Alevilik Nedir?

Aleviliğin ne olup olmadığını basitçe açıklamaya çalışalım.
Alevilik Nedir?

alevilik nedir sorusunu cevaplamadan önce bazı kavramları tanımak daha yerinde olacaktır

tdk güncel türkçe sözlüğe göre "tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet", "bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen", "inanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült". bazı dinlerde tanrı inancı yok, ve safi bir felsefi düşünce ile tanrılı dinler arasında gidip geliyor, mesela budizm. çok tanrılı din inancı da var, bunun örneği olarak klasik çin dini, hinduizm, shinto verilebilir. antik zamanda da romalıların çok tanrılı inançları vardı, tanrılarına örnek olarak merkür, venüs, mars, jüpiter, satürn, uranüs, neptün ve plüton verilebilir, gerçi plüton sonradan tanrı olmaktan çıkarıldı.

ibrahimi dinler ise ibrahim'in soyundan gelen peygamberlere gelen dinlerdir. bunlar musevilik, hristiyanlık, islam ve bahailik'tir. bir de semavi dinler var, bunlar da adem'in soyundan gelen peygamberlere gelen tek tanrılı dinlerdir. insanların kökeni adem ve havva'ya dayandığı varsayılırsa bu bütün tek tanrılı dinler demektir.

genel olarak dinler konusundan semavi, oradan da ibrahimi dinlere geçip islam dinine doğru özelleşirsek buradan sonra mezhep ve tarikatların tanımını yapmak gerekir.

mezhep, bir dinin görüş ayrılıklarından dolayı oluşan her bir akımına verilen isimdir. budizm'de theravada, mahayana ve vajrayana, hristiyanlıkta ortodoks, protestan ve katolik, islam'da da sünnilik, şiilik ve haricilik vardır.

islamiyet'te hz. muhammed'in hakk'a yürümesinden sonra farklı dini yorumlar oluşmaya başlamıştır. 800'lü yıllarda abbasi din adamları tarafından bu oluşumlar isimlendirilmeye başlanınca mezhep ve tarikatlar ortaya çıkmıştır.

alevilik; allah'ın birliğine, hz. muhammed'in peygamberliğine ve hz. ali'nin veliliğine inanan bir yorumdur

alevilik, hz. muhammed'in hakk'a yürümesinden sonra ortaya çıkmış olup hz. ali tarafını tutanlara verilen ve ali yandaşlığı anlamına gelen bir kavramdır. hz. ali, hz. muhammed'in amcasının oğludur. kendisi, hz. muhammed'in eşinden sonra islamiyet'i kabul eden ilk kişidir. hz. muhammed, hz. ali'yi kızı hz. fatma ile evlendirmiştir ve bu o'na verilen değeri gösterir. ayrıca, hz. muhammed, hz. ali'yi kendisinden sonra gelecek kişi olarak düşünmüştür ve bunu çeşitli hadislerinde belirtmiştir. örnek olarak "ben hikmetin şehriyim, ali kapısıdır.", "ali müminlerin imamıdır" hadisleri verilebilir. bu sebepten dolayı, aleviler, hz. muhammed'in hakk'a yürümesinden sonra hz. muhammed'in yolunu sürdürecek kişinin hz. ali olduğuna inanırlar.

alievilerin hz. ali'yi, hz. muhammed'den üstün tuttukları gibi yanlış bir kanı vardır. hz. ali, aleviler tarafından peygamber olarak görülmez. hz. muhammed yolun başıdır. hz. ali de hz. muhammed'in elçisi olarak görülebilir. aleviler "allah, muhammed, ali" üçlüsünü bir yol gösterici olarak kabullenirler.

aleviler kendilerini herhangi bir mezhep veya tarikat mensubu saymazlar. hz. muhammed ve hz. ali'nin yolunu takip ederler. hz. muhammed ve hz. ali herhangi bir mezhebin üyesi olmadıkları için aleviler de kendilerini bir mezheple bağdaştırmazlar. kendi inandıkları islami yolun ehlibeyt yolu olduğunu kabul ederler ve islam'ın en orijinal yorumu olarak aleviliği gösterirler. mezhep ve tarikatlar islam'ın gelmesinden 150-200 yıl kadar sonra abbasiler tarafından oluşturulduğundan bunlara itibar etmezler.

peki alevi - sünni çatışması nereden geliyor?

islam tarihinde çoğu derste anlatıldığı üzere bir dört halife döneminden bahsedilir. hz. muhammed, kendisinden sonra yerine geçecek kişi olarak, yani islam'ın koruyucusu ve yayıcısı olarak hz. ali'yi seçmiştir. fakat daha cenazesi kaldırılmadan halifeliğe hz. ebubekir getirilmiştir. bu olaydan sonra hz. ali tarafını tutanlara alevi, hz. ebubekir tarafını tutanlara ise sünni denmeye başlanmıştır.

aleviler, diğer üç halifeyi hz. ali kadar sevmezler. sebebi ise hz. ali'nin halife olması için hz. muhammed'in verdiği vesayete uyulmaması, fakat hz. ebubekir'den sonra gelen hz. ömer ve hz. osman'ın vesayet yöntemi ile halifeliği devralmalarıdır. dolayısıyla halifelerin vesayeti peygamberin vesayetinden üstün tutulmuştur.