Almancayı Anadolu Liselerinde Öğrenmeye Çalışmış Neslin Asla Unutamayacağı Şeyler
benim için "ich bin fünf zehn jahre alt"dır. 30 yaşına geldim, almanca yaşım 15'te kaldı.
- wie geht es dir?
- es geht mir gut 'tan ibarettir.
(bkz: schokoladenpudding)
olası bir almanya seyahatinde şokoladenpudink dışında birşey istenemeyeceğinden pek çok anadolu lisesi mezununu şeker komasına sokması muhtemel almancadır. hadi onu geçtim berlin de güzel şokoladenpudink yapan bi yer bilen varsa söylesin bari ağız tadıyla geberelim
hitler taklidi yapmaya yetecek kadar olandır.
"warum" sorusuna verilecek en güzel cevabın "warum nicht?" olduğunu öğrenebilecek kadar konuşabildiğim almanca.
felsefe yapmıyorum, kapasite bu kadarına izin veriyor.
temel amacı papagei mıydı kokogei mıydı neydi bir papağanı bisküvilerle beslemektir.
bu papağan sonraki ünitelerde almanca öğreniyor, almanca konuşuyordu. "bak papağan bile öğrendi, sen mi öğrenemeyeceksin be meine schön freundem?" mesajı veriliyordu sanırım sübliminal bir şekilde. in der schule, ja. (bkz: lern mit uns)
bir de sınavlarda "doğru / yanlış alıştırması" anlamı olan, "richtig / falsch übung" bölümü vardı.
biz 12 yaşındaki bebekler bunu "doğru / yanlış / bilmiyorum" olarak anlamış, bilmediğimiz soruları boş bırakmak yerine "übung :(" yazmıştık.
o papağan bitirdi bizi, bitirdi!
bi bakalım:
ich bin hede (ben hedeyim)
ich komme aus der turkei (türkiyeden geldim)
ich trinke suppe (çorba alayım ben)
wie alt bist du (kaç yaşındasın)
wie heissen sie (adınız nedir)(galiba)
yok yok yine nankörlük yapmayalım bak bu kadar şey biliyoruz, iyi yani. çok şükür bunlarla aç kalmayız açıkta kalmayız. cevap verirlerse anlamış gibi yaa yaa diyip iki sırıtırız olur zaten. bide bunlara ek olarak anadou lisesindeki arkadaşlarla evde videodan öğrenilen bi almanca çeşidi var ama, onun konuyla pek alakası yok sanıyorum.
not: yukarıdaki cümlelerin öğreneli bi 6-7 sene geçti, anlamları ve imlaları konusunda hiç ama hiç iddialı değilim.
her günü ayrı bir vukuat olan arkadaşla birlikte, ach so, ach sooo diye haykırarak ve birbirimizin ensesine vurup el kol şakaları yaparak sıkıcı bir almanca dersinden çıkılır. bir müddet sonra arkadaş yanından geçmekte olan bir çocuğa derste yeni öğrendiğimiz bir kalıp olan auf dem tisch diye bağırır.
çocuk belanızı skicem edasında parmaklarını sallar. neler olduğunu ilk başta anlayamamıza rağmen biraz sonra etrafımızı saran yaklaşık 10 kişi bize durumu izah eder. çocuğun abilerini ve arkadaşlarını çocuğa piç demediğimize, sadece almanca bir kelime söylediğimize ikna edebilmek için akla karayı seçmiştik. bu da böyle tuhaf bir anımdır. anadolu lisesi almancasıyla anca mahalle maçında kaleye şut çekerken "eine tomaten zuppeee" diye bağırılır. sadece o kadardır.
almancadan değil nefret, tiksinti duymanıza sebep veren bir oluşumdur. kaç yıl geçti hala uyuz olurum almancaya.
butun sinifin babasinin terzi oldugu almancadir.
- was ist dein vater von beruf? (baban ne is yapiyor)
- mein vater ist ein schneider. (babam terzi)
butun sinifin fix cevabi buydu bizim anadolu lisesinde. *
ayrica yine herkes yillar sonra bile sorulsa, bu dili ilk ogrenmeye basladigi yastadir.
- wie alt bist du? (yasin kac?)
- ich bin dreizehn jahre alt. (13 yasindayim.)
ayrica bu almanca'da kahvaltida yenen seyleri yillar boyu hic ogretmezler ama;
- um wie viel uhr fruhstuckst du? (saat kacta kahvalti yapiyosun?)
- ich fruhstucke um sieben uhr. (saat 7de kahvalti yapiyorum.)
kahvalti saatini sormayi sular seller gibi ogrenirsin.
ve yine butun sinif ayni saatte yapar kahvaltisini. *
yaşadığı yerde sinema salonu olmayan koca bir nesli neredeyse her ders zorla sinemaya götürmüştür.
(bkz: ich gehe ins kino)
türk gencinin artikellerle imtihanını konu eden almancadır.
az çekmedik lan, neden die hocam? öyle çocuğum..
anadolu lisesi mezunu güruhun alayının cv'sinde ''başlangıç seviyesinde almanca'' yazmasına sebebiyet verir.
anadolu lisesinin orta kısmında alınan 3 yıllık haftada 4 saatlik almanca dersleri sonrasında derdinizi anlatacak , hatta bazı bazı konusulan konuyu anlayacak kadar olan almanca.
şu tarz muhabbetler duyulabilir bu dersi almış kişilerde ;
" gehen dedi duydum "
"sprachen dedi , konusmak olm bu "
"warum mu lan o ?"