Zamanla Kendini Gösteren Bir Gerçek: Yaşlandıkça Bilgisayar Oyunlarından Zevk Alamamak

Galiba hiçbir zaman atarideki heyecan ve coşkuyu duyamayacağız ancak günümüzün PlayStation'larında bile keyif alamadığını fark edince bir durup düşünüyor insan.
Zamanla Kendini Gösteren Bir Gerçek: Yaşlandıkça Bilgisayar Oyunlarından Zevk Alamamak
iStock

yaşlandıkça pc oyunlarından zevk almamak diye bir şey vardır

bu aslında, hayattaki yerimizin çalışma, para kazanma, düzenli ilişki yaşama vb. konularını daha yoğun yaşamaya başlamamız sebebi ile o eski oyunları oynarken deli gibi aldığımız hazzı köreltmiştir.

şahsen aldığım msi'ın 1070 gtx ekran kartlı pc sini hunharca, kaçarcasına satmama ve aldığım parayla gidip 50-60 gram altın almama sebep olmuştur.

büyüdükçe fırsat maliyetiniz değişir. ölçeğiniz, gücünüz, sekse bakış açınız değişir. haliyle o ağzınızdan su damlaya damlaya kastığınız red alert, cs, commandos serisi, age of, half life, doom, mafia ilk oyun, stronghold, tiberian sun (hastasıyım)...  artık maalesef sadece vakit kaybı olduğunu düşündüğünüz eğlence haline gelmektedir.

80'ler sonu 90'lar başı sokakta gecelere kadar top oynayıp, salçalı ekmeği bölüp verdiğim, pazar geceleri parliement sinema kulübü'nde heyecanlanan tüm kuşağımın çocuklarına selam olsun. en son güzel anıların hepsi bize ait arkadaşlar. bundan sonrakiler bu fani yuvarlağa boşuna geldi, haberleri yok.

zaman kaybı

ben de aynı durumdayım. oyun oynarken sanki boşa kürek çekiyormuşum ve hayatı kaçırıyormuşum gibi geliyor. gün geçtikçe sorumluluklarım artıyor. yapacak daha önemli şeyler görüyorum. bunu oynayacağıma musluk söküp takmayı öğrenmem lazım diyorum mesela. oyunun beni geliştirmediğini ve kendimi geliştirecek bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüyorum.

çocukken öyle değil. sonsuza kadar yaşayacakmışsınız ve zamanınız çokmuş gibi geliyor. öğrenmem gereken hayatı ileride öğrenirim diyorsunuz. yaşlandıkça ömrün bitmesine az kalıyor, hayatın kısalığını fark ediyorsunuz. annem, babam daha kaç yıl yaşayacak? onlarla vakit geçirmem lazım diyorsunuz. bu kısa hayatta oyuna zaman ayırmak istemiyorsunuz. zaten işten güçten vakit kalmıyor kendinize.

oyun oynayan, keyif alanlara saygım var ama bende bu şekilde oluyor.

sorun, yeni nesil oyunlardan kaynaklanıyor

çok hızlılar ve aşırı derece görsellikten dolayı hikayeden kopuyorsunuz. bazılarında hikaye bile yok.

ben alternatif olarak daha yavaş oyunları tercih ediyorum. civ 5 örneğin. 6 çıktı ama ben 4 'ü yeni yeni 5'e evirdim. yavaş sakin ve uzun soluklu oynuyorum. bazen bir oyun 2 ay sürebiliyor. aynı tarz diyerek aldığım birçok oyundan sıkıldım. ağır rts hasreti ile aldığım dawn of war 2 o kadar sarmadı. çünkü oyun hızlı idi. hala bilgisayarımda level'dan gelen master of orion 2 ve starcraft 2 var. master of orion göreceli olarak başladığım an en az 3 saatimi yer ama çok özlemem lazım. bir de şu remastered olan red alert 2 gelirse tadından yenmez dünya.

olay tamamen sosyal ortam ile alakalı

bilgisayar oyunu her ne kadar asosyal bir aktivite gibi görünse de tadı arkadaşlarla beraber çıkar. 20'li yaşlara kadar her oyunu birlikte oynayacağınız arkadaşlarınız vardır. internet/play station kafelerden evde online oynamaya kadar birlikte takılabileceğiniz birçok ortam mevcuttur. tek başına bile oynadığın bir oyunda yaşadığın her türlü anekdotu anlatabileceğin pek çok arkadaşın vardır. bir rts (real time strategy) oynarsın, muhabbeti bir hafta sürer. pes'te bir maçta 7-0 yenersin, 10 senede unutulmaz...

ancak zaman geçtikçe bu tarz olayları paylaşabileceğin kişi sayısı bir bir azalıyor. yaşın artmasıyla birlikte hayata dair sorumlulukların artıyor. e haliyle senin de artık eskisi kadar boş vaktin olmuyor.. bu durumda da oyunlar artık eskisi gibi eğlenceli gelmiyor.

bu birçok parametreye göre değişkenlik gösterebilir, göreceli bir durumdur

benim yaşım 32, hala don't starve, this war of mine oynayabiliyorum. gelin, size neden oyunlardan zevk alamadığınızı anlatayım.

oyunlardan zevk alamıyorsunuz çünkü bireysel alanınız daralıyor, çünkü zaman konusunda sıkıntı yaşıyorsunuz, çünkü zevk eşiğinizi çok yükseltiyorsunuz. ilk olarak bireysel alanınız nasıl daralıyor? evleniyorsunuz, erken evleniyorsunuz, tabakhaneye bok yetiştirir gibi hemen çocuk yapıyorsunuz, yetmiyor 1 tane daha çocuk yapıyorsunuz. o aile ve çocuk ortamında oyun mu oynanır zaten lan çocuk yapan insan diğer her şeyi unutacak aga. bık bık bık ötmeyecek. o sorumluluğu aldığın anda oyun oynamaktan zevk alamazsın tabi. sonra ev almak araba almak için olmayacak kredilere giriyorsunuz. akabinde kafanı toparlayıp oyuna konsantre olamazsın, bu durumda zevk de alamazsın.

sonra, zaman konusunda nasıl sıkıntı yaşıyorsunuz? kimse fark etmiyor, fark etse de dikkate almıyor ama kariyer denilen saçmalık insanların hayatlarını karartan yekpare bir gudubettir. iş gücü demek işverene zamanını satmak demek. hepimiz çalışıyoruz ancak bazılarımız inanılmaz bir şekilde günde 12 saat falan çalışabiliyor ya da haftalık izin almadan çalışabiliyor. ev için araba için tatil için çekilen krediler veya gereksiz harcamalardan şişen borçları kapatmak için extra işlere gidenler var. taksiye çıkanlar mı ararsın, evde örme işi yapan mı ararsın? bunun dışında aile olduktan sonra insanlarda bir yumuşama oluyor. daha çok ziyaret daha çok misafir kabulü ve kimseye hayır diyememe durumları oluşursa kendinize ayırdığınız zaman ve alan daralıyor.

son olarak zevk eşiğini nasıl yükseltiyorsunuz? beklentilerini düşüren insan mutlu olur. ben bunu bilir bunu söylerim. standartlarınızı düşük tutun ki düşük standartlarla karşılaştığınızda mutsuz olmayın. oyun konsolları da sürekli gelişiyor, grafikler de gelişiyor ama belki de sizi mutlu eden eski oyunlardır. ya da şöyle de örnekleyebilirim: sürekli oyun oynarsanız oyunlardan alacağınız keyif bir müddet sonra düşmeye başlayacaktır. (bkz: marjinal fayda)
oyun oynamaya bazen ara vermek gerekir. geçen yıl sürekli fifa oynadım ps4 konsolunda. bu sene fifa görünce tiksiniyorum. geçen yıl yaptığım şey hatalıydı.

diyeceksiniz ki sen sanki süpersin aaaaamnagoim! haklısınız dostlarım. aynı dertlerden ben de muzdaribim. çocuk haric diğer saydıklarımı birebir yaşıyorum esasında. hadi öptm.

final notu

çocukken; büyüklerin sokakta saklambaç oynamamasına, doktor adlı oyunla birbirini kovalamamasına, boş boş sokaklarda takılmıyor olmasına çok ama çok şaşırır sürekli bunu sorguladım. içimdeki dışarıda oyun oynama isteği o kadar yoğundu ki büyüdüğümde de sokakta aynı oyunları oynayacağımı düşünürdüm. babama sorduğumda benim oyun çağımda olduğumu tadını çıkarmam gerektiğini büyüdüğümde zaten içimden gelmeyeceğini zevk almayacağımı söylerdi. inanmazdım tabii ki. zamanla zevk aldığım her şey ben anlayamadan değişti. bir bakmışım ve ben büyümüşüm.

yaşlandıkça sadece bilgisayar oyunlarından aldığımız zevk kaybolmuyor. ben kendim için hangi zevklerimin azaldığını zamanla tecrübe edeceğim. bakalım neler değişecek?

Büyüdükçe Farkına Varılan Acı Bir Gerçek: Fazla İlişki Yaşadıkça Naifliğin Kaybolması