Almanya'daki Hukukun Üstünlüğü İlkesinin, Bir Sözlük Yazarının Başına Gelen Keskin Bir Örneği

Bir Sözlük yazarı, Almanya'daki hukuk bilincine dair bizzat başına gelen bir olayı aktarıyor. Öğreniyoruz.
Almanya'daki Hukukun Üstünlüğü İlkesinin, Bir Sözlük Yazarının Başına Gelen Keskin Bir Örneği
iStock

geçenlerde bir sabah çöp atmak için evden çıktım

geri eve dönerken bir de ne göreyim, benim arabanın sileceğine iliştirilmiş beyaz bir kağıt duruyor. allah dedim, herhalde yine park cezası yedik. bir yandan da düşünüyorum yahu burası park yapmanın serbest olduğu bir sokak, neyin cezası bu durduk yere?

neyse yürüdüm yürüdüm ve arabanın başına geldim. park cezası olmadığı her halinden belli olan, şeffaf dosya içine koyulmuş, katlı bir a4 kağıt ve bir de araç sigortası kartvizitini silecekten çıkardım aldım. kağıtta diyordu ki “otomobiliniz bir kazaya karışmıştır, lütfen en kısa zamanda polis istasyonuyla bağlantıya geçin“. hay allah ne kazası yahu? telaşla arabanın sağına soluna bakınırken bir anda gözüme çarpıverdi; şoför kapısı komple içeri göçmüş öylece duruyor. park halindeyken arabaya çarpmışlar sizin anlayacağınız.

bindim gittim polis istasyonuna. polis bana dedi ki “arabanıza çarpan adam buraya gelip kendini ihbar etti ve biz de tutanak tuttuk. en kısa zamanda çarpan aracın sigortasıyla bağlantıya geçin ve zararlarınız karşılansın”. sonrasında malum şekilde sigortayı aradım, araba tamir edildi, masraflar üstlenildi vs. ve her şey yoluna girdi.

peki diyelim ki bu adam arabama çarpıp gittikten sonra kimseye haber vermese ne olurdu?

o zaman fahrerflucht, yani kaçak sürücü durumuna düşerdi ve olur da birileri kazayı görüp onu ihbar ederse bu sefer başı çok daha büyük belaya girerdi. öyle ya, oradan geçen birileri yahut tesadüfen o an camda pencerede kazaya tanık olan birileri plakasını alıp onu ihbar etse bu sefer sadece yaptığı kazanın değil aynı zamanda da kaza mahalinden kaçmanın bedelini öderdi. bu nedenle de adam muhtemelen kazadan sonra bakmış, başım ağrımasın diye düşünerek efendi efendi polise gidip yaptığı kazayı ihbar etmiş ve suçunu kabullenmiş. sonra da sigortasını arayıp kazayı rapor etmiş. ben adamı bir defa görmedim bile, yalnızca sigortasıyla bağlantı kurup hasarın tazminini hallettim.

bu örnek almanya’da insanların kanunlara nasıl saygı duyduğunun ve nasıl çekindiğinin güzel bir örneğidir. kanunlar herkes için eşittir ve tereddütsüz bir şekilde uygulanır. öyle ki, insanlar çoğunlukla kanundan kaçmayı göze dahi alamazlar, çünkü kaçtığın zaman basın daha büyük belaya girebilir. kimse polisle, avukatla, mahkemeyle uğraşmak istemez ve hem bir yandan yasaları çiğnememeye çalışır, bir yandan da çiğnediği zaman suçunu inkar edip kaçmaya çabalamaz.

devlet insanlara hukukun üstünlüğü ilkesini çok başarılı bir şekilde benimsetmeyi başarmış ve bu yüzden de ülkenin geneli oldukça güvenli ve suç oranı çoğu ülkeye göre çok daha düşük. bu nedenle almanya’nın sadece negatif taraflarını görüp durmadan yüklenmeye çalışan arkadaşlar bu pozitif taraflarını da istisnasız görmelidirler.