FUTBOL 24 Şubat 2020
61,4b OKUNMA     693 PAYLAŞIM

20 Yıllık Serinin Sona Erdiği Fenerbahçe - Galatasaray Derbisinin Teknik Analizi

Kadıköy'deki son galibiyetini 1999 yılında alan Galatasaray, dün akşam ezeli rakibini 3-1 mağlup ederek 20 yıl 2 aylık galibiyet hasretine son verdi. Galatasaray neyi iyi yaptı, Fenerbahçe neyi yapamadı?
Fotoğraf: Galatasaray SK

fatih terim, geleneksel bir kanadı içeri giren (feghouli), diğeri çizgiden giden (onyekuru) düzenini, oyun eksenini biraz geriye alarak fenerbahçe'nin zaaflarını işleyecek şekilde adapte etmiş.

genelde galatasaray kanatları, top kendisindeyken böyle kullanıyor: top ikici - üçüncü bölgedeyken feghouli içeri giriyor, yerleşmiş takım mariano'ya alan açıyor. diğer tarafta ise sol iç ve bek çizgiye inmekten ziyade kanadı üçgenlerle çizgiden kaçırıyor.

dün akşam feghouli, top bizdeyken ve yerleşmişken değil, alan savunması yaparken ve tam topu kapıp geçiş hücumuna dönerken içeri kat etti. bu hamle ile hızlı çıkışlarda merkezden pivot görevi gören falcao'ya yakın bölgede yardım edebilecek ve iki kısa pasla rakip kaleye yönlenmiş koşu halinde adama alan açabilecek oyuncu sayısı yükseltildi. diğer taraftan kaçan kanat (onyekuru) klasik düzendeki çizgiden koşulardan ziyade rakibi açık alanda çapraz koşularla bozdu. bu hamlenin iki önemli getirisi oldu: bek - stoper arası alanlar işlendi, koşan adam (onyekuru) etkisini kaybettiği yerleşik düzen yerine geçiş hücumlarında depar attı. çok fazla alan buldu ve rakibin düzenini alt üst etti.


bu oyun düzeninin bir diğer getirisi, zaten kanattan herhangi bir etkinlikte bulunamayan fenerbahçe'ye karşı merkezde daha yoğun bir alan savunması oluşturuldu. bu yoğunluğun kaybedildiği tek anda zaten fener'in penaltısı geldi.

ömer ve belhanda ile oynanmasının sebebi net olarak oyunu açık alanda oynayınca emre yerine bu tarz oyunculara daha çok ihtiyaç duyulması (genel kanının aksine lemina'nın eksikliğinin emre tercihinde etkili olmadığı düşünüyorum). belhanda da ömer de daha çok alan kaplayan ve daha dinamik oyuncular, oyunu yönlendiren veya kilit açacak ayak yerine bunlar gibi açık alanı işleyebilecek oyuncu lazımdı ki yine kırmızı kart görse ve bomboş kaleye vuramasa da son bir buçuk yılın en manyak belhanda performansını izledik. ilk 7 dakikada kendisine iki asist yazılabilirdi.

ömer ve belhanda'nın tercih edilmesinin bir diğer sebebi, 3 yıldır uyuz alan savunması yapan galatasaray'ın ilk defa, alan savunmasını nokta birebir çıkışlarla süslemek istemesiydi: bu tarz topla oynayan rakibi kovalama görevini ikisi de emre'den daha iyi yapıyorlar, kadıköy gibi her hatanın özellikle galatasaray'a pahalıya mal olduğu deplasmanda savunma direnci sağlama ve rakibi yüksek karşılama hedeflerini gerçekleştirmek için uygun bir tercih oldu.


ömer ayrıca birebirde kruse karşılayamayacak olan seri ile birlikte gerektiğinde iyi gömülüp kusursuz bir orta saha işbirliği imkanı sundu.

işin fenerbahçe kısmı, aslında değinmeye değmeyecek kadar kötüydü. bu takımın hücumu, vedat kitlendiğinde ve pivotluk yapacağı bölge 10-15 metre ileri atıldığında hiçbir üretkenlik ve alternatif sağlamıyor. galatasaray da yukarıda değindiğim alan savunması + top taşıyan adama birebir nokta pres stratejisiyle fenerbahçe'yi topla çıkamaz hale getirince muriqi'nin uzun toplarla buluşma merkezi ceza sahasının 15-20 metre ilerisi oldu. kruse de ömer-seri ikilisinin arasında kaynayınca, yıllarca semih-alex/nobre-alex gibi işbirliklerinin kaymağını yiyen fenerbahçe bu ikiliyle aynı oyunun yanından bile geçemedi. kanatlar içeri de girse (dirar - tolga) kaleye koşu haricinde (tolga'nın ligdeki golleri) topla oyunda hiçbir şey üretemiyorlar. geriden gelen kanat bekleri de ne hızla ne teknikle bir şey yaratabilecek seviyede. terim de buna istinaden kanatlara yoğun pres yapmadı, topun kenarlara açılmasına izin verdi, topla oynadığında bile kör baskıdan bir başka bir sonuç çıkmadı fener adına. buna bir de jailson'un stoperde hiç edilmesi ve takımın becermediği piston futbol haricinde hiçbir işlevsel stratejisi olmaması eklenince kadıköy'de 20 yıldır izlediğimiz en berbat fenerbahçe performansı ortaya çıktı. eskiden matah oynamasa bile ya fiziken, ya psikolojik olarak, ta taktik olarak maçın belli bölümlerinde rakibi hataya zorlayan fenerbahçe vardı; bugün ilginçtir o da yoktu. penaltıyı saymazsak kaleyi bulan ilk fener şutu sanırım 72. dakikada vedat'ın vurduğu bir kafa.


bu serinin bitmesi yeni bir serinin başlamayacağı anlamına gelmiyor o açıdan galatasaray için asıl zorluk şimdi başlıyor kadıköy'de, ama işin arena kısmı için çok büyük bir rahatlama oldu. iç sahada bile baskı hissedilmesinin temel sebebi bu 20 yıldı ve galatasaray yakında çok daha etkili iç saha derbileri oynayacaktır şüphesiz. fenerbahçe için ise yenilmek gerçekten bazı avuntuların yıkılmasıyla iyiye gidiş olabilir mi, bilemem, onların iç sorunu, ama bildiğim bir şey var bu saçma sapan baskı ortamının ve gerginliğin son bulması, iki takımdan çok daha öte tüm türk futbolu için iyiye alamettir. bugün, kadıköy derbileri içinde belki de saha içi hakem baskısı en yoğun derbi yaşanmasına rağmen bunun sonuç vermemesi (tıpkı galatasaray'ın arena'daki hırsının bazen ters tepmesi gibi), umarım bütün takımlara önceliğin sahada ve taktikte olduğunu hatırlatır ve herkes işine odaklanıp daha pozitif oynar. bugün bir terim takımından beklemeyeceğim olgunlukta futbol oynadı galatasaray. rakibi her ne kadar çok kötü performans ortaya koysa da bu gelişme çok önemli.

Galatasaray, Hiç Fena Oynamadığı Tarihi Maçta Fenerbahçe'ye Nasıl 6-0 Yenildi?

12 Şubat 1911'de Galatasaray, Fenerbahçe'yi 7-0 Yendi mi?