10 Yaşında Kaçırılıp 8 Sene Esir Tutulan Natascha Kampusch'un Hikayesi

1998 yılında Viyana'da okula giderken kaçırılan Natascha Kampusch'un acayip hikayesi.
10 Yaşında Kaçırılıp 8 Sene Esir Tutulan Natascha Kampusch'un Hikayesi

1 mart 1998. viyana. donaustadt. natascha kampusch henüz 10 yaşındadır. o akşam babası biraz geç getirir eve. annesi bozulur, kızar kızına. karşılıklı atışırlar, kırgın girerler yataklarına.

2 mart 1998 sabahı. natascha okula tam vaktinde yetişmek için acele eder. annesi kapıdan çıkarken, "küskün ayrılmayalım, n’olur n’olmaz, belki birbirimizi bir daha göremeyiz" der. natascha hep görmüştür annesini, onun söyledikleri üzerine kafa yormaz. alır okul çantasını, yola koyulur. okuluna yaklaştığında beyaz bir araba görür. içi garip duygularla kaplanır. karşı tarafa geçmek ister. bir el engeller. gücünün yettiğince bağırmak ister, sesi çıkmaz. gözünü açtığında beyaz arabanın içindedir. "natascha, seni kaçırdım, ailen istediğim fidyeyi verirse serbest bırakırım" diyen adamın sesini duyar, ses çıkarmaz. ölümün eşiğine ilk adımı attığının farkındadır. tek bilmek istediği şey daha ne kadar –bir saat, iki saat, beş gün- yaşayacağıdır.


araba durduğunda bir garajın içinde olduğunu fark eder natascha. adam tabandaki kapağı açar, güç bela küçücük merdivenlerden aşağıya inerler. ortalık zifiri karanlıktır. natascha tökezler, adam kolundan tutup kaldırır. okuldaki yeri boş kalmıştır natascha’nın. arkadaşlarını, öğretmenlerini, o günkü derslerini düşünür. bir film şeridi gibi geçer gencecik hayatı gözlerinin önünden. ışıklar yandığında zindanının ustalıkla önceden hazırlandığını görür. bu, tutsaklığının uzun süreceğinin alametidir.

"bana amirim diyeceksin" der adam. korkutarak, ürküterek onu kendine bağlamak ister. natascha çaresizdir. bağırsa kimseler duymaz. kaldığı zindan yedi kat yerin dibindedir sanki. beton, demir, çelik, metalle örülmüştür çevresi. ama umudunu yitirmez. büyüyeceğini, gelişeceğini gözünün önüne getirir. o büyük kızla 10 yaşındaki natascha arasında bir anlaşma yapılır: "güçlendiğimde seni kurtaracağım."


zaman gelir, natascha’nın gazete okumasına, bir radyo istasyonunu (örf-kültür) dinlemesine izin verir adam. natascha haberleri, makaleleri yutar gibi okur, radyoyu can kulağıyla dinler, çünkü arkadaşlarından geri kalmak istemez. adamın getirdiği kitapları okur, okur. yeniden okur. bilgiye susamıştır, bilginin güç olduğunu bilir. (wissen ist macht.)

yaklaşık iki yıl sonra yukarı çıkmasına izin verilir. evde yemek pişirir, bulaşık yıkar. yıllar sonra birlikte alışverişe gittikleri bile olur. adam tehdit eder:"birine bir şey dediğinde, kaçmaya yeltendiğinde kaçıranı ve seni öldürür intihar ederim." dışarda natascha hep önde, adam arkasındadır. bir süpermarkette satıcının biri"size nasıl yardımcı olabilirim" dediğinde natascha, arandığı resmindeki gibi gülümseyerek belki insanların kendisini anımsayacağını, böylelikle kurtarabileceklerini umut eder.


23 ağustos 2006. günlerden çarşamba. natascha garajda elektrikli süpürgeyle araba temizlemektedir. adamın telefonu çalar. gürültülü olduğu için karşısındakine sesini duyuramaz. arkasını döner, birkaç adım ilerler. natascha kendi kendine"jetzt öder nie" (ya şimdi, ya hiç) der ve yıldırım hızıyla kapıdan geçip komşunun penceresine dayanır: "ben natascha kampusch, hemen polisi çağırın!". kendisi kaçıran adam wolfgang priklopil, natascha kaçtığı gün polis peşindeyken intihar ederek yaşamına son verir.


6 eylül 2006. günlerden perşembe ve akşam. natascha televizyonda kendisine sorulan soruları yanıtlamaktadır. kullandığı dil sanki üniversiteden yeni mezun olmuş birinin dilidir. adama "paranoid" teşhisini koyar, kendisinin ondan güçlü olduğunu nedenlendirir. özgüveni doruklardadır. medyayı eleştirir, magazin haberlerini kınar. bu konuda bir kitap yazılacaksa başkasının yardımı omadan sadece kendisinin yazabileceğini söyler. 


geleceğiyle ilgili planlardan söz eder. liseyi bitirip üniversiteye girmeyi arzular. toplanan bağışlarla kurduğu vakıfta birikecek paralarla meksika’da kaçırılıp yaralanan, öldürülen kadınların ailelerine ve dünyada açlık nedeniyle ölüm tehlikesine maruz kalmış çocuklara yardım etmeyi hedefler.

şapkamı çıkarıp önünde saygıyla eğiliyorum.