Zamanında Ne Bu Tantana Deyip Taylor Swift Dinlemeye Başlayanların Şimdiki Düşünceleri

Rekor üstüne rekor kıran ve stadyum turnesi dolup taşan Taylor Swift'in olayı neymiş ya deyip şarkılarını dinlemeye başlayan insanlar, benzer durumdaysanız size yol gösterebilir.
Zamanında Ne Bu Tantana Deyip Taylor Swift Dinlemeye Başlayanların Şimdiki Düşünceleri

40'ını geçmiş, metallica'dan rammstein'a, blind guardian'dan pink floyd'a, tool'dan radiohead'e, hatta 90'larda yabancı pop'un en coşkun olduğu dönemlerde her türlü kaliteli/kalitesiz müziği dinlemiş y neslinden biri olarak, kendisini severek dinlediğim sanatçıdır.

öncelikle günümüz müziğini dinleyemiyorum, bana çok zor geliyor dinlemesi. ne melodi var ne de söz müzik uyumu. bol lazer ışıklı diskotik ortamlarda dj bilmemne mix gürültülerinin ve hızlı hızlı şarkı sözlerini sıralayıp hayata arabesk isyan etmece temalı rap müziklerinin yüceltildiği bir dönemde, ben de yaşıtlarım gibi hala gidip gidip eskilerde arıyorum huzuru.

ama taylor swift'in yerinin ayrı olduğunu şu birkaç yılda anladım. 10 sene önce bu kızın adını bana söyleseniz sallamazdım; klip çekilen şarkılarında hep baloncuk hafifliğinde şarkıları öne çıkıyordu.

sonra ne oldu da taylor'u keşfettim? kızı delirttiler.

yaşadığı onca haksızlıktan sonra (şarkılarının haklarını kaybetme durumu, hakkında çıkan iftiralar, yıkılan itibarı) günlüğüne şiirler yazan o liseli romantik kızın şirin şarkıları gitti; karanlık, sağlam sounda sahip bir reputation albümü geldi. albümü dinlerken klip çekmediği "getaway car" şarkısında kızın hikaye anlatıcılığının gücünü fark ettim önce, ki ilk dinlediğimde hiç umursamamıştım bu şarkıyı.

sonra dediler ki "lover albümünde de cruel summer var, o da benzer tada sahip", bir baktım o sert sound ile tavlanan ben, oturdum romantik görünümlü ancak içten içe feci kırgınlık ve hüzün içeren lover albümünü baştan sonra çevirip çevirip dinliyorum.

sonra folklore ve evermore geldi.

bakın bu cidden yaşadığım en ağır tokattır. babamla çocukken yaşadığım bazı sıkıntılardan olsa gerek, folklore albümünde cardigan şarkısında "bir baba gibi terk edersin" sözleriyle, seven şarkısında da evinde dayak yiyen küçük çocuğa "sizin ev perili olabilir, belki baban bu yüzden sürekli öfkelidir, gel kaçıp korsan olalım, böylelikle artık ağlamak ya da saklanarak yaşamak zorunda kalmazsın" cümleleriyle beni yakaladı. ulan rakı sofrasında taylor swift dinleyecektim neredeyse, öyle bir vurdu kırdı geçirdi.

meğer son 10 yılda bu kız da büyümüş. ergen şarkılar yazdığı (o zamanlar ergendi çünkü) albümler geride kalmış, artık pop değil biraz daha alternative türe kaymak isteyen, olgun bir kadın olmuş. sesine de, sözlerine de yansımış bu. yeteneği sayesinde de sürekli ödüllendiriliyor. hatta rekorlar kırmasına rağmen, hak ettiği miktarda ödül de alamıyor (son grammy 2021 skandalı mesela.)

özetlemek gerekirse, bu kızın şarkılarına şans tanımadan günümüz tüketici toplumun yansımaları olan vasat şarkıcılarla bir tutmamak lazım. çünkü albümlerinin tamamındaki taylor ile klip çektiği şarkılardaki taylor farklı iki kişi. red albümünde kıç sallatan 22 şarkısına klip çekti bu kız ama aynı albüme "nothing new" isimli aşmış şarkıyı koymamış bile.

ve bu kızı gidip de michael jackson'la, porcupine tree ile, mozart ile karşılaştıramazsınız. çünkü müzik devasa bir sofra gibidir; masada ucuz aperatifler de vardır, nar gibi kızarmış hindi de, çikolatalı pasta da... taylor'un müziği tool ile aynı doyuruculukta olmayabilir, ancak bu onu ucuz aperatif yapmıyor. bu kız folklore albümünü annemin yaptığı sarma gibi koydu önüme. şimdi masada en kral yemek de olsa ben o sarmadan yerim arkadaş.

Düzenli dinleyen birinin yorumu

ben bu kızı gıygıy country dönemlerinde dinlemeyi denemiş ve tüm şarkılarını birbirinin aynısı bulmuştum.

rep albümünde dikkatimi yine çekmiş, laf soktuğu kişilerle olan olaylarını araştırıp bu dedikodu dünyasına dalmıştım. rep albümünde de bir iki güzel şarkı bulmuş, sonra albümü dinlememiştim.

lover albümü o dönem geldi ve ilk dinlediğimde yine birbirinin aynı şarkılar gibi gelmişti. ama sonra şarkılara birkaç kez şans verince o yaz albümü çevire çevire dinlemiştim.

ardından en sevdiğim ve taylor'u gerçek anlamda keşfettiğim folklore ve evermore dönemi geldi. pandemi, herkes evde, hava bulutlu ve boğuk, sokaklar gri iken folklore albümü o depresifliği dibine kadar hissettirdi.

ki ilk dinlediğimde bu müthiş albüm için de "birbirinin aynısı bu şarkılar?" demiştim.

şarkılarla tanıştıktan sonra ise, bir elin parmakları gibi birbirine benziyor görünen ama her birinin kendine özgü karakteri olan şarkılar olduğunu fark etmiştim.

şimdi yeni albüm geldi, yine birbirinin aynısı gibi geliyor şarkılar. birkaç dinleme sonrası fikrim değişir muhtemelen.

o yüzden "bu kız niye bu kadar ünlü, tüm şarkıları aynı" diyenleri çok iyi anlıyorum. şu an eski albümlerinde birbirinin aynısı görünen şarkıların her birini ayrı ayrı seviyorum ama ilk dinlediğimde sıradan gelmişlerdi.

dinlemeyene lafım yok, dinleyenlere lafları olmadığı müddetçe. bu şarkılar sadece taylor ile benzer günlerden geçtiyseniz ve aynı duyguları hissettiyseniz size ulaşıyor sanırım.