TARİH 28 Şubat 2023
12,6b OKUNMA     252 PAYLAŞIM

49 Değerli Muska İle Korunduğu Keşfedilen 2300 Yıllık Mumya: Altın Çocuk

1916'dan beri bir müzede saklanan, 2300 yıllık bir mumyanın altın ve yarı değerli taşlarla mumyalandığı keşfedildi. Altın Çocuk (Golden Boy) adı verilen bu mumya bilim insanlarının epey ilgisini çekmişe benziyor.

yakın tarihte yayınlanan bir araştırmaya göre, 1916'dan beri bir müzede saklanan mumyanın üzerinde değerli muskalar vardı ve 2.300 yıllık mumya, ct tarayıcısı ile dijital olarak açıldı. ekip, "altın çocuk" (golden boy) olarak adlandırdığı kişinin, altın ve yarı değerli taşlarla mumyalandığını tespit etti. vücuduna üç sütun halinde hassas bir şekilde yerleştirilmiş kırk dokuz koruyucu tılsım, bu kişinin zengin ve yüksek statülü biri olduğunu gösteriyordu.

kahire üniversitesi tıp fakültesi'nde radyoloji profesörü olan sahar saleem, yüksek statülü mumyaların genellikle değerli süs eşyaları için yağmalandığını ve bu bulgunun "kesinlikle olağanüstü" olduğunu söylüyor. bu mumya, mumyalayıcıların ölüyü korumak için muskaları vücuda nasıl dikkatlice yerleştirdiklerine dair eşsiz bir fikir veriyor.

saleem, "eski mısırlılar, malzemesine, rengine ve şekline bağlı olarak muskaların gücüne inanırlardı. mumyalama sırasında mumyacılar, mumyanın içine ya da sargıların arasına muskalar yerleştirirken dualar eder ve 'ölüler kitabı'ndan ayetler okurlardı" diyor.


bu muskalar, öldüğünde henüz 14-15 yaşlarında olan bu çocuğu korumak için özel anlamlar taşıyordu.

kalp için bokböceği muskası ve konuşma için altın bir dil konulmuş.

saleem, çocuğun kalbinin yakınında bulunan ve üzerinde ölüler kitabı'ndan ayetler bulunan bokböceği şeklindeki muskanın, öbür dünyada iyi bir şekilde yargılanmasına yardımcı olacağını söylüyor. bir başka kayda değer muska da çocuğun penisinin yanına yerleştirilmiş. "iki parmak" tılsımının gövdede açtıkları kesiğe koruma sağlaması için konulmuş.

diğer muskaların da farklı koruyucu rolleri vardı. "matara" muskası öbür dünyada kutsal su taşımayı temsil ediyordu. tanrı osiris'in omurgasını temsil eden bir "djed" muskası, ölen kişinin güvenli bir şekilde yeniden canlanmasını sağlıyordu. bir "dik açı" muskası ölüye denge ve tesviye getiriyordu."

çocuğun mezarında beyaz sandaletler giydiği de tespit edildi. ölüler kitabı'na göre, ölen kişinin beyaz sandaletler giymesi ve ayetlerini okumadan önce dindar ve temiz olması gerekiyordu. "sandaletler muhtemelen çocuğun tabuttan çıkmasını sağlamak içindi," denilmektedir.

saleem, "altın sandaletler kraliyet mezarlarında da bulunmuştur; örneğin thutmose iii," dedi. bu durum, çocuğun yüksek rütbeli olmasına rağmen kraliyet mensubu olmayabileceğini gösteriyor olabilir.


ct taraması, araştırma ekibini ve diğer mısırbilimcileri daha fazla soruyla baş başa bırakan bazı ilginç ayrıntıları da ortaya çıkardı. dijital analize göre çocuk sünnetsizdi. bu aslında eski mısırlılar arasında nadir görülen bir durumdu.

aslında sünnet, bir araştırmanın da belirttiği gibi, "mezarlardaki temsili sahnelerde ve çeşitli dönemlerden mısırlı insanların fiziksel kalıntılarında iyi bir şekilde belgelenmiştir".

kahire'deki amerikan üniversitesi mısırbilim bölüm başkanı profesör salima ikram, "sünnet olmaması ilginçtir çünkü bize etnik kökeni hakkında bir şeyler söyleyebilir. mısırlılar genellikle 13 yaşından önce sünnet olma eğilimindeydi" yorumunda bulundu.

ikram sözlerini şöyle sürdürdü: "bu durum yabancıların mısırlıların defin uygulamalarını benimsediğini gösteriyor olabilir - ki perslerin de bunu yaptığını biliyoruz." mısırbilimciler şimdi altın çocuk'un bir nubyeli, yunanlı, persli ya da küçük asya'dan bir yabancı olup olmadığı konusunda spekülasyon yapıyorlar. bununla birlikte, belirlenemeyen bir nedenle alışılagelmiş geleneklere uymayan bir mısırlı olması da mümkündür.

peki kimdi bu çocuk?

çocuk daha fazla sır barındırıyor olabilir. kahire mısır müzesi kayıtlarına göre, ilk olarak 1916 yılında güney mısır'daki nag el-hassay'da m.ö. 332'den m.ö. 30'a kadar kullanılan bir mezarlıkta ortaya çıkarılmıştır.

ejsmond, çocuğun "eski mısır uygarlığının alacakaranlığının, muhtemelen son batlamyus kralları dönemindeki kargaşaların ve hatta belki de kleopatra'nın hükümdarlığı sırasında mısır'ın büyüklüğünün kısa bir canlanışının görgü tanığı" olabileceğini söyledi.

şu an itibarıyla ismi bilinmiyor. ancak saleem, bilim insanlarının onun kim olduğuna dair daha fazla ipucu bulmak için lahdini yakından incelediklerini söylüyor.

kaynak: 12