Acı Ama Gerçek: Ülkedeki Konser ve Festivallerin Azalarak Bitmesi
ne yazık ki son birkaç senedir gerçekleşen durum.
önceden yine az festival olsa da kaliteli grupları/isimleri ülkemizde görebiliyorduk fakat artık elimizde büyük festivallerde main stage göremeyen grupların burada headliner olarak yer aldığı kısır bir kaç organizasyondan başka bir şey yok ne yazik ki.
üzücü ve doğru tespittir.
iptal edilmeden önce rock n coke her yıl düzenli olarak gerçekleşiyordu, bu dönemde sağlam amerikalı gruplar da sahne alıyordu, sonra 2 yılda 1 yapılmaya başlandı zaten bu dönemde amerikalı falan kalmadı, tarık mengüç falan çıkarmaya başladılar ki maksimum ingiliz gruplar(bkz: prodigy) falan sahne aldı bu dönemde ve en sonunda da bitti. keza efes pilsen blues festival vardı bir zamanlar. millet yer bulamaz, bira fıçılarının üstüne otururdu, o da kalmadı. sonisphere olurdu 2 gün sürerdi , megadethler, testament'lar dinlerdik, o da yalan oldu. güzel olan ne varsa tükendi anasını sattığımın memleketinde.
yabancı sanatçı ve gruplar için düşünecek olursak
1- en başta bugünkü dolar ve euro kurundan,
2- uygulanan fahiş vergilendirme politikasından,
3- ülkede güvenlik ve asayiş durumunun stabil olmamasından,
4- 4-5 yıl önce başlayan alkollü içecek sponsorluğu yasağından,
5- doğru düzgün albüm alma kültürü ve albüm satışı olmamasından (sanatçının albümü bir ülkede çok satılıyorsa plak firması da masrafların önemli bir kısmına sponsor olabiliyor),
6- büyük sanatçı ve grupların kaşe fiyatlarının yıllar geçtikçe uçmuş olmasından,
7- belli bir yaşa gelip iş hayatına atıldıktan sonra gelir düzeyi yükselen insanların sevdiği sanatçıyı gidip yurtdışında izleyecek maddi imkana sahip olmasından,
8- bu sanatçıları getirebilecek kapasitede büyük organizatörlerin azlığından, (eski kallavi oyuncuların çoğu piyasadan çekilmiş, geriye birkaç küçük çaplı organizatör kalmıştır)
9- bizde sanatçı ve grup takip etme kültürü olmamasındandır. (nerede o sevdiği grup için 1 sene para biriktiren güney amerika'daki tutkulu fanlar!)
birkaç yıldır ara ara aklıma gelen ve beni aşırı üzen durum. ergenliğimden beri gerçek anlamda zevk aldığım tek şeydi yazın müzik festivallerine gitmek. alkol alınamayan bileklikle alkol almak için yol kovalayan halimizden, tamamında alkol yasaklanan festivale uzanan yolda buna şahitlik etmek o kadar üzücü ki. 26 yaşındayım ve ülkedeki en güzel festivaller ben 22 iken bitti.
en güzel zamanlarımızmış bilememişiz. iyi isimler geldikçe hep daha iyilerinin hayalini kurardım bir sonraki yaz için. keşke bilseydik elimizden kayıp gidecek bu diye. şahsen bana her sene öyle olacak gibi geliyordu, çünkü niye olmasın ya çok saçma. bugünler de aydınlığa çıkacak elbet, kimse eyüp sınırları içinde diye efes one love festival'de hem efes ismini hem alkolü yasaklayamayacak. ama işte, ben de bir daha 26 olmayacağım. gençliğimizi sömürdünüz.
kendi ilgi alanımızdan bir örnek verelim. gnr şu anda birleşmiş kadrosuyla tarihinin en büyük dünya turunda... çok fazla ülkeye uğradılar. 20 küsür yıllık hasretin de etkisiyle hasılat rekorları kırıyorlar. şu anda avrupa bitmek üzere. sonrasında israil'e geçecek, oradan abd'ye ve güney amerika'ya geri dönecekler.
örneğin abd'de 25 stadyum konseri, avusturalya ve yeni zelanda'da 8, japonya'da 5 stadyum konseri verdiler. güney amerika'da gitmedik yer bırakmadılar, hatta buenos aires ve sao paolo'da peşpeşe 2 gece çaldılar. singapur ve bangkok'da 50'şer bin kişiye çaldılar. 2 gecede 180 bin bilet kestikleri yerler oldu.
şu anda avrupa'dalar. batı ve kuzey avrupa'nın çoğunu gezdiler. fakat gittikleri en doğudaki yerler çek cumhuriyeti ve polonya. oradan doğuya geçmediler.
uğradıkları yerler arasında şimdilik rusya, sırbistan, macaristan, romanya, bulgaristan, yunanistan, türkiye yok. yunanistan'da uzun süredir kriz var, türkiye de pek parlak değil. öncelikle çok bilet kesecekleri garanti olan yerlere gidiyorlar. örneğin dubai zengin. singapur, israil seyircilerinin gelir düzeyi yüksek, oralara gidiyorlar. ya da güney amerika seyircisi çok çılgın. adam üç kuruş maaşından bütün sene para biriktiriyor, sırf gnr izleyebilmek için. önce böyle ülkelere gidiyorlar. gelseler buralarda da 50 bin bilet satarlar mı? normal fiyatlarla, evet. ama 200€'dan başlayan fiyatlarla, bilemiyorum. 3m$'lık kaşe fiyatını ödeyecek organizatör bulmak da o yüzden zor oluyor.
özetle para ve ekonomi çok önemli bir faktör... üst düzey sanatçıların gitmeleri için ya gelir düzeyi yüksek ülke olacak, ya da seyirci çok tutkulu olacak. bizde ikisi de sakat. adamın hem alım gücü yok, hem aman eniştemin basuru çıktı diyip konsere gitmiyor.
siz türk organizatör olsanız, lira üzerinden satış yapıp gruba dolar üzerinden garanti sözleşme imzalasanız, o riske girer misiniz?
önümüzdeki aylarda gerçekleşecek olan bir festivalin tanıtımı için aylardır çalışıyoruz ve organizasyonun başından sonuna kadar bütün safhalarına tanık oldum. gördüklerime dayanarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; bunun sebebi siyasettir.
hiçbir beklentimiz olmayan belediyeler, milletvekilleri türlü ayak oyunlarıyla kendilerini organizasyona dahil ettiler. yandaşlarını da beraberlerinde getirmek istediler -ki bir kısmını ettiler-. politik duruşumuz nötr iken festivali kendi partilerinin reklamı için kullanmanın planlarını yaptılar. bu süreçte bürokrasinin göbeğine düşmüş olan bizler, son olarak festivalde alkol satışının engellenmesine karşı mücadele verdik.
böylesine saf bir enerjiyle çıktığımız yolda fazlasıyla yorulduk ancak sırf meydanı bu insanlara bırakmamak için devam ettik. peki bir sonraki sene bu organizasyonu tekrarlar mıyız? asla!
edit: festivali soran mesajlar alıyorum ancak maalesef festivalin ismini açıklayamıyorum. kuliste dönen olaylarla ilgili yaptığım açıklamayı anonim tutmak niyetindeyim.