ABD Başkanı Andrew Jackson 1830'larda Merkez Bankası'nı Neden Kapattı?

merkez bankasını kapatmak mümkün mü? abd’de bir kez oldu, bakın ne oldu!
tarihte öyle anlar vardır ki bir lider çıkar, kurulu düzeni yerle bir eder, tabuları sorgular, duvarları sarsar. işte o anlardan biri, 1830’ların amerika’sında yaşandı. bugün "merkez bankası" dendiğinde çoğu insan bunu sarsılmaz, kutsal bir finansal yapı olarak görür. ama bir başkan vardı ki -andrew jackson- bu yapının varlığına savaş açtı ve evet, amerikan merkez bankası’nı gerçekten kapattı.
her şey nasıl başladı?
1800'lerin başında amerika, hâlâ genç ve kendine yol arayan bir ülkeydi. finans sistemi ise dağınıktı. bir tür düzen getirmek için 1816’da, “second bank of the united states” adıyla bir merkez bankası kuruldu. bu banka, bugünkü anlamda federal reserve değil ama ona benzer işlevler taşıyordu: para politikası yürütüyor, devletin parasını tutuyor, kredi veriyor ve özel bankaları denetliyordu.
ama 1829’da başkanlık koltuğuna oturan andrew jackson için bu kurum “elitlerin çıkarlarını koruyan bir canavar”dı. ona göre banka, anayasaya aykırıydı, halkın değil bankerlerin çıkarına çalışıyordu ve amerikan demokrasisi için bir tehditti.
jackson’ın savaş çağrısı: “ben merkez bankasına karşıyım!”
jackson ilk iş olarak bankanın yetkilerini gözden geçirmeye başladı. ona göre böyle büyük bir ekonomik güç özel ellerde olmamalıydı. kongre'de güçlü bir destek bulan banka başkanı nicholas biddle ise karşı saldırıya geçti. iki taraf arasında adeta bir ekonomik iç savaş başladı.
1832’de jackson’ın rakipleri, bankanın lisans süresini 1836 yerine erkenden uzatmak için bir yasa çıkardı. plan şuydu: jackson yasayı veto ederse seçimlerde halkın desteğini kaybederdi. ama jackson tam tersini yaptı: vetoyu bastı! hatta bu vetoyu yazarken şunu dedi:
"bu banka sadece zenginlerin değil, halkın sırtında yükseliyor. bu eşitsizlik amerika ruhuna aykırıdır.";
bankayı fiilen nasıl kapattı?
jackson yasal süreci beklemedi. 1833’te, görev süresi devam ederken, dramatik bir hamleyle federal hükümetin tüm parasını merkez bankası'ndan çekti ve özel bankalara dağıttı. yani banka kasada para bulamaz hâle geldi.
bu karar çok tartışmalıydı ve kabinesinden iki bakan bile bu yüzden istifa etti. ama jackson geri adım atmadı. sonuç? banka 1836’da süresi dolduğunda yeniden lisans alamadı ve bir daha ulusal bir merkez bankası olarak var olamadı.
peki jackson’a ne oldu?
politik olarak? güçlendi. 1832 seçimlerini açık farkla kazandı. halk onun "elitlere karşı duran adam" imajını sevdi. ama ekonomide işler çığırından çıktı. panik of 1837: ne oldu?
krizin patlak verdiği dönemde amerikan ekonomisi bir balon gibiydi. aşırı kredi genişlemesi, spekülatif emlak yatırımları, altın-gümüş rezerv dengesizliği ve uluslararası ticaret akışlarında bozulmalar vardı.
jackson 1833’te hükümetin parasını merkez bankası’ndan çekip "pet bank" denen özel bankalara dağıttığında, bu bankalar kredi musluklarını açtı. ucuz krediyle toprak alımı ve spekülasyon patladı. insanlar borçla zenginleştiğini sandı.
1836’da jackson bir başka kritik adım attı:
specie circular adında bir kararnameyle federal toprakların artık sadece altın veya gümüşle satın alınabileceğini ilan etti. kağıt paraya olan güveni sıfırladı.
sabotaj iddiaları ne kadar gerçekçi?
jackson'ın politikaları son derece tartışmalıydı ama krizin "planlı bir sabotaj" olduğuna dair doğrudan kanıt yok. şu gerçekler öne çıkıyor:
- nicholas biddle (merkez bankası başkanı), jackson’a karşı sert mücadele etti ve 1832-33 yıllarında piyasaya kredi vermeyi bilerek kısmıştı. bu, geçici mini krizler yarattı, jackson’ı kötü göstermek için. bu belgelenmiş bir hamleydi.
- ancak 1837 krizi, biddle’ın etkisi azaldıktan yıllar sonra patladı. o sırada zaten merkez bankası yoktu.
- jackson muhaliflerinin bazı ekonomik kararları sabote etmeye çalıştığına dair iddialar var ama bunlar spekülasyon düzeyinde kalıyor. belgelenmiş bir “komplo planı” yok.
tarih jackson’ı "banka canavarını öldüren adam" olarak hatırladı. bugün bile abd’de merkez bankasına karşı komploların kökeninde onun adı geçer.
son söz
yani evet, bir amerikan başkanı gerçekten merkez bankası’nı kapattı. bu hikâye, sadece ekonomi tarihine değil, politik cesaretin sınırlarına da yazıldı. günümüz liderleri hâlâ onun adını anarken ikiye ayrılıyor: kahraman mı, yoksa yıkıcı bir popülist mi?
ama şu kesin: andrew jackson, “para basan canavarı” tahtından eden tek abd başkanı olarak tarihe geçti.