4 Saatlik Bir Rekorla Osmanlı'nın En Kısa Süreli Sadrazamı: Zurnazen Mustafa Paşa

Padişah Avcı Mehmet (IV. Mehmed) zamanında sadrazamlık görevine yükselen ancak bu görevde yalnızca 4 saat kalabilen Zurnazen Mustafa Paşa'nın garip hikayesi.
4 Saatlik Bir Rekorla Osmanlı'nın En Kısa Süreli Sadrazamı: Zurnazen Mustafa Paşa

çok üzülüyorum ben bu adama. yok yok, gülüyorum. zurnazen mustafa paşa, padişah avcı mehmet zamanında sadece "4 saat" süre ile sadrazam kalarak adını türk ve dünya tarihine altın harflerle yazdırmış bir kişidir. adam sözlük tabiriyle tam bir trol.

arnavut kökenli ve enderun'da yetişmiş bir devşirme olan mustafa paşa'nın zurnazen lakabı ilk görev yeri olan mehterhânedeki zurnacılığından gelir. lâkin gerek zekâsı, gerekse yalakalıkları ile hızlı bir şekilde yükselmeye başlar ve rumeli beylerbeyi olur. bu görevinde iken bir girit seferi hazırlığına girişir osmanlı devleti ve zurnazen'e asker toplaması için emir gelir. denileni yapar yapmasına zurnazen ama ordunun başında bulunan serdar deli hüseyin paşa ile bir türlü anlaşamazlar. bunun üzerine "deli hüseyin, küffâr ile anlaşmıştır. katli vaciptir!" diye yeniçerilerin arasında dedikodu yayar. yeniçeri zaten bahane aramaktadır isyan etmek için. gecesine basarlar hüseyin paşa'nın sarayını ama durmazlar. her yeri ateşe verirler. bunun üzerine zurnazen mustafa, onca dil döker ve kendi başlattığı yangını kendi söndürür fakat görevinden azledilir. 

çok geçmeden, yeniçerilerin baskısıyla başdefterdar yapılır ama bu sıra dönemin sadrazamı melek ahmed paşa'yı yeren, padişahı öven şiirler yazar ve sadrazam olmak istediğini açık açık söyler. bu ortaya çıkınca da melek ahmed paşa, onu görevinden alır. lâkin yeniçeri tekrar baskı yapınca tekrar göreve iade edilir.  bu sürede kendisi sadrazam olma hayali kuradursun, iki sadrazam değişir. sadrazam derviş paşa, zurnazen'in huyunu bildiği için onun tâ romanya'nın batısında görevlendirilmesini sağlar. ama zurnazen pes etmez. ne yapar, ne eder ve osmanlı'nın yeni kaptan-ı deryası olur ama aynı zamanda ezeli düşmanı deli hüseyin paşa da osmanlı'nın yeni sadrazamı ilan edilir.

bunun üzerine zurnazen, hemen yeniçeri ocağına gider ve verir fitneyi. öyle ki meşhur çınar vakası onun fitnesiyle başlar. padişah, bu isyan başlayınca daha sadrazam ilan edileli iki üç hafta olan deli hüseyin paşa'yı azleder. öyle ki adamcağız bu sırada girit'tedir ve daha sadaret mührü bile eline ulaşamamış, yoldadır. nitekim garibim hüseyin paşa, bu haberi aldığında çok sevinecek ama hemen peşinden azledildiği haberini de alacaktır. istanbul'a ayak basamadan sadrazam ilan edilip yine bu görevinden azledilen tek kişidir o da herhalde.

dönelim zurnazen'e. nihayet sadrazam ilan edilir ve padişah ile birlikte isyan eden yeniçerilerle görüşmek üzere alay köşkü'ne gelir. henüz yeni sadrazamdır ve yeniçeri ile arasının iyi olduğunu düşünerek "yahu tamam, hallederiz her şeyi. gidin ocağınıza..." tarzı laubali bir şekilde konuşurken yeniçeri ağası, "idam edilmesini istediklerimiz arasında sen de varsın bre gafil! sadrazam olmak için mi bizi isyan ettirdin?" şeklinde bağırınca herkes şok olur. en çok da zurnazen tabii. :)

yazık ki onlarca devlet görevlisi, yeniçeriler tarafından öldürülerek sultanahmet meydanı'ndaki çınar ağaçlarına asılırlar. zurnazen öldürülmemiş fakat görevinden azledilmiştir. yeni görev yeri erzurum'dur ve derhal yola koyulması emredilir. bu sırada eski sadrazamlardan melek ahmed paşa ile karşılaşır. muzip bir gülümseme ile der ki: "sultanım, bize bîgâne âşinalık edüp yukarıdan aşağı muamele eyleme zirâ biz de yarım saat kadar mühür sabibi olduk!" ve 1666 senesinde erzurum'da vefat eder.