Yüzüklerin Efendisi'nde Yüzüğü Başka Sürüyle Adam Varken Neden Frodo Gibi Bir Hobbit Taşıyor?

her şey muhteşem yüzüklerin yapılmasıyla başladı. üç yüzük varlıkların en arifi en zarifi olan ölümsüz elfler'e verilmişti. yedisi mahir madenciler ve zanaatkarlar olan dağların derinliklerinde yaşayan cücelere, dokuz yüzük varlıklar arasında güce en düşkün olan insan ırkına bahşedilmişti..... lakin hepsi, elfler, insanlar, cüceler hepsi ama hepsi kandırıldı. mordor diyarında hüküm dağı'nın ateşlerinde gizlice dövmüştü karanlıklar efendisi, sauron hükmeden yüzüğü, diğerlerine hükmedebilmek için.
böyle başlıyordu, bu muhteşem film ve geçen bilmem kaçıncı sefer bir daha izleme fırsatım oldu. ağzımda güzel bir tat bırakan bu seri aklımda da sorular oluşturmaya başladı diyebilirim. işte lanet olası yüzük... her şeyin olmasa da bu üçlemenin başlangıcı.
elbette, bu konu sadece yüzük olmasa da neden frodo?
neden o kadar adam varken, tolkien yüzüğü frodo'ya emanet ediyor? gelin şimdi bu durumu bir inceleyelim.
aslında tolkien; güç, irade, masumiyet, ve kader temalarının birleştiği çok katmanlı bir anlatımı ayaklarımızın önüne seriyor. bu tercihiyle aslında bizi tam manasıyla ters köşeye yatırıyor diyebilirim. çünkü oluşan bu destanı kimin yazdığını ve gerçek kahramanların kim olduğunu bize sorgulatıyor.
hikayede biraz başa dönecek olursak özelikle hobbit hikayesinde bilbo'nun yüzüğü bulmadan önce gollum'da(bu arada kendiside bir hobbittir ya da hobbit benzeri bir ırktır) 500 sene saklı kaldığını, bilbo'da 60 sene ve frodo'nun da yüzüğü 17 yıl taşıdığını biliyoruz. bunların hiç biri tesadüf değildi...
başta da dediğim gibi sauron şeytani kurgusunu kurarken, celebrimbor ile beraber yaptığı diğer güç yüzüklerden hiçbirini hobbitlere vermemiştir. çünkü yüzük veya yüzükler orta dünyadaki diğer varlıkları güç karşısında deforme eder ve gücü isteyenleri bozar. gandalf, galadriel, aragorn gibi güçlü karakterler bile yüzük'e dokunmak dahi istemezler çünkü onu kullansalar bile eninde sonunda kendilerini karanlığa iteceğini ve karanlığa hizmet edeceklerini bilirler.
fakat frodo’nun ise bu büyük gücü umursamadığını ya da bu gücü istemediğini bilmekteyiz. çünkü bilbo'nun yüzüğü bırakıp gittiği sahnede gandalf geri gelene kadar frodo'dan yüzüğü iyi bir şekilde saklamasını ister ve froda aslında kitapta 17 yıl boyunca yüzüğü saklar ve frodo bunu yaparken, yüzüğü bir kere bile kullanmaz. (arkadaş hiç içinden de mi geçmedi; "bilbo görünmez oldu, dur bir takayım bakayım şunu" diye...)
basit bir halka gibi görünen yüzük, sıradan bir nesne değil aslında kötülüğün ve irade'nin somutlaşmış halidir. sahibini zamanla ele geçiren bir zehirdir. çünkü kişinin en derin arzularını besleyerek onu yoldan çıkarır. gandalf, gibi yüce varlık yüzüğü kullanmaya layık olsa bile, onu taşımaktan kaçınır çünkü şunu bilir ve frodo'ya şunu der:
“ben bu yüzük’le iyilik yapmak isterim. ama eninde sonunda bu iyilik zorbalığa, sonra da tiranlığa dönüşür.”
bundan dolayı tolkien'in hobbit ırkını seçmesi tesadüfi değil. çünkü onlar doğa ile uyumlu yaşayan, sade zevkleri olan, savaş ve politika gibi büyük işlerden uzak, tutkulu canlılardır. bunu nazgüllerin onları takip sahnesinde çok iyi anlıyoruz. nazguller frodo, sam, merry, pippin peşindeyken frodo haricinde diğerleri akşam kahvaltısı yapmaktaydı ve bilerek lades oldular diyebiliriz. ve tam da bu yüzden, yüzük gibi bir kötülük aleti veya sauron onların gözünde çok az bir anlam ifade eder.
fakat frodo, aslında hikâye boyunca yavaş yavaş kırılır. yüzük ona fiziksel ve ruhsal acılar verir, yükünü omzundan çok ruhunda taşır.devamlı bir şekilde git geller yaşar. en sona baktığımızda frodo'nun iradesinin kırıldığını görmekteyiz ve yüzüğü atmak yerine sahiplenmeye karar verir. fakat burada da gollum’un varlığı devreye girer.
"yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. ölülerden bazıları da yaşamı. yaşamı onlara verebilir misin frodo? ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma. en bilgeler bile her sonucu bilemez."
gandalf'ın bilgece olan sözünde ne demek istediğini burada daha net bir şekilde alıyoruz. çünkü gollum olmasa, yüzük yok edilemezdi.
tolkien’in öngörüsü devreye girerek ve kaderle birleşerek küçük insanların da büyük dünyalarda, büyük işler yapabileceğini bize gösterir. son olarak frodo, bir kahraman gibi görünmez; ne kılıcı vardır, ne kudreti. ama onun yaptığı şey, en güçlülerin bile yapamayacağı bir şeydi: gücü taşımak ama ona boyun eğmemek. en sonunda başarısız olsa bile, o yolu yürümek bile başlı başına bir zaferdir.