Noel Babayla Karıştırılması Hollandalılarca Hakaret Sayılan Bir Figür: Sinterklaas

Her sene 5 Aralık'ta ilginç hediyelerle kutlanan Sinterklaas günü, Hollandalıların en önem verdikleri kutlamalardan biri.
Noel Babayla Karıştırılması Hollandalılarca Hakaret Sayılan Bir Figür: Sinterklaas
iStock


her ne kadar ikisi de st. nicholas olsa da noel baba'dan çok farklı bir karakterdir ve sinterklaas'ı seven, sahip çıkan bir hollandalı için "aaa bu noel baba ile aynı değil mi?" demek hakaret sayılır.

haksız da sayılmazlar aslında, zira hem sinterklaas koca göbekli, ho ho ho diye gülen sevimsiz, samimiyetsiz noel baba'dan gerçekten farklı bir tiptir, hem de (ve daha da önemlisi) sinterklaas'ın (5 aralık) kutlaması noel'den çok farklıdır. noel'deki hediye verme muhabbeti hollanda'da yoktur, onun yerine 5 aralık'ta hediye verilir ama kocaman kocaman pahalı hediyeler alalım tarzı bir şey değildir bu. ufak tefek, ama üzerinde düşünülmüş, minik minik bir dolu hediye alınır, bir kısmı hediyeden ziyade şaka amaçlıdır (bakınız aşağıdaki 1 ve 3 numaralı örnekler), bir kısmı normal hediyedir. bu hediyelere ufak şiirler iliştirilir. bu şiirler hediye verilenle ve/veya hediyeyle ilgili, hafif iğneleyici şiirlerdir; ama kırıcı değildirler. hollandalılar zaten kara mizaha çok yatkın tiplerdir ve sinterklaas şiirlerinde bu çok güzel dışa vurulur. ağzı biraz laf yapan hollandalı tiplerden oluşmuş bir aile veya arkadaş grubuyla sinterklaas akşamı çok zevklidir dolayısıyla...saatlerce paketler açılır, çıkanlara gülünür, hediyeler önceden üzerinde düşünülmüş, alana - verene dair bazı kişisel durumları, yıl içinde geçmiş olayları vs. yansıtabilen şeyler olduğundan, hem çok samimi, hem eğlenceli bir ortam olur.


bu şiirler/şaklabanlığına verilen hediyeler ne menem şeylerdir bir iki somut örnek de vereyim

1) benim ilk katıldığım sinterklaas, amsterdam’a master için gittiğim seneydi ve okulun ayarladığı öğrenci evinde bulaşık makinesi yok diye söylenmiştim. hollandalılar calvinist kültürlerinin bir tezahürü olarak her türlü konfora karşı oldukları için bulaşık makinesinden zaten pek hazzetmezler (bunu o zaman bilmiyordum tabii), hele bir de öğrenci evinde bunu aramamla çok eğlenmişlerdi. dolayısıyla efenim, sinterklaas hediyelerimden biri, çok güzel kocaman kırmızı bir paketti. açtıkça içinden daha ufak bir kutu, bir ufağı derken iç içe kutular çıktı, ve en son kutudan çıkan şunlardı: bir bulaşık süngeri, ufak bir bulaşık deterjanı, tabii ki benim bulaşık makinesi isteğimi makaraya alan bir şiir ve bir dergiden kesilmiş, muhtemelen deterjan reklamından alınma, bulaşıklardan cinnet geçiren bir kadın resmi.

2) evin anneannesine, yaşlıların görme sorunu düşünülerek özel yapılmış, kocaman kocaman harfleri olan bir ajanda...içindeki şiir de özetle: “anneanneye kulaklarının iyi duymadığını hatırlatsak mı? şşş yok şimdi morali bozulur. pekiii bastonsuz yürüyemediğini? yok yok aman amannn lafını bile etmeyelim...peki şunu? peki bunu?.....” diye gidiyor. en son sıra iyi görmeyen gözlere geliyor tabi...ve ona gelince “yok yok, hatırlatıp üzmeyelim, ama ona yardımcı olacak bir şey verelim” diye bitiyor. bizde standart bir büyükanne bunun üzerine herhalde birkaç ay küs kalabilecekken, hollandalı büyükannenin kahkahayla gülüp teşekkür ettiğini görmek hoş bir anıdır haliyle.

3) evden taşınalı koca bir sene geçtiği halde, hala bir dolu yerdeki posta adresini değiştirmeyen evin küçük oğlu (ki hollandalılar her haltı posta yoluyla halletmeye çok meraklı oldukları için, eve gelen zarfın haddi hesabı yoktur ve fazladan bir kişinin zarflarını biriktirmek çok da eğlenceli bir şey değildir bu yüzden), güzelce paketlenmiş bir kutu alır. tabii ki içinden birikmiş postalar çıkar, yanında şiiriyle birlikte. aynı oğlan, hala annesiyle yaşadığı bir önceki senenin sinterklaas'ında da, odasını bir türlü toplamaması, çöpleri dökmemesi vs.'ye kapak olarak, bir çöp poşetinin içine tıkıştırılmış paçavralar ve uyduruk çöpler almıştır (uyduruk diyorum, pis pis gerçek çöp koyacak halimiz olmadığı için), çöplerin en dibinde de şimdi ne olduğunu hatırlayamadığım, ama yeni taşınacağı evinde hayatını kolaylaştıracak bir hediye vardır.

4) evdekilerden birinin yeni bir kız/erkek arkadaşı olmuştur. e bittabi iç çamaşırı hediye edilir, imalı bir şiir iliştirilerek.

5) ev halkından bir diğerinin başı, gereğinden fazla kedisi olan ve bunların temizliğiyle bakımıyla düzgün ilgilenmeyen ev arkadaşıyla derttedir. onun paketlerinin birinden de bir cat survival kit çıkar, kedi bakımı - temizliğiyle ilgili bir dolu malzemenin olduğu.

işte böyle bisidir sinterklaas. iyidir hoştur. hollandalı yakın sayılabilecek bir arkadaşınız varsa 5 aralık'a denk getirip kendinizi davet ettirmeniz tavsiye edilir. ama yakın arkadaşınız değil de öylesine tanıdığınız biriyse teşebbüs etmeyiniz, nispeten aile arası - intimate (hollandalıların deyişiyle "gezellig") bisidir bu zira, e bir de elin kuzeylisi adamlar, bizim gibi "aaa tabi ki gel, hem görmüş tanımış olursun nasıl bisiymiş bizim sinterklaas'imiz, ne güzel olur" falan demez, bon bon suratınıza bakıp "yok yeeaa, ne münasebet" der, bozulursunuz.

not: yazmayı unutmuşum, yaramaz çocuklara hediye getirmeyen noel baba'dan daha acımasızdır da bu sinterklaas denen, ince uzun, sert yüzlü, kemikli elli şahsiyet. böyle yaramaz veletleri zwarte piet'lerin yardımıyla toplar, heybesine attığı gibi ispanya'ya götürür. gerçi hollanda'nın rezil ikliminden kaçırılıp ispanya'ya götürülmek cezadan çok ödül sayılır ama neyse... good girls go to heaven bad girls go partying gibi bir durum olmuş işte. hollandalılardan da bu beklenirdi zaten. aferin.

Çocuklara Neden "Satılmış" Gibi Tuhaf Bir İsim Verilir?