83 Yıllık Hayatının Her Anını Çalışarak Geçiren Matematikçi: Paul Erdös

1500'den fazla makale yayınlayan Macar matematikçi Paul Erdös (1913-1996), gelmiş geçmiş en çalışkan insanlardan biri.
83 Yıllık Hayatının Her Anını Çalışarak Geçiren Matematikçi: Paul Erdös

gelmiş geçmiş en çalışkan insan, 83 yıllık hayatının her bir anını çalışarak geçirmiş macar matematikçi paul erdös'tir. bu konuda fikir ayrılıkları olması normal çünkü kimilerine göre erdös insan değil, oynadığı her oyunu açık ara farkla kazanmaktan sıkılan supreme fascist'in rekabet için tasarladığı, kahve ve amfetamin ile çalışan bir makine, bir mühendislik harikasıdır. çünkü eğer bizler insan isek bu adam insan değildir.

erdös hayat hikayesini okuduğum günden beri benim için asla yanına bile yaklaşamayacağımdan emin olduğum bir rol model oldu. çalışma masamın kenarında yıllardır üzerinde "keep the sf score low" yazan bir kara tahta bulundurdum. uzun süredir bu adamın hakkını veren bir yazı yazmak istiyordum ama hayat kovuşturması içinde mümkün olmadı. bugüne kısmetmiş.

erdös hayatı boyunca ingilizce, fransızca, almanca, rusça, macarca ve ibranice dillerinde 500'den fazla matematikçi ile birlikte 1500'den fazla makale yayınlamış, çizge kuramı olarak bilinen matematik konusunun önünü açmış, aynı zamanda sayılar kuramı, kümeler kuramı, analiz ve olasılık gibi alanlarda yüzlerce çözümü bilinmeyen problem çözmüştür.

kendisi 1913 yılının macaristan'ında ikisi de matematik öğretmeni olan anne ve babanın oğlu olarak dünyaya gelmiş. doğmadan önce annesinin de babasının da genlerinde mümkün olan bütün matematik yeteneğini sömürmüş olsa gerek, çok genç yaşlarından itibaren insanların o ana kadar yaşadıkları toplam saniyeyi hesaplama gibi yetenekleriyle dikkat çekmeye başlamış. birinci dünya savaşı döneminde doğduğu için babası savaşta ruslar tarafından esir alınmış ve esareti süresince bir çok kelimeyi yanlış telaffuz ettiği, derdini anlatabilecek kadar ingilizce öğrenmiş. babası savaşta esir düştüğü dönemde savaş koşullarının getirdiği fakirlik de sebebiyle annesi çok fazla çalışmak zorunda kalmış. kadıncağız yokluktan hem sabah akşam demeden nerede iş bulabilirse orada çalışmış, hem de bu süreçte oğlu ile ilgilenmiş. yıllar sonra esaretinden kurtulan babası ise sonunda eve dönüp oğluna ingilizce öğretmiş. babası kendisi de doğru düzgün ingilizce bilmediğinden erdös'e tuhaf bir ingilizce öğretmiş ve muhtemelen anlamını bilmediği kelimeler için kafasından bir şeyler uydurma alışkanlığını erdös'e babası kazandırmış. tamamen benim fikrimce, erdös hem çok çalışma hem de tuhaf konuşma huyunu muhtemelen bu dönemde annesi ve babasıyla yaşadığı tecrübeler sayesinde edindi. erdös bu huyları hayatı boyunca taşıdı. hayatı boyunca bir sürü kelimeye farklı anlamlar yükleyerek konuştu ve çalışmayı 83 yaşına kadar bırakmadı.

---
erdös dilinde bazı kelimeler:

supreme fascist: tanrı
epsilon: çocuk
boss: kadın
living dead: 60 yaşında insan
archeological discovery: 65 yaşında insan
legally dead: 70 yaşında insan

öğrencilere kendini tanıttığı bir video

---

erdös böyle bir ortamda, kendisinin doğumundan önce iki çocuğunu hastalıktan kaybeden annesinin yoğun ilgisiyle ve kendi kendine okumayı öğrendiği matematik kitaplarıyla büyüyor. 17 yaşındayken budapeşte üniversitesi matematik bölümünü kazanıyor ve okulunun henüz üçüncü senesinde, yani 20 yaşındayken 1'den büyük her n için n ile 2n arasında daima bir asal sayı bulunduğunu kanıtlayan çebişev teoremi'nin çok daha basit bir kanıt yöntemini buluyor ve böylelikle 21 yaşındayken matematik doktorasını alıyor. doktorasını aldığı 1934 yılından 1938 yılına kadar avrupa'da kalıyor ve manchester üniversitesi'nde çalışıyor ama 1938 yılında avrupa yahudiler için artık fazlasıyla tehlikeli bir yere dönüştüğünden kendisi amerika'ya yerleşip princeton üniversitesi'nde ders vermek için sözleşme yapıyor. bu süreçte sözleşmesinin bitmesinin ardından çok tuhaf ve uyumsuz bir insan olması gerekçesiyle 6 aydan fazla sözleşme uzatamayıp princeton'dan ayrılıyor.

1943 yılına, yani 30 yaşına kadar sağda solda gezinip matematik yapıyor. o dönemde manhattan projesinde çalışmak için teklif alıyor ama mülakat yapan görevlilere bir yerde sabit kalmak istemediğini söyleyip projeye dahil olmuyor. purdue üniversitesi diye bir yerde yarı zamanlı işe girip geçimini bu şekilde sağlıyor. 1945 yılına, yani 32 yaşına dek savaş ve yahudi katliamının ortasında kalan ailesinden haber alamıyor. nitekim babası da dahil olmak üzere annesi ve bir kuzeni hariç bütün akrabaları savaş döneminde hayatını kaybediyor. erdös 1948'lere doğru macaristan'a dönüp annesini görüyor ve yine dönüp ingiltere ve amerika'daki çeşitli üniversitelerde gezip geçici süreliğine bu üniversitelerdeki meslektaşları ile makaleler yazıyor. bu süreçte artık iyice "bir yerde matematik problemi ortaya çıkarsa o yere gidip o problemi çözen adam" moduna giriyor ve 1954 yılına kadar genellikle abd sınırları içerisinde üniversite turluyor. bu yıllar abd'nin komünist avlama yılları olduğu için erdös "belki de matematikçiyim ayağına komünisttir bu" şüphesiyle takip listesine alınıyor. 1954 yılında amsterdam'da bir konferansa giden erdös abd'ye geri dönmek istediğinde sorguya çekiliyor ve kendisine sorulan "karl marx hakkında ne düşünüyorsun" sorusuna "bilmem ki büyük adamdır kesin" cevabını verince amerika'ya girişi yasaklanıyor. hikayenin asıl ilginç kısmı burada başlıyor.

şimdi 41 yaşında bir adam düşünün. tuhaf konuştuğu, ortamlara uyum sağlayamadığı, iş saatlerini takip edemediği ve matematik hakkında tek bir kelam laf etmediği için hiçbir yerde doğru düzgün kadrolu işe giremiyor ve girmek de istemiyor. bu adamın bir doktora derecesi var ve bu doktorayı 21 yaşında almış. savaşta annesi hariç bütün ailesini kaybetmiş, o zamana kadar ne bir sevgilisi, ne bir karısı, ne bir çocuğu, ne içkisi ne kumarı olmuş. yememiş içmemiş gezmemiş tozmamış yat kalk gitmiş arkadaşlarıyla makaleler yazmış. bunların üstüne bir de federallerin takip listesinde olduğu ve çok dikkat çektiği halde amsterdam'da bulduğu bir matematik konferansını abd'deki barınma hakkından daha önemli görüp konferansa gittiği için barınma hakkını kaybedip elinde valizleriyle hollanda'da kala kalıyor. sonra ne yapıyor dersiniz?

gidip o üniversite senin bu üniversite benim yıllarca bütün avrupa'yı turluyor. öyle ki biyografisinde yazana göre hayatının 41 yaşından sonraki döneminde yedi günden fazla aynı yatakta yattığı sadece birkaç defa görülüyor. bir noktadan sonra amfetamin kullanmaya başlayıp günde 18 saat durmaksızın matematik yapıyor. matematik yapma işini o kadar fazla günlük hayatına yediriyor ve matematik dünyasında o kadar meşhur oluyor ki erdös'in günlük hayatında yaptığı çılgınca şeyler hakkında rivayetler ortaya çıkmaya başlıyor. bu rivayetlerden bazıları bir tren seyahatinde giderken biletleri kontrol eden görevliyle oturup makale yazmış olması, "matematik konuşabileceğim göz doktoru yoksa ameliyatla falan zaman kaybedemem" diyerek matematik bilen göz doktoru bulunana dek göz ameliyatı olmaması, kendisine neden dinlenmediğini soran arkadaşına "mezarda dinlenecek çok vaktim olacak" demesi vs.

erdös bu işi bıkmadan usanmadan 83 yaşına kadar sürdürüyor. o kadar fazla kişiyle iş birliği yaparak makale yazıyor ki matematik dünyasında erdös sayısı olarak bilinen bir sayı ortaya çıkıyor. erdös sayısı basitçe bir matematikçinin erdös ile akrabalık derecesini gösteren sayı gibi bir şey. erdös zaten kendisi erdös olduğu için onun erdös sayısı 0, erdös ile makale yazan birinin erdös sayısı 1, erdös ile makale yazan biriyle makale yazan birinin erdös sayısı 2. sayı bu şekilde ilerliyor. bu şekilde erdös ile birçok ünlünün matematiksel akrabalık dereceleri oluyor. erdös 1998 yılında ölmüş olmasına rağmen günümüzde hala erdös sayısını 1 yapma imkanı bulunuyor. bunun yolu erdös'in yarım bıraktığı veya ortaya atıp çözemediği açık matematik problemlerini çözerek cevapları yayınlamak. böylelikle teknik olarak erdös ile makale yayınlanmış ve dolayısıyla 1. dereceden matematiksel akraba olmuş oluyorsunuz.

erdös sayısı 1,2 veya 3 olan insanlar listesi

ünlü bazı isimlerin erdös sayıları:

albert einstein: 3
bill gates: 4
john von neumann: 3
enrico fermi: 3
hermann minkowski: 3
john horton conway: 1
srinivasa ramanujan: 3
richard feynman: 3
kurt gödel: 3
andrew wiles:3
meryem mirzahani: 3
terence tao: 2

erdös hayatının kalan yarısını bu şekilde geçiriyor ve 83 yaşına geldiğinde polonya'da verdiği bir konferans çıkışında kalp krizi geçirip hayata gözlerini yumuyor. ölmeden önce hakkında çekilen bir belgeselde kendisine neden bu şekilde yaşadığı sorulduğunda supreme fascist isimli bir tanrıdan ve bu tanrıya karşı oynadığı oyundan bahsediyor.

tanrıyla oynadığı oyundan bahsettiği video

izlemek isteyenler için belgeselin tamamı: the man who loved only numbers

---

ileri okuma ve kaynakça linkleri:

erdös'in 1525 makalesini içeren google scholar profili
erdös wiki
mathshistory biyografi
amfetamin bağımlılığı
bazı teoremleri