SANAT 30 Temmuz 2020
11,1b OKUNMA     521 PAYLAŞIM

19. Yüzyılın En Önemli Portre Fotoğrafçısı: Julia Margaret Cameron

"Fotoğraf makinesiyle sanat mı olur?" tartışmalarının en alevli döneminde çektiği portre fotoğraflarıya isim yapan Cameron'un hayatı ve işlerine dair güzel bilgiler.

julia margaret cameron, wist ye not that your father and i sought thee sorrowing (1865) isimli eseri, germ'ün grief albümünde kapak fotoğrafı olarak kullanılmış viktoryen olduğu kadar avantgarde bir portre sanatçısıdır.


günümüz portre fotoğrafçılığının öncüsü olarak değerlendirilen cameron'ın döneminde bir makine ile sanat yapılabilir mi tartışmalarından etkilenmemiş olmasının birtakım sebepleri vardı. 1863 yılında, 48 yaşındayken oğlu ve kızının boş vakitlerini geçirmesi için aldığı bir fotoğraf makinesi ile fotoğraf çekmeye başlayan birinin viktoryen geleneklerine uymak haricinde ne endişesi olabilirdi ki? üstelik cameron ekonomik sıkıntılar da çekmiyordu. bir evi ve hizmetçileri vardı. deneme yanılmayla hatrı sayılır miktarda fotoğraf çekti. dişe dokunur işler yapmaya başladığında, onun koyduğu isimle anılan soft focus tekniğiyle, günümüzde de portre çeken bazı fotoğrafçıların rağbet ettiği flu, grenli, odakları ayarsız, ışıkları yetersiz ve parmak izleri bulunan fotoğraflar çekti. buna “fotoğrafta ruhsal izlenimler aramak” diyordu.


cameron kendi evini fotoğraf stüdyosuna çevirdi. döneminde yaşamış birçok tanınmış kişinin portrelerini çekerek zamanımıza ulaşmasını sağladı. bu ünlüler arasında ellen terry, astronom john herschel, charles darwin, yazar virginia woolf’un annesi julia jackson, henry wadsworth longfellow gibi isimler vardı. viktorya dönemi ingiltere’sinde toplumun en üst kesimine ulaşan, rönesans ressamlarından ilham alarak dönemin entelektüellerini ve liderlerini fotoğrafladığı eserleriyle britanya’nın en değer verilen fotoğraf miraslarından birini bıraktı.

Charles Darwin

fotoğraflarında konu olarak klasik dönem resimlerini andıran incil’den hikayelerin betimlenmesini, romantik sanat anlayışından beslenen pastoral canlandırmalar ile kadın figürünün yüceltilmesini içeren çalışmalar yaptı. çok çarpıcı aile, arkadaş portreleri çekerken, bulunduğu dönemde toplumun, sembolizm ve duygusallık arzularını doyurdu. türkçeye de çevrilmiş olan dünya çocukları adlı bir kitabı bulunur. ömrünün geri kalan yıllarını 1875 yılında taşındığı sri lanka’da yoksulluk içinde geçirdi ve 1879 yılında orada öldü.


cameron’un en bilinen fotoğraflarından biri, 1867 tarihli, yeğeni ve virginia woolf’un annesi olan julia jackson’ın portresi; “niece julia”dır. portrede koyu arka plan tercih eden fotoğrafçı, ön planda kullandığı ışıkla arasında bir kontrast ortaya koyar. ciddiyet ve hüznün öne çıktığı julia jackson portresi, koyu bir hüzün taşır. gölgeli göz kapakları, ortadan ikiye ayrılmış uzun saçları ve soğuk bakışlarıyla jackson, viktorya britanyası’nın kadın tipini yansıtır. ışık-gölge farkından doğan bir dramatizasyon etkisi fotoğrafa yansır. soft focus dediği yumuşak odaklanma tekniğiyle fotoğrafa resimsel bir boyut katar. bu portre için virginia woolf, korkutucu bir canlılık taşıdığını söylermiş.


aynı şekilde john herschel portresi, 19. yüzyıl romanlarının sayfalarından fırlamış gibidir. her tarafı grenlerle, kırık ve çiziklerle dolu bu sepya fotoğrafta herschel’in yüzünde ilk gördüğümüz şey iri gözlerinin tam ortasına yansıyan canlı bir ışıktır.


sadness adını verdiği ve aktris ellen terry’yi çektiği 1864 tarihli kurgu fotoğrafta da genç bir kızın hüznü yansır.


a study after the manner of francia, spiritüel bir denemenin ürünüdür. netliği olmayan fotoğrafta dikkat çeken, çocuk ve kadın yüzünde bilinçli bir rötuşun göze çarpıyor olmasıdır. fotoğrafçının aslında amacı diğerlerinde olduğu gibi ruhsal bir etki ortaya koymaktır.