EKONOMİ 16 Aralık 2022
45,4b OKUNMA     392 PAYLAŞIM

2001'de Drahmiyi Bırakıp Euroya Geçen Yunanistan'da Ekonomik Olarak Ne Değişti?

Zaman zaman Türkiye için de euroya geçme haberleri çıkıyor. Ülkemizde böyle bir durum olduğunda neler yaşanabileceğini, komşu Yunanistan örneği üzerinden okuyabiliriz biraz. Yunanistan 2001'de euroya geçtiğinde neler yaşandı?
Euro & Drahmi

2001'de yunanistan drahmi yerine euroya geçtikten sonra oluşan beklentiler

- kur farkından oluşan maliyet azalacaktır.

- kur belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla birlikte ticaret ve üretim artacaktır.

- para politikası artık ortak bir kurum tarafından belirlenecektir. dolayısıyla yunan para politikası bir iç politika malzemesi olamayarak fiyat istikrarı sağlanacaktır.

- fiyat istikrarı sağlandığında ülkeye yatırım eğilimi fazlalaşacaktır.

- modern kurum ve politikalarla yunan ekonomisinde reformlar gerçekleşecektir.

- yunanistan'da bir kriz olması artık beklenmeyecektir. çünkü emu'nun yapısal politikalar ve bütçe disiplini sayesinde yunanistan aşırı bir şekilde borçlanamayacaktı (güya). bir tek yunanistan değil, ab'ye göre hiçbir euro kullanan üye böyle bir sıkıntıya düşemezdi.

ancak bu beklentilere karşın kimi riskler de beraberinde geldi

- para politikası hakkında yunan hükümeti tek başına söz sahibi olamayacağı için kur ayarlamasını da artık yapamayacaktır.

- euro kullanılmaya başlanmasıyla, düşük drahmi kuru nedeniyle kazanılan üretim avantajı kaybolacaktır. uluslararası üretimde rekabetçi pozisyonu kaybolacaktır.

- yine düşük kur nedeniyle ülkeye yapılacak yatırımlar, daha doğrusu kur avantajıyla ülkenin milli gelir kaynaklarına yapılacak yatırımlar durabilir. (bu durum, milli üretim ve gelir kaynaklarının yağmalanmasını önleyeceği için avantaj da sayılabilir. eksi mi artı mı olduğu, ülkenin bu kaynaklarını yabancılara tamamen mi sattığı ya da ortaklık şeklinde mi sunduğu belirleyici olacaktır.)

sonuçlara baktığımızda yunanistan birtakım faydalar elde etmeyi başarabilmiştir

- avrupa birliği içerisindeki ticaretinden kur riskini çıkarmış ve para dönüşümünden kaynaklı maliyeti ortadan kaldırmıştır. böylelikle ticarette herhangi bir belirsizlik yaşamamıştır.

- euro kullanan ve kullanmayan ülkelerle yaptığı ticaretleri de euro cinsi üzerinden yaptığı için likiditesini arttırmıştır.

- euro, diğer para birimlerine karşı değer kazandıkça yunanistan da avantajlı konuma geçmiştir.

ancak bunun yanında kimi olumsuz sonuçlara da katlanılmıştır

- ihracata karşılık aynı şekilde ithalat da kolaylaşmıştır.

- sermayenin liberalleşmesi ile büyük bir sermaye akışı yaşandı.

- yunanistan'a sermayenin girişi ise yüksek faiz ödemeleri nedeniyle kamu ve özel sektör bankalarına kaymıştır.

- euro, diğer para birimlerine karşı değer kazandıkça euro kullanmayan birlik ülkelerine karşı rekabet avantajını yitirmiştir. çünkü uluslararası ticarette yunan mallarının fiyatı, euro'nun değerlenmesinden dolayı diğer ülkelerin mallarıyla aynı seviyeye yaklaşmıştır. imf, yunanistan'ın bu dönemdeki rekabet gücü kaybını %25 olarak hesaplamıştır.

- işçi maaşlarının da euro ile ödenmesi nedeniyle bu ülkede bir şeyi imal etmek avantajdan dezavantaja döndü.

- mali disiplin sağlanamadığından bütçe açıkları verilmeye başlandı. bu açıklar, tolere edilebilir sınırın da üstüne çıktı ve kamu borçları artmaya başladı.

işte bütün bu olumsuz sonuçların ardından yunanistan 2008-2009'da bir borç krizine girdi. hükümet, borçlarını ödeyemeyeceğini ve iflas ettiğini duyururken aynı zamanda imf ve ab'den de yardım talep etti. ab ve imf, yunanistan'ı kurtarmak için epeyce para akıttılar ancak bunun karşılığı vardı elbette. hükümetten kemer sıkma politikaları başlatması istendi. hatırlayanlarınız olacaktır, ülkede atm'lerden günlük para çekme kotası vs. getirilmiş, halk protestolar uyguluyordu.

kaynağından yararlandığım bu makale bu geçişteki zararların, (krizden de anlaşılacağı üzere) yarardan daha fazla olduğunu ileri sürüyor. tabii bu makalenin yazıldığı tarih 2011. yani büyük yunanistan borç krizinin etkilerinin hâlâ devam ettiği yıllar. ab, yunanistan'ı kurtarabilmek adına epey bir fonlama yoluna gitti ve bunun bedelini de hem hükümet hem yunan halkı ödedi. ve ülke, en nihayetinde bu fon borçlarının son taksitini 2018'de ödeyerek kurtarma programından resmen çıkmış oldu.

detaylı bir bilgi için bu habere göz atabilirsiniz.

ilk senelerde büyük bir ekonomik büyüme ve yükseliş dönemi yaşanıyor ancak ilerleyen senelerde bu durum tam tersine dönüyor

araştırdığıma göre bunun böyle olmasında yunanlılar kadar ab de sorumlu. çünkü ab, güçlü bir euro ile makalede de değinildiği üzere ülkelerin krize girebileceğini hesap etmemişti. herhangi bir önlem mekanizması geliştirmemişti henüz. yunan hükümetleri ise euro'ya güvenerek ülkedeki kimi verileri yanlış gösteriyorlardı ve yüksek harcama yaptılar. ucuz krediye ulaşım sayesinde halkın tüketimi artarken, devletin gelirleri sabit kalmaya devam etti.

ayrıca euro kullanmaya başlamak için akademik çevrelerce yunanistan'ın tam hazır olmadığı kanaati de var. yani yunanistan, kendisini yapısal olarak tam hazırlamadan euro kullanmaya başlamıştı. ab, bu konuda bir hata yapmıştı. misal belki de bu sebeple diğer ülkelerin euro kullanmaya başlaması için bir aceleleri yok. başlangıçta 11 ülkenin euro kullanmasıyla başlayan bu birliğe yunanistan krizine dek 5 ülke daha katılmıştı. 2009'dan sonra günümüze kadar ise 3 ülkeyi euro kullanımına dahil ettiler. 2023'ten sonra hırvatistan için olumlu rapor verilerek euro kullanabileceği kararlaştırılmış.

yunanistan'ın euro kullanmadan önceki 10 yılı ve euro kullanmaya başladıktan sonra günümüze kadar olan verilerine göz atalım:


baktığımızda euro kullanımından önce olan yüksek enflasyon, euro kullanımı sonrasında azaldığı gibi belli bir dengeye de oturmuş. ancak kriz sonrası yunanistan'da deflasyon oluşmaya başlamış.

dış ticaret dengesine ve gdp oranına bakalım:


dış ticaret dengesi euro kullanımı öncesinde ve sonrasında da hep açık vermiş. özellikle kriz döneminde bu açık epey büyümüş ve -44 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. krizden sonra ise toparlanmaya başlayarak euro kullanımından önceki açıklardan da daha iyi bir duruma geçmiş. bu grafik, gdp oranı için de aynı şekilde gerçekleşmiş.

işsizlik grafiğine bakıldığında da yine benzer şeyler söyleyebiliriz:


ortalama %7-8 olan işsizlik rakamları krizden sonra %27'lere çıkmış. ardından da günümüze değin %16'lara düşmüş.