Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye Hukuk Sistemi Arasındaki Çarpıcı Farklılıklar

Türkiye ile ABD hukuk sistemi arasında ciddi farklar var. İşte buna dair bazı örnekler.
Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye Hukuk Sistemi Arasındaki Çarpıcı Farklılıklar


türkiye - abd hukuk sistemi karşılaştırması 1

iki ülke arasındaki hukuk sistemleri arasında dağlar kadar fark var. birkaç çarpıcı farka kısa kısa değineyim:

bizde aleyhe bozma yasağı var ama abd'de beraat eden sanık aleyhine temyiz yasağı var. abd'de ceza davasında verilen mahkumiyet kararını sanık temyiz edebildiği gibi savcı da verilen cezanın az olduğu gerekçesiyle temyiz edebilir. ancak eğer sanık beraat ettiyse karar kesindir ve beraat kararıyla birlikte dosya kesinleşip kapanır ve savcılık beraat kararını temyiz edemez.

bizde tck 167 gereği eşlerin birbiri aleyhine işledikleri hırsızlık, dolandırıcılık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma gibi bazı mala karşı işlenen suçlarda cezasızlık sebebi nedeniyle ceza verilmiyor. ancak tck'yı hazırlayan profesörler garip bir şekilde hakaret tehdit gibi daha basit suçlarda evli olmayı cezasızlık sebebi saymamıştır. dolayısıyla tck karşımıza şöyle abes bir durum çıkartıyor : eşiniz 1 milyon liranızı çalarsa ceza almıyor ama size "1 milyon liramı çaldın" diye hakaret ederse ceza alıyor. buna tck'daki hatalarla ilgili yapacağım paylaşımlarda tekrar değineceğim. abd'de ise eşler arasında söylenen sözler gizli ve dokunulmazdır ve eşler evlilik süresince birbirlerine sarf ettikleri sözler nedeniyle birbirleri aleyhine beyanda bulunamıyor. dolayısıyla bırakın ceza almamayı bir nevi eşler birbirini hakaret tehdit gibi suçlardan şikayet bile edemiyor. ancak bizdeki gibi eşler arasında işlenen mala karşı suçlar bakımından herhangi bir istisna yok. sizi dolandıran, paranızı çalan eşinizi şikayet edip ceza almasını sağlayabilirsiniz.

abd'de adliyelerde adliye müdürü (court administrator) şeklinde idari yönetici kadrosu vardır ve bizdeki gibi başsavcılar adliyeyi yönetmez. türkiye'de hastanelerde hem idari yönetici (hastane müdürü) hem mesleki yönetici (başhekim) şeklinde iki ayrı kadro mevcutken adliyeye idari yönetici konulmamıştır. savcılara "ayıp olur" mantığıyla kürsüde yargıçla yana yana yukarıda oturmalarına müsade edip aşağıya indiremeyen devletimiz acaba yine savcılara ayıp olur diye mi adliyelerde ikinci bir yönetici kadrosu açmamıştır merak ediyorum. başsavcı dışında adliyede bir de idari yönetici olarak adliye müdürü olsa, başsavcı da asıl işi olan soruşturma dosyalarına odaklansa mantıklı olmaz mı?

abd'de tazminat davalarında tazminat miktarına yargıç değil jüri karar verir. tazminat davalarında astronomik tazminat rakamlarının çıkma sebebi budur. türkiye'de tazminat rakamına yargıçlar karar verir ve sanki tazminat rakamı kendi ceplerinden çıkacakmış her zaman çok düşük rakamlara hükmederler.

bizde cmk 52 ve hmk 261 gereği tanıklardan biri dinlenirken henüz dinlenmemiş tanıklar duruşma salonda bulunamaz. abd'de bu kural otomatik uygulanmaz, ancak taraflardan biri talep ederse tanıklar ayrık dinlenir, aksi halde tanıklar bir arada yani henüz dinlenmemiş tanıklar salondayken de dinlenebilir.

bizde davayı kaybeden taraf karşı tarafa avukatlık ücreti ve dava masrafı öder. abd'de ise dava masrafını ve avukatlık ücretini davayı kaybeden taraf ödemez, her taraf kendi masrafını ve avukatlık ücretini kendi öder. ancak dava haklı amaç olmadan kötü niyetle açılmışsa hakim ancak o zaman yaptırım olarak hakim davacının davalıya avukatlık ücreti ödemesine karar edebilir.

avukatlık kanunu madde 164 gereği bizde avukat iş takibi sonunda elde edilecek rakamın en fazla %25'ine kadar nispi avukatlık ücret anlaşması yapabilir. ama abd'de bu sınır %50'dir.

bizde hukuk okullarında neredeyse tüm dersler akademisyenler tarafından verilirken abd hukuk okullarında uygulamaya yönelik bazı dersleri avukatlar ve yargıçlar verir.

bizde geleneksel olarak temel kanun taslakları uygulama tecrübesi yeterli olmayan akademisyenlere hazırlatılır. ancak abd'de temel ve önemli yasaları akademisyenler değil yargıç ve avukatlar hazırlar.

abd'de devlet borç tahsilatı işine karışmaz ve bizdeki gibi icra müdürlükleri yoktur. borç tahsilatı işini özel şirketler (debt collection agency) yürütür.

türkiye - abd hukuk sistemi karşılaştırması 2

bizdekinin aksine abd'de hukuk muhakemesinde maddi gerçeğin aydınlatılması bakımından bilgi ve delillerin etkin bir şekilde toplanmasına dayanan bir sistem mevcuttur. hakime tanınan yaptırım mekanizmasıyla taraflar dava konusu olayla ilgili hiçbir şey gizlemeden herşeyi dürüstçe açıklamaya, belge ve delilleri dosyaya sunmaya zorlanır. ayrıca taraflar birbiriyle muhatap olmaya, birbirlerine soru sorup cevap almaya ve toplantı yapmaya zorlanmaktadır ve bu da uzlaşma oranlarını artırmaktadır.

abd hukuk muhakemesinde davalı, davacının dilekçesindeki her iddiasına tek tek cevap vermek zorundadır. cevap verirken davalı ya iddiayı kısmen/tamamen kabul edecek, ya reddecek ya da iddiayı doğrulayacak veya reddedecek net bilgisi olmadığını söyleyecektir. bizdeki gibi cevap dilekçesinde davacının bazı sorularını es geçme, cevap vermeme veya iddiayla alakasız cevap verme gibi imkan yoktur. zira birincisi bizde cevap vermemek inkar sayılırken abd'de cevap vermemek kabul manasına gelir. ikincisi davacının iddiasına cevap verilmemesi hakimin yaptırım uygulamasına neden olabilir. inkar yani iddianın reddi ise açıkça yapılmak zorundadır. örneğin "davacının yaralama iddiası mantıksızdır" "yaralama iddiasını destekleyen delil yoktur" türü yuvarlak ifadeler ret sayılmaz. davalı açıkça "davalıyı yaralamadım" demek zorundadır.

dilekçeler teatisinden sonra ama duruşmalar başlamadan önce bizde olmayan tarafların birbirlerine yazılı sorular yöneltip cevap alma uygulaması vardır. dava ve cevap dilekçeleri dışında duruşma öncesi taraflar birbirine 25 adede kadar yazılı soru sorabilir ve karşı taraf da bunlara yeminli bir yazılı beyanla yanıt verir. bu yazılı sorgu usulünde de bir tarafın iddiasını diğer tarafın es geçip cevap vermemesi gibi bir durum olmuyor. zira cevap verilmezse hakim yaptırım uygular.

abd hukuk muhakemesinde taraf avukatları ve tanıklar duruşmalar başlamadan önce adliyedeki katip odasında veya taraf avukatlarının ofisinde bir araya gelip görüntülü ve sesli kayda alınan bir toplantıdada sırayla asıl taraf ve tanıklara sözlü sorular sorup cevap alırlar. bu süreçte yapılan elektronik kayıt daha sonra yazıya dönüştürülüp delil olarak dosyaya girer. bizde olmayan bu duruşma öncesi taraf ve tanık sorgusu sayesinde hakimin hiç müdahalesi olmadan taraflar birbirlerini sorguya çekip eteklerinde taşları dökmüş olurlar. yine soruya yanıt verilmemesi yaptırım sebebidir.

bizde olmayan bir başka hukuk muhakemesi aracı ise duruşmalar başlamadan önceki son aşamada davacı ve davalı ile avukatlarının toplantı yapmasıdır. bu toplantıda taraflar argümanlarını ve delillerini tartışır ve uzlaşma ihtimalini ele alırlar.

abd'de hukuk davasında hakimin taraflara ve avukatlara geniş yaptırımlar uygulama imkanı var. böylece medeni usul kurallarına uymayan taraf hakimin yaptırım kararlarıyla cezalandırılabilir. örneğin delil toplama sürecinde delilleri mahkemeye sunmayan, yalan beyanda bulunan, mahkemeden belge veya bilgi gizleyen, karşı tarafın sorduğu sorulara yanıt vermeyen, maddi vakıanın aydınlatılmasını zorlaştıran, hukuki işlemleri sürüncemede bırakan tarafa yaptırım uygulanabilmektedir. bu yaptırımlar karşı taraf avukatlık ücreti ve masraf ödetme şeklinde olabileceği gibi $1,000 - $1,500 civarında para cezası şeklinde de olabilmektedir.

bizde ise etkin işleyen bir yaptırım mekanizması yoktur ve bu nedenle maddi gerçeğin aydınlatılması pek mümkün olmamaktadır. bizde davacının iddialarına yanıt verilmemesi, mahkemeden delil gizlenmesi, mahkemeye sahte belge sunulması, mahkemenin müzekkerilerine yanıt verilmemesi her davada görülebilen sıradan olaylardır. mesela hakim davalıdan kamera kaydı istese davalı da "kayıtlar silinmiş" veya "cihaz bozuk" diye yalan beyanda bulunsa iş bitmiştir. ama abd'de bunu yapmaya kimse cesaret edemez. hmk 218/2, 245 ve 329/2'de disiplin para cezası yaptırımları var ama bu maddeler aynı hakimin reddi gibi süs olsun diye kanuna konulan ve hiç uygulanmayan maddelerdir.