ABD ile Almanya Arasında Gerçekleşen Tarihin En Önemli Beyin Göçü: Operation Paperclip

II. Dünya Savaşı sonrası ABD’nin Nazi Almanyası’ndan yüzlerce bilim insanını gizlice ülkeye getirerek teknoloji ve savunma alanında çalıştırdığı program olan Operation Paperclip'in hikayesi.
ABD ile Almanya Arasında Gerçekleşen Tarihin En Önemli Beyin Göçü: Operation Paperclip

ikinci dünya savaşı sona erdiğinde amerika ve sovyetler birliği arasında adını hepimizin bildiği bir rekabet başlamıştı ve bu rekabet soğuk savaş olak adlandırılmıştı. iki taraf da dünyaya "kim daha güçlü?" sorusunun cevabını verecek teknoloji yarışına girmişti. özellikle roket teknolojisi, balistik füzeler ve nükleer bilim, bir nevi geleceği belirleyecekti. almanya ise bu alanlarda geliştirdikleri v-2 roketi vb teknolojilerle öyle bir ilerlemişti ki, onların bilim insanlarını kim ele geçirirse savaşın galibi uzun vadede o olacaktı.

abd, nazi almanyası'nda hitler için çalışmış bilim insanları için "bu insanlar kötü şeyler yapmış olabilir ama onların bildiklerine ve teknolojilerine ihtiyacımız var." dedi ve 1945'te başlatılan operation paperclip devreye girdi. bu operasyonun adı neden paperclip derseniz, o dönem bu bilim insanlarının dosyalarına iliştirilen ataşlardan geliyor. operasyon kapsamında yaklaşık 1600 alman bilim insanı, mühendis ve teknisyen, amerika’ya götürüldü. bu kişiler sadece transfer edilmedi, aynı zamanda onlara yepyeni bir kimlik, yepyeni bir hayat verildi.

bunların arasında en meşhur isimlerden biri şüphesiz wernher von braun'di. von braun, savaştan önce nazi almanyası için v-2 roketlerini geliştiren mühendisti. bu füzeler, londra'ya ölüm yağdıran korkunç silahlardı. ancak abd’nin gözünde çok önemliydi. von braun, amerika'ya gitti ve ileride nasa'nın apollo programını başlatan ekipte yer aldı. ay'a insan gönderen o meşhur saturn v roketinin baş tasarımcısı olarak tarihe geçti. bu operasyonla transfer edilen bir diğer önemli isim de kurt debus oldu. kurt, abd'nin florida'daki kennedy uzay merkezi'nin ilk direktörü oldu. kimyasal ve biyolojik silahlar konusunda çalışan otto ambros gibi isimleri de unutmayalım. ambros, kimya devi ig farben’de çalışmış ve savaş sırasında ölümcül gazların üretiminde rol oynamıştı. ancak abd'nin bakış açısıyla, onun bilgisi "geleceğe yatırım" olarak görüldü.

operasyon inanılmaz bir sistem üzerine kurulmuştu. abd ordusu, almanya'da bir ekip kurdu ve bu ekip, transfer edilmeye değer bilim insanlarını tek tek tespit etti. ancak burada bir sorun vardı: çoğu bilim insanının dosyasında nazi parti üyesi ya da savaş suçlusu olduğu yazıyordu. bu detayların amerika’ya taşınması sıkıntı yaratabilirdi. çözüm? dosyalar temizlendi, bazı bilgiler görmezden gelindi. yani, “yahu adam kötü şeyler yapmış olabilir ama bir şansı hak ediyor” dediler. bilim insanları, aileleriyle birlikte abd’ye götürüldü ve burada çeşitli projelerde çalıştırıldı. hepsine bir nevi yeni bir kimlik ve şans verildi. hatta birçoğu sanki amerikan vatandaşıymış gibi hayatlarına devam etti. bu bilim insanları sayesinde amerika, teknolojik anlamda ciddi bir sıçrama yaptı. özellikle uzay yarışında sovyetler birliği'ni alt etmelerinde büyük bir payı oldu.

tarih bazen işte böyle garip bir şekilde ilerliyor.