27 Mayıs Darbesi Gölgesinde Oynanan Gergin Maç: 5 Mart 1961 Fenerbahçe - Gençlerbirliği

27 Mayıs darbesinin izleri, futbol sahalarına kadar uzandı. 5 Mart 1961'de Fenerbahçe'nin Gençlerbirliği ile oynadığı bir maç, sporun ötesine geçerek tarihe damgasını vurdu. Peki o dönem neler yaşandı?
27 Mayıs Darbesi Gölgesinde Oynanan Gergin Maç: 5 Mart 1961 Fenerbahçe - Gençlerbirliği

ressam rené magritte'in bu bir pipo değildir dediği gibi bende 5 mart 1961 fenerbahçe gençlerbirliği maçı, bir maç değildir diyerek başlamak istiyorum. çünkü 5 mart 1961 pazar günü istanbul'da 24.992 kişilik seyirciyle oynanan ve 3-3 berabere biten maç, bir maç olmanın ötesinde taa talat paşa'dan başlayıp mustafa kemal, ismet inönü ve nihayet kaleci adnan'a, yani adnan menderes'e uzanan büyük bir politik hesaplaşmanın futbol topu etrafında yeniden sahnelenmiş hali. politik hesaplaşma ifadesinin abartılı olduğunu düşünenlerin gazını almak için bir iki ufak bilgi atayım: 

- dahiliye nazırı ittihat ve terakkici talat paşa, 1913 sezonu şampiyonu fenerbahçe'yi bitirmek için neredeyse bütün as kadrosunu (refik osman top, bombacı bekir, otomobil nuri, baron fevzi) birinci dünya savaşı öncesinde son derece cazip bir teklif olan askerlikten muafiyet garantisiyle, kendisinin kulüp başkanı olduğu progres'e (terakki demek ki sonradan z.gökalp'in önerisyile altınordu idman yurdu olacak) transfer etti. 

- kulübün 1916-1918 yıllarındaki başkanı doktor nazım bey, mustafa kemal atatürk’e izmir suikasti suçundan 1926'da idam edildi. 

- 1920-1924 yılları arasındaki fenerbahçe başkanı şehzade ömer faruk efendi, babası halife abdülmecid efendi ve tüm aile üyeleriyle birlikte yurtdışına sürgün edildi. 

- fenerbahçe'nin 15 yıl kaptanlığını yapan gelmiş geçmiş en efsanevî oyuncu zeki rıza sporel, 21 temmuz 1946 genel seçimlerinde inönü'nün halk partisi yerine menderes'in yeni kurduğu demokrat parti'den adaylığını koyup milletvekili seçildiyse de kuvayi milliye safları yerine istanbul'un hilafet ordusu kuvâ-yi inzibâtiye'ye katıldığı iddiasıyla vekilliği düşürüldü.

daha 1932'de kulüp binasının yakılması, adalet bakanı rüştü saraçoğlu'nun kulübün anahtarını isteyip başkanlığa oturması gibi pek çok mevzu var ama neyse daha fazla uzatmayıp 5 mart 1961 fenerbahçe gençlerbirliği maçına döneyim istiyorum... lâkin dönemiyorum. çünkü bu maçı anlayabilmek için -yukarıdakilere ilaveten- şunların da bilinmesi gerekiyor.

27 mayıs 1960 darbesi'nin birinci yıldönümüne yaklaşmakta olduğu 5 mart 1961 maç günü, fenerbahçe'nin üç başkanı yassıada'da idam ve ömür boyu hapis cezasıyla yargılanmakta: 

1) fenerbahçe kulübünün o dönemki mevcut başkanı medeni berk ki aynı zamanda adnan menderes'in yardımcısıdır, 

2) 1955 1957 yıllarındaki başkanı zeki rıza sporel ki demokrat parti istanbul milletvekilidir,

3) 1958-1959 yıllarındaki başkanı agah erozan ki demokrat parti bursa milletvekilidir [erozan hücresinde wcsi ve yastığıyla].


kulübün üç başkanının menderes'in adamı olmakla yargılanması, menderes'in fenerbahçe sempatizanı olması ve yassıada'ya gönderilen vekillerin büyük bir çoğunluğunun fenerbahçeli olması, kamuoyunda fenerbahçe'nin yeni rejime bağlılığı konusunda soru işaretleri uyandırır: ‘fenerbahçe, dp ağırlıklı ve sanki bu ihtilali tasvip etmiyormuş ve ihtilale karşıymış intibaı var askerlerde’ bkz.https://fenerbahcetarihi.org/2021/04/agah-erozan/

bu intibaı biraz olsun gidermek için fenerbahçe, darbe lideri adına düzenelenen cemal gürsel kupası'na katılır ve hatta kupayı da kazanır. fakat askerin kendisine kalkan kaşını bir türlü indiremez. indiremeyince de bodosloma inatlaşmaya devam eder ki buna ilişkin iki cesur örnek vereyim:

- 27 mayıs'ın üstünden henüz bir ay kadar anca geçmişken 1. ordu komutan vekili korgeneral cemal tural, kulübü ziyareti sırasında duvarda adnan menderes fotoğrafını görünce sinirlenir ve indirtir. paşa'ya rağmen bir kaç gün sonra foto aynı yerine tekrar asılacaktır. fenerbahçe cuntaya kolay teslim olacağa benzememektedir ve hatta cuntayı gıcık eden işlere kalkışmaktadır.

- fenerbahçeli futbolcular hapisteki başkanları medeni berk'e, sezon sonu toplu bir fotoğraf çektirip imzalayarak gönderirler ki bu cüretkâr jest, yassıada'nın "allahsız gardiyan"ı olarak bilinen tarık gürya'yı deliye dönderir. “... agah bir dayak sağanağına tutulmuştu. ‘yaşasın türk ordusu’ diye tekraren bağırarak kurtulmaya çalışıyordu. geçirdiği kriz sonrasında bayılmış, baygınken ‘yaşasın türk ordusu’ diye sayıklamaya devam ediyordu. verilen ilaçlarla ancak sakinleşebilmişti.” https://fenerbahcetarihi.org/2021/04/agah-erozan/

- fenerbahçe'nin darbecileri en sinir eden hamlesi ise darbe sonrası yapılan kongrede 2. başkanlığa fahri atabey'i seçmek olur. fakat küçük bir sorun vardır: adam yassıada hapis! çünkü zeynep kamil hastanesinin başhekimi doktor fahri bey, adnan menderes ile ayhan aydan'ın doğumdan dokuz saat sonra ölen dünyam adlı çocuğu kasten öldürme suçlamasıyla yargılanmakta (bkz: bebek davası/#21127396).

fenerbahçelilerin 27 mayısçılara bu dikleşmesi hani yabana atılır da değil; koskoca orduya diklenen bir futbol kulübü! düşünün ülkenin en güçlü ailelerinin bir ferdi olan vedat eczacıbaşı'nın 1961'de, dönemin ünlü meyhanelerinden gaskonyalı toma'nın yeri'nde felekten bir gece çaldığı sıra alkolün etkisiyle kadehini "benim için hâlâ başbakan olan adnan menderes'in şerefine" dediği için tutuklanıp hapsedildiği ve 6 ay içinde kendisini öldüreceği bir sürecin piminin ateşlendiği bir otoriter iklimden bahsediyoruz. [vedat'ın trajedisi için (bkz: gaskonyalı toma'nın yeri/#161606605)]

işte 5 mart 1961 fenerbahçe gençlerbirliği maçı böylesi bir ahval ve şart içinde oynanır. ortam dehşet gergindir.

daha maçın 2. dakikasında rüzgarın oğlu lakaplı zeynel soyuer gençlerbirliği'ni 1-0 öne geçirir. fenerbahçe'nin cevabını ise 17.dk'da sarı naci erdem verir. mustafa güven`'in 21.dkda gelen golü, fenerbahçe'yi 2-1 öne geçirir. rüzgarın oğlu 36.dakikada tekrar sahneye çıkıp durumu eşitledi derken bir dakika sonraki orhan yüksel golüyle gençlerbirliği, fenerbahçe karşısında 3-2 öne geçer ve ilk yarı bu skorla biter. şimdi buraya dikkat, asıl olaylar ikinci yarıda başlıyor..

ikinci yarının sonlarına doğru maçın 83. dakikasında yüksel gündüz'ün golüyle fenerbahçe 3-3 lük beraberliği sağlamıştır sağlamasına fakat hakem, ilk önce santrayı göstermesine rağmen sonradan yüksel'in golünü geçersiz sayar ve işte o an çarşı karışır. bu maç sonunda profesyonel kariyerini bitirecek olan hakem muzaffer sarvan'ın (evet kendisi gibi hakem olan oğuz sarvan'ın babası) anılarından öğreniyoruz ki, savran yan hakem orhan gönül’ün kaldırdığı ofsayt bayrağını o an görmemiş ve sonradan farkedince de fenerbahçe'nin golünü iptal etmiştir! görsel

bu iptal kararı ise kulübedekiler dahil bütün fenerbahçeli futbolcuları, idarecileri ve tribünlerden sahaya minderler, şişeler yağdıran taraftarları çılgına çevirir. tabi sahaya sadece fenerbahçe taraftarları değil, düşmanları da girer. bunlardan biri, hakeme itiraz etmekte olan fenerbahçe'nin kaptanı şeref has'ın boğazı sıkarak kulağına şöyle fısıldar:
- ben deniz yarbayıyım, şimdi sizi nezarete götürürüm!

neyse olaylar kontrol altına alınır ve maç tekrar başlar. mücadelenin bitmesine 3 dakika kala, boğazını sıkan yarbaya fenerbahçeli şeref gereken cevabı verir ve maçı 3-3 biter. maç berabere bitmesine rağmen gazeteler asker ağzından manşet atar:
"g. birliği f.bahçe'yi dün hizaya getirdi: 3-3" 6.3.1961, milliyet.


her ne kadar maç bitse de olaylar devam eder: fenerbahçe yöneticilerinden bazıları tutuklanarak harbiye'ye götürülür. sorguyu yürüten kurmay albay, cunta adına konuşmaktadır: "siz ve kulübünüz yanlış yoldasınız. gelecek hafta spor faaliyetlerini yasaklayacağız. fenerbahçe'yi de kapatacağız. çünkü fenerbahçe 27 mayıs'a karşı..." fakat fenerliler bu tehditlere karşı şerbetlidi, zira 27 yıl önce oynanan olaylı 23 şubat 1934 fenerbahçe galatasaray maçı sonrası, dönemin türk spor kurumu başkanı halit bayraktar'ın ağzından hemen hemen aynı sözleri duymuşlardır zaten: "fenerbahçe stadını ellerinden alır....kulübü de belli bir süre kapatır, onlara hadlerini bildiririz!"

rené magritte'nin "bu bir pipo değildir" lafıyla başladığım bu uzun entryi simon kuper'in lafıyla bitireyim: futbol asla sadece futbol değildir!

not: farklı konulardaki anlık derinlemesine bilgisiyle beni her seferinde şaşırtmayı beceren @15 yildir okurum da simdi ne yazacagim'ın gönderdiği mesajı olduğu gibi buraya ekliyorum:
"zeki rıza 1957'de vekil değil artık, o seçimde aday olmamış. ama bir diğer fb başkanı olan dp rize milletvekili osman kavrakoğlu idamla yargılanıyor o ayrı.

o sırada beşiktaş'ın da üç başkanı hapiste, enver kaya ve nuri togay idamla yargılanmaktalar, danyal akbel de daha az bir cezayla kurtulmuş. gs başkanlarından da sadık giz (hatırladığım kadarıyla menderes'in de akrabası ve gs adasını kulübe alan başkan) dp vekili, o da yassıada'da yatmaya berdevam. ha tek parti devrinde de saraçoğlu'na karşılık recep peker beşiktaş'ın başında o ayrı, hatta o sırada metruk olan çırağan sarayının kulübe kazandırılmasında son karar ona ait. her ne kadar kulüp, saray arazisine kurduğu tesislere araziye asıl talip olan ve görevi başında rahatsızlanarak ölen meşhur başkan şeref beyin adını verse de...

bu arada 1960'larda fenerbahçe bu imajı üstünden atarak generallerin takımına dönecek, muhsin batur, kenan evren, yıllar sonra ilker başbuğ, yaşar büyükanıt, hulusi akar gibi bircok fenerli paşa olacak. gs uzun yıllardır lisenin kulübü olarak bilinir; gerçi gs mezunu olmayan zengin yöneticilerle lise mezunları arasında hep çekişme sürmüştür ama liseliler genellikle muzaffer oluyor."