Afganistan İçin Çok Çabalayan Ama Sürekli Öldürülen veya Sürgün Edilen Afgan Liderleri
afganistan'a o kadar çok atatürk gelmiş ki... fakat halk hepsini elinin tersiyle itmiş
1919'da afganistan, ülkeyi hakimiyet alanlarına katmak isteyen ingiliz kuvvetlerine karşı yapılan üçüncü savaşın ardından bağımsızlığını yeniden kazandı. başa emanullah han geçti ve kendini kral ilan etti. akabinde türkiye ile yakın temaslarda bulundu. türkiye ziyareti sonrası atatürk'ten çok etkilenen emanullah han afganistan'da reformlar yaptı.
endüstri ve tarım devrimi yaptı. kadınların seçme ve seçilmesi, kız çocuklarının okula gitmelerini sağlanması gibi sosyal reformların yanı sıra afgan hukukunu batı hukukuyla yeniden şekillendirdi. emanullah han reformlara destek amacıyla afgan aşiretlerin temsilcilerinden oluşan ve yüzlerce yıllık geçmişi olan afgan ulusal meclisinde karısı kraliçeyi davet etmiş ve ondan peçesini çıkarmasını istemişti. yapılan reformlar meclis ve halkta dinsizlik olarak algılandı. aşiretler ve mollalar ayaklandılar ve emanullah han sürgüne yollandı.
emanullah han'dan sonra aşiretler ve molalar başa habibullah kalakani'yi getirdi. kral olduktan sonra ilk iş olarak kral amanullah'ın modernleşme çalışmalarını geri çekti. tüm yenilikleri iptal ederek eski haline getirdi. kadınların eğitim hakkını geri aldı ve tüm batılı tarzda eğitim veren kurumlarını kapattı. öyle ki 1928'de afgan meclisine girebilen kadınlar yıllar sonra 2001'de tekrar meclise girebilecektir. fakat daha sonra ilerici generallerden oluşan bir grup kalakani'ye darbe yaptı. kalakani öldürüldü.
bu sefer başa muhammed nadir şah geçti. nadir şah da emanullah döneminindeki reformları geri getirmeye çalıştı. fakat yine özellikle peştun aşiretler arasında dinsizlikle suçlandı ve 1933'de bir suikast sonucu öldürüldü.
nadir şah'dan sonra oğlu zahir şah yönetimi devraldı. zahir şah ülkeyi 40 yıl yönetti. atatürk'ten etkilendiğini sık sık söyleyen zahir şah birçok reform yaptı. ülkede okuma yazma oranı arttı, şehirlerde sol görüş yükseldi, kadınlar sosyal hayata atılmaya başladı. öyle ki bu dönemde kadın öğretmen ve doktor sayısı erkek öğretmen ve doktor sayısını geçecektir. sovyetler birliği ve abd'den aldığı dış yardımlarla sulama tesisleri ve otoyollar yaptırdı. uluslararası ilişkilerde afganistan'ın tarafsızlığını korumayı başardı. 1964'te anayasal monarşiye geçilmesiyle birlikte siyasal krizler ortaya çıktı. yapılan reformlar kırsalda etkili olamadı. zahir şah kırsalda dinsiz olarak görüldü. hatta devlet tarafından köylere gönderilen öğretmenler kafir denilerek öldürüldü. kırsalda mollalar ayaklandı. ülke karıştı. şah'ın kayınbiraderi general muhammed davud han, 17 temmuz 1973'te kansız bir darbeyle monarşiyi devirerek cumhuriyet ilan etti. şah sürgüne gitti.
muhammed davud han ükenin devlet başkanı oldu. ilk başlarda mollarla iyi geçinse de ileride sol politika izledi. gene toplumsal ve ekonomik reformlara girişti. sol olmayan yöneticilere de bakanlık verilmesi marksist ana muhalefet tarafından sertçe eleştirildi. bunun üzerine ana muhalefet lideri hapse atıldı. tutuklananlardan halk kanadı lideri hafızullah amin'in ordu içindeki gücüne dayanarak gerçekleştirdiği darbeyle davud han devrildi, kendisi ve aile üyelerinin çoğu öldürüldü, 27 nisan 1978 tarihinde afganistan demokratik cumhuriyeti'nin kurulduğu ilan edildi.
başa sefer nur muhammed terakki geçti. terakki, oldukça kararlı bir düzeltim programı uygulamaya başladı. kadınlara eşit haklar verildi, toprak dağılımı yeniden düzenlendi ve sovyetler birliğindekilere benzer bir yönetim sistemi kuruldu. fakat bu program, özellikle tutucu çevrelerde afgan kültürünün bozulduğu gerekçesiyle tepki uyandırdı. aynı dönemde muhafazakar ve islamcı bazı aşiret liderleri sosyal değişim sürecine karşı kırsal kesimlerde silahlı mücadele başlattılar. sovyetler birliği'yle daha yakın ilişkiler kurmaya yönelen terakki, aralık 1978'de bu ülkeyle bir dostluk antlaşması imzaladı. sovyetler birliği'yle imzalanan antlaşmanın afganistan'ı sscb işgaline açık hale getireceğini düşünen başbakan amin başkanlığındaki darbeciler, devlet başkanı nur muhammed terakki’yi yönetimden indirerek idam ettiler.
yönetime geçen hafızullah amin reformları devam ettirdi fakat kırsal kesimlerdeki ayaklanmalar sürdü ve afgan ordusu dağılma noktasına geldi. güneyinde karışıklık istmeyen sovyetler birliği, amin'in devrilmesi amacıyla askerlerini ülkeye gönderdi ve yakalanan amin idam edildi.
gerici halkın yardımıyla başa hacı muhammed çamkani geçti. birçok reformu tekrar kaldırdı. fakat daha sonra yeni başkan seçildi. muhammed necibullah ahmedzai başa geçti. başa geçmesi ile birlikte yeni bir anayasa benimsendi. anayasaya eklenen yenilikler; çok partili siyasal sistem, ifade özgürlüğü, kadın hakları, bağımsız ve batı tarzı hukuk gibi kavramlardı. bu kavramları islâmi yasaları birleştiren bir anlayışa dayanıyordu. kasım 1987'de kabul edilen yeni anayasayla ülkenin adı afganistan cumhuriyeti olarak değiştirildi. kırsaldaki gerici halk bu sebeple hükümete daha da kinlendi. gerici mücahitler hükümetle çatıştı.
zayıflayan hükümet sscb'yi askeri yardıma davet etti. sscb ordusu afganistan'a girdi. abd ve suudi arabistan mücahit gruplara para ve silah yardımı yaptı. sscb başarısız oldu ve ülkeden çekildi. mücahit gruplar kısa sürede başkent kabil'i ele geçirdi. kabil'e giren mücahitler necibullah yönetimine son verdiler. necibullah ahmedzai kabil'e giren taliban militanları tarafından sığınmış olduğu birleşmiş milletler binasından zorla çıkarıldı. işkence edildikten sonra yaralı haldeyken, kardeşi ile birlikte bir elektrik direğine asılarak öldürüldü. afganistan islami devlet ilan edildi. kadınlara okula gitme yasağı, burka giyme zorunluluğu ve herhangi bir işte çalışma yasağı getirildi. recm gibi şeriat cezaları uygulanmaya başlandı. erkeklere sakal bırakma zorunluluğu getirildi. birçok müze ve tarihi mekan yakıldı. televizyon, müzik ve sinema yasaklandı.
ve şu anki afganistan böyle ortaya çıktı. gericilik kazandı.