SİYASET 18 Mayıs 2022
49b OKUNMA     437 PAYLAŞIM

1978'de Öcalan Tarafından Kurulan Terör Örgütü PKK Hakkında Bilinmesi Gerekenler

PKK ne zaman ve kim tarafından kuruldu? PKK'nın amacı, ilk eylemleri nedir? 1978'de Lice'de Abdullah Öcalan ve ekibinin kurduğu terör örgütü PKK nedir, ne değildir? Detaylı şekilde inceleyelim.

pkk'nın, destekçileri ve sözde siyasi söylemi açısından değişimi hakkında biraz bilgi paylaşmaya çalışayım.

arka plan

- 60'larda sol hareketin avrupa'da yükselmesi sscb için nato ülkelerine daha rahat nüfuz etme imkanı doğurmakta. kgb, ülkelerdeki komünist parti ve hücre örgütlenmeleri, yine patrice lubumba üniversitesi bünyesinde eğittiği gençleri de döndükleri ülkelerde kullanmakta.

- tam bu dönemde (aslında daha da eski, fakat bu yıllarda şiddetleniyor) sovyet istihbaratının dikkatini farklı farklı ülkelerdeki mikro milliyetçi/ayrılıkçı (aynı şey mi, değil mi; bu, yazının konusu dışında) hareketler çekmiş durumda. eta, ira gibi yapılanmalar nato ülkelerinde yıllardır terör estiriyor.

- keza, orta doğu'da filistin hareketi israil'i zorluyor. eh, israil de her ne kadar işçi partisi gibi bir partiye sahip olsa da temelde abd ile fink atıyor. (zaman zaman bunun istisnaları olacaktır, ayrı bir yazının konusu.)

- sovyetler, bu hareketlere destek vermenin düşmanın gücünü zayıflatacağı gibi bir öngörüde bulunuyor ve haklılar. eh, sosyalist söylemin "ezilenlerin yanında olmak" veya "halkların kardeşliği" gibi mottoları da buna uygun.

burada bir ara not: sovyet sistemi bence düşmanın zayıflıklarını fırsata çevirmekte oldukça mahirdir. kanımca hataları kendi zayıflıklarını tedavi etmekte hantal kalmalarıydı. neyse, bu ayrı bir mesele.

- bu dönemde bu tür hareketlerin içinde sosyalist kişileri daha yoğun görüyoruz. örnek mi? fhkc içinde george habaş. kendisi önemli bir teorisyen olmanın yanında filistin hareketinin sovyet bağlantısını sağlayacak, hatta dirsek temaslı başka örgütlerin de (örneğin asala da bunlardan biri olacak ileride) kontağına yardımcı olacaktır.

- işte bu minvalde orta doğu'nun ve elbette sscb'nin dibindeki nato ülkesi türkiye de bundan kaçınılmaz olarak etkilenecektir.


öcalan, kuruluş ve ilk kadro 

- öcalan 70'lerde bir siyasal bilgiler öğrencisi (hukuk fakültesinden buraya geçme). lise yıllarında (tapu kadastro) dindar bir profil çizerken, artık çayan çizgisine sempati duyan bir genç. arada gözaltılar, tutuklanmalar vesaire var, burayı atlıyorum.

- öcalan, 1978 yılında pkk'yı 22 kişilik bir toplantı sonucu kuruyor. (bunların önemli bir kısmı sonra örgüt içi hesaplaşmaya kurban gidecek.)

- burada bir önceki başlık ile bağ kuralım. öcalan bu dönemde sol söyleme yakın durduğu için, özellikle karadenizli sosyalist gençler kendisine ve örgütüne katılım gösteriyorlar. bunlardan çok dikkat çeken bir isim laz kemal lakaplı kemal pir. 82'de diyarbakır cezaevi'nde açlık grevinde ölecek. cezaevi müdürü meşhur esat oktay yıldıran da onun vasiyetiyle bir otobüste suikaste uğrayacaktır. 


yine bir ara not: yıldıran'ı öldürenler pkk değil, başka bir kürt kökenli örgüt olan rızgari militanları.

- rızgari demişken, o sıralarda güney doğu'da başka örgütler de var. ve mesela rızgari de aslen sosyalist söylem tutturmuş bir örgüt. ancak zamanla hepsi pkk tarafından elimine edilecektir. yine doğu perinçek'in tikp'sinin militanları da bu kurşunlardan zaman zaman nasibini alır. buyurun: https://odatv4.com/…leriyle-catisti-14121901-174491

- yani pkk, tekel olmak için diğer sol örgütlere bile acımamıştır. ancak yine de sosyalist örgüt ve kimi aydınlarla dirsek teması uzun süre devam edecektir.


80'ler, suriye yılları, ve palazlanma

- öcalan 80'lerde suriye'dedir artık. suriye yönetimi baas ideolojisini benimsemiştir ve sovyetler ile de yakın temastadır. dolayısıyla türkiye'ye savaş açmış bir örgüte hiç vakit kaybetmeden kucak açmıştır.

- bu noktada öcalan, bekaa vadisi içinde yuvalanmış, filistinlilerden ciddi anlamda destek görmüş durumda. eh, bu durum dolaylı olarak sovyetlerin de işine geliyor tabii. hazır ayrılıkçı örgütü bulmuş, türkiye'yi yıpratacak. maddi manevi destek yağıyor. örgüt üyeleri içinde sosyalist türk ve kürtler halen ciddi anlamda katılım sağlıyorlar.

- nihayet 84 eruh baskını ile birlikte başlayan kanlı dönem. sadece askere ve polise değil, köylülere, öğretmenlere ve elbette minicik bebeklere kıyılan saldırılar. buyurun halkların kardeşliğine(!!!)


- bu dönemde pkk kendince gerilla harbi verirken türk devleti'de özel harekat birlikleri, komando ve özel kuvvet yapılanmaları ile ateşe ateşle karşılık vermeye başlamıştır.

yıkılan duvar ve yeni söylem 

- bu sıralarda malum berlin duvarı yıkılmış durumda. artık sovyetlerin desteğini almak mümkün değil.

- öcalan bu sefer yavaştan dümeni abd'ye kırmaya başlar. eskisi gibi "yaşasın sosyalizm" naraları pek atılmaz olmuştur. örgüt çok daha milliyetçi bir söylet tutturur.

- birinci ırak savşı'ndan itibaren çekiç güç bölgeye yerleşince artık pkk'nın yeni sahibinin kim olduğu bellidir.

- ancak devlet de boş durmaz. özellikle 93'te 33 erimizin şehadeti sonrası kontrgerilla el kitabı raftan indirilir. gerek jitem gerek başka diğer yapılanmalarla pkk'ya karşı daha sert ve bel altı vurulmaya başlanır. yine sınır ötesi harekatlar da örgüte gittikçe kan kaybettirmektedir.


yakalanış ve sonrası

- bu dönemde öcalan artık abd için de bir ayak bağıdır. talabani, barzani gibi isimlerle daha sıkı ilişkilerin kurulması öcalan'ı rahatsız etmektedir. abd de bunun farkındadır.

- türk devleti bu soğukluğu tespit etmiştir. tabii o zaman devlette tek bir güvenlik makalesi okumamakla övünenler yok elbette. ecevit, demirel, yılmaz, ismail cem gibi isimler ve devlet aklı organize bir çalışmayla önce öcalan'ın sınır dışı edilmesini sağladı. sonrasını biliyoruz.


- bundan sonra belli bir süre örgütün kolu kanadı kırıldı. ancak değişen şartlar, suriye iç savaşının sağladığı fırsatlar derken bugün yine ypg yapılanması sayesinde yeni bir devlet kurmaya çabalıyorlar.

- bununla beraber içerideki yapılanmanın fetö'nün de temizlenmesi ile rahatlayan devletin hamleleri sayesinde etkinliğinin azaldığını görüyoruz. sınır ötesi operasyonlar, iha/siha teknolojisi vesaire derken bugün pkk hareketi konsantrasyonunu suriye'nin kuzeyine yoğunlaştırmış durumda.

pkk'nın kuruluşu ile ilgili daha fazla detay

27 kasım 1978'de lice'de yapılan 1. kongresi ile kurulmuş, etnik ve bölgesel milliyetçilik çizgisinde bir siyasi yapıya sahip, silahlı bir kürt örgütü pkk.

kökeni, 1974 yılında ankara'da mülkiye öğrencisi olan ve aynı dönemde öğrenci olan ahmet türk ve etrafındaki aşiret ilişkileri içindeki öğrencilere karşı, yani feodal düzene ve onların temsilcilerine karşı özgürlükçü bir siyasi tutum alan abdullah öcalan'ın etrafında toplanan kürt sosyalistlerin apocular adıyla adlandırıldıkları döneme bağlanır. oysa, oluşum tam olarak böyle değildir ve bir "resmi" adları vardır. ilk ismi, ankara democratic patriotic association of higher education'dır. isim neden ingilizcedir ve dertleri nedir, bilinir. örgüt, abd destekli bir çıkışla kendisini gösterir.

pkk'nın ilk silahlı eylemi 1993 yılında bingöl'de 33 askeri öldürdükleri saldırı gibi gösterilir. bu hatalıdır. pkk, ilk silahlı eylemlerini 1978 ve 1979 yıllarında türkiye işçi partisi'nin güneydoğu'daki 5 il başkanlığına yapar. pkk'nın o yıllarda kendisini bürüdüğü marksist-leninist görünümü altında, sosyalist güçlere karşı kuruluşu ile birlikte başlattığı mücadelesi, günümüze kadar ara vermeden devam etmiştir. pkk, bölgedeki tek etkin güç olmanın yolunu, sol ve yurtsever güçlere karşı şiddette bulmuş ve bunu uygulamaktan hiçbir zaman çekinmemiştir.


var oldukları her dönemde, gerek bölgenin gerici ülkelerinden, gerekse de küresel emperyalist güçlerden kayda değer bir destek almışlar, bu sayede büyük ve etkin bir örgüt haline gelebilmişlerdir. bu arkalarındaki destek, günümüzde halen varlığını sürdürür.

sonraki zamanlarda, bölgede varlık göstermeye çalışan thko kökenli örgütler, türkiye devrimci komünist partisi, türkiye komünist işçi partisi ve türkiye ihtilalci komünistler birliği unsurlarına karşı silahlı saldırılara ve öldürmelere varan düşmanca bir tutum sergilemiş, bu örgütlerin bölgede etkinlik kurmasını engellemişlerdir. ayrıca, bir dönem işbirliği yaptıkları tkp-ml/tikko ile de 1984 yılında benzer bir ayrım yaşanmışlar, özellikle 90'lı yıllarda tikko'nun kuvvetli olduğu dersim kırsalında aralarında ciddi sürtüşmeler yaşanmış, güçlerinin yetmediği noktada tikko gerilla gruplarını devlet güçlerine jurnalleme yoluna gitmişlerdir. bunun son örneği, 2005 yılında tikko'nun dönüştüğü maoist komünist partisi kadrolarının dersim kongrelerinin basılması ve tüm lider kadrosunun öldürülmesi olayında görülmüştür. günümüzdeki "baş" düşmanlarını ise illegalitede dhkp-c ve çevresindeki unsurlar, legalde ise türkiye komünist partisi olarak belirlemiş, saldırılarını bu hedeflere yönelik uygulamaya devam etmektedirler.

sadece sosyalist örgüt ve partilere değil, çeşitli dönemlerde bölgede ortaya çıkmış diğer kürt ulusal silahlı örgütlerine karşı sert bir sindirme politikası uygulamış ve onlarla -tıpkı sol örgütlere yaptığı gibi- şehirlerde ve dağlarda mücadeleye girerek doğu ve güneydoğu anadolu'dan silmiştir. bunların arasında tekoşin, kawa, rızgari, ala rızgari ve kürdistan ulusal kurtuluşçuları (kuk) gibi örgütler vardır.


şiddeti kendi içinde de sıklıkla uygulamış, mütemadiyen kendi kadrolarını öldürmüş, silahsız bölge halkına karşı da korkutma, sindirme ve gerektiğinde şiddet ve cinayet politikaları uygulamaktan geri durmamışlardır.

kısacası; sol gruplara, halka ve kendi muhaliflerine karşı silah kullanan, desteği bölgenin gerici devletlerine ve küresel emperyalist kuvvetlere dayanan, demokrasi tanımayan, sınıf mücadelesi değil, etnisite üzerine inşa edilmiş ulusalcı bir mücadele yürüten gerici bir örgüttür. her ne kadar, ulusal özgürlük mücadelesinin, egemen unsurlara ve baskıcı devlet otoritesine karşı ilerici bir muhteva içerdiği söylenmek ve bazı romantik gruplarca savunulmak istense de, yapısı itibariyle karşı-devrimci, obskürantist faşizm metodlarını kendi siyasetinin bir parçası olarak uygulayan, ulusalcı bir sağ örgüttür.

bölge ve emperyalist güçlerin yanı sıra; devlet güçleri ile yaptıkları/yapmaya hazır oldukları açık işbirlikleri ise liderleri abdullah öcalan'ın yakalandığı zaman uçakta söylediği sözlerde net bir şekilde görülmüş ve açıkça belgelenmiştir.