın, boğazını sıkarak boğmaya çalıştığı bir öfke nöbeti geçirdi.


aralarındaki bu politik anlaşmazlık ve öfke patlamaları, öğrenci yurdundan kalma arkadaşlıklarını bitirmelerine sebep oldu

dali filmin yapım sürecinden çekildi ve bunuel bütün filmi, teknik zorluklara rağmen çekmeyi ve yayınlamayı başardı.

film çıktıktan sonra dali, l'age d'or'un katolikliğe ve inança alenen yapılmış kasıtlı bir saldırı olduğunu söyledi. hemen akabinde basında ve camiada büyük skandal olarak ortaya çıkan bu durum ile sinemaya bir saldırı gerçekleşti. özellikle dindar kesimden büyük bir tepki topladı. hemen akabinde, paris polisi tarafından "kamu düzeni adına" gösterimi yasaklandı.

filmin özellikle final sahnesi sebebi ile vatikan bunuel'i derhal afaroz etti. çünkü filmin final sahnesi marquis de sade'ın 1785 tarihli salo ya da sodom'un 120 günü romanına bir göndermedir. bu bölümde bir şato kapısından, kaleden kaçan genç bir kadını içeri almadan önce teselli eden isa'ya çok benzeyen sakallı ve cüppeli bir karakter çıkar. kadın ile beraber içeri girerler ve daha sonra kadının çığlığı duyulur. ardından isa yeniden ortaya çıkar ama bu defa sakalsızdır. son görüntü, kadınların kafa derileriyle süslenmiş bir hristiyan haçıdır. ilginç ve neşeli müzik eşliğinde, kafa derisi ile kaplı bir haç rüzgarda sallanır.

L'Age D'Or (1930)


bu şok edici ve sarsıcı final ile bunuel üzerinde o döneme dek eşi benzeri görülmemiş bir dini ve siyasi baskı oluştu

1934'te filmin tüm kopyalarını dolaşımdan çekme kararı alındı yani film tüm avrupa'da yasaklandı ve l'age d'or, 1979'a kadar bir daha görülmedi. 1979 yılından sonra o dönem ingiltere'ye kaçak yollarla çıkarılan ve saklanan film tekrar restore edilerek izlenebilir hale getirildi.

l'age d'or isimli büyük skandalının ardından, bunuel metro-goldwyn-mayer'den hollywood'a gelmesi ve amerika'da film çekmesi için bir teklif aldı. afaroz edilen ve istenmeyen adam olan bunuel bu bunaltıcı günleri amerika'da kendi lehine çevirmek üzere hollywood'a gitti. burada sergei eisenstein, josef von sternberg, charlie chaplin ve bertolt brecht gibi diğer ünlü gurbetçilerle de ilişki kurdu ve amerikan film endüstrisinde daha fazla teknik imkana sahip oldu.

bu esnada dali için de işler pek iyi gitmiyordu

bunuel ile yolları ayrıldıktan sonra dünya çapında ününe ün katan dali, politik duruşu sebebi ile oldukça fazla eleştirildi ve eski dostlarını teker teker kaybetti. hatta ispanya iş savaşı sonrası franco'nun zaferinden kısa bir süre sonra dalí, luis bunuel'e sosyalizmi ve marksizmi kınayan ve katolikliği ve falanj'ı öven bir mektup yazdı ve onu da franco'yu desteklemeye ve hatasından dönmeye davet etti. bu mektup bunuel tarafından tabi ki pozitif karşılanmadı hatta bunuel otobiyografisinde bu mektup üzerinden dali'ye 'alçak herif' yakıştırmasını yaptı.

aynı yıl, andré breton dali'nin sürrealist gruptan atıldığını ilan etti. endülüs köpeği ile sürrealizm camiasına giren dali, politik seçimleri ve faşist ideolojisi sebebi ile 10 yıl sonra sürrealist camiadan kovulmuş oldu.

hatta breton kendisine, 'avida dollars' takma adını yakıştırdı ki bu 'salvador dali' isminin bir anagramı olan aşağılayıcı bir lakaptı. çünkü 'dolar sevdalısı' manasına geliyordu. dali'nin camiadaki şöhreti karalanıyor ve tüm dostları ona sırt çeviriyordu.

Salvador Dali, Federico Garcia Lorca ve Luis Bunuel

bir daha asla barışamayan bu iki eski dost ve ortak, tanışmalarından tam 22 yıl sonra new york'ta tekrar bir araya geldiler

1944 yılında new york'ta sherry netherland otelinde buluşma ayarlayan bunuel, kendi otobiyografisi olan my last sigh kitabında dali'yi oraya çağırmasının sebebini, 'hesap sormak ve ardından onu dizinden tek el ateş ederek vurmak' olarak açıkladı. çünkü dali kısa süre önce yazdığı otobiyografisi olan the secret life of salvador dali kitabında bunuel ile barışmaya hiç meyilli görünmüyor , nefret kusuyor ve onu hala din düşmanı ve komünist olmakla itham ediyordu.

fakat bunuel planladığı şiddet eylemini asla yapmadı. konuşmaları esnasında dali'yi kariyerini mahvetmekle suçladıktan sonra onun şu yanıtı verdiğini söyledi: "kitabın seninle hiçbir ilgisi yok. ben bu kitabı kendimi bir yıldız yapmak için yazdım. senin kitapta sadece destekleyici bir rolün var.”

hemen akabinde meksika'ya yerleşen bunuel, bu son görüşmede kariyerini ve hayatını mahveden üniversite koridorlarından eski dostu dali'ye acıyarak baktı ve onu dünya gözüyle bir daha hiç görmedi.

bunuel bu olaydan 39 yıl sonra meksika'da hayata gözlerini yumdu. 6 yıl sonra da dali hayatını kaybetti.

madrid'te başlayan, paris'te altın çağını yaşayan, resim ve sinema ile sürrealizme şekil veren bu fırtınalı arkadaşlık new york'ta son bulmuş oldu.