ABD'de Çaktırmadan Büyük Gişe Filmlerinden Fazla Hasılat Yapan Film: Sound of Freedom
2023 yılı sinema adına genel anlamda dolu bir yıl oluyor
temmuz ayında yaşadığımız barbenheimer fenomeni, ardı arkası kesilmeyen mükemmel festival dramaları, sonbaharda ve aralık ayında vizyona girecek olan son derece iddialı/büyük yapımlar, devasa stüdyo filmleri vb. bir çok yönüyle pandeminin sinemaya verdiği tahribat, tam anlamıyla olmasa da, "olabildiğince" giderilmiş görünüyor. senenin kaybedeni hiç kuşkusuz, dc sinema evreni oldu. üç tane süper kahraman filmiyle, aynı sene içinde batmayı başarabildikleri için özel bir tebriği (!) hak ediyorlar.
tüm bu hengame arasında öyle bir film var ki, normal sinema akışına (adına mainstream diyelim) hiç uymayıp, kendine başka bir yol açmaya çabaladı. bu sene 4 temmuz'da, yani abd'nin bağımsızlık gününde gösterime giren sound of freedom , çok zor şartlarda yarışsa da, seneye damgasını vurmayı başardı.
türkçe'ye "özgürlüğün sesi" olarak çevirebileceğimiz film, 2018 yılında çekimleri tamamlanmış olan bir yapım. filmi bu sene izleme şansına erişebilen seyirci, aslında oyuncuların 5 sene önceki hallerini tecrübe ediyor. elbette bunun bir sebebi var. filmin yıllarca gösterime giremeyip bekletilmesinin sebebi, disney'in fox şirketini satın alması sonrası, şirketin filmi sadece güney amerika'da gösterime sokmak istemesi ile çıkan tartışma. filmin yönetmeninin filmin haklarını satın almasıyla beraber, tüm dünya bu önemli filmi izleme imkanına, yaşanan büyük zorluklar sonrasında kavuşabildi.
elbette buraya kadar olan kısım buzdağının görünen yüzü. filmin tartışma çıkarmasının esas sebebi, aşırı derecede riskli ve bıçak sırtı olan konusu. çocukların kaçırılarak, zenginlere seks kölesi olarak pazarlanmalarını ve onları kurtarmak için ölümü göze alan bir adamı anlatan filmin, gösterime girmesinin zorlaştırılması, doğal olarak insanların kafasını bulandırdı. bu kirli ticaretten nemalananları ziyadesiyle rahatsız eden film, hollywood tarafından hala yok sayılmaya, görmezden gelmeye tabi tutuluyor. bu yok saymaya karşı en büyük tepkiyi; mel gibson, mark wahlberg ve denzel washington verdi.
filme dair en çok yapılan eleştiri, filmin qanon isimli bir tür komple teorisine hizmet etmiş olduğu iddiasıdır
qanon, abd merkezli aşırı sağcıların öne sürdüğü, donald trump'ın, uluslararası şeytani bir pedofil ağı olan "derin devlet"e karşı savaştığını iddia eder. ayrıca bu şeytani ağ, iddialara göre çocukları sadece istismar etmekle kalmamakta, aynı zamanda çocukları, zenginlerin ömürlerini uzatmak için kurbanlık koyunlar gibi kullanmaktadır.
elbette qanon, oldukça marjinal bir teori olduğundan, birçok yalan yanlışı da beraberinde savunmaktadır. ancak sound of freedom, bu iddialardan müstesnadır. çünkü sound of freedom'da anlatılanlar resmi belgeye dayanmaktadır. nasıl ki netflix belgeseli "jeffrey epstein : korkunç zengin" in, bir adada topladığı çocukların, zengin pedofiller tarafından istismar edildiği gerçekse, bu filmdeki çocuk tacirliği aktiviteleri de gerçek. dolayısı ile sound of freedom, sinemanın etkin gücünü, pozitif bir amaçla kullanarak, insanlara seslenmektedir. "sanat toplum içindir" ilkesi gereği, sound of freedom'un da bu sayede toplumsal faydayı artırıcı bir etkiye sahip olduğu aşikardır. çünkü bu çok büyük soruna karşı yaratılan farkındalık, bu pis işlerden nemalanan ya da dolaylı yoldan çıkarı zedelenenleri fazlasıyla rahatsız etmekte, bunun dışındaki herkes içinse hayati bir önem arz etmektedir.
gişede imkansız görünen bir başarı yakalayan film, dev stüdyo yapımları olan mission impossible dead reckoning part one , indiana jones and the dial of destiny ve fast x'i, yurt içi gişede (abd+kanada) geçti. üretim bütçesi bazında belirtmiş olduğum filmlerin, sadece ve sadece yüzde 5'i kadar, yani çok çok küçük bir bütçeyle çekilen filmin bunu başarması, elbette hiç kolay olmadı.
filmin haklarını elinde bulunduran angel studios şirketinin internet sayfasında, filmin biletlerini satın alıp, bağış yapmak isteyenler için oluşturulan havuz, kelimenin tam anlamıyla doldu taştı. filmi herkesin görmesi gerektiğini düşünen seyirci, milyonlarca bilet alarak, imkanı kısıtlı olan seyircilerin de filmi görmesini sağladı. işte bir nevi imece usulüyle film, kulaktan kulağa yayılarak yurt içi satış rekoru kırdı ve devasa bütçeli filmleri sollayarak, imkansız gibi görüneni başardı.
gerçek hayat hikayesine dayanan filmin konusuna kısaca değinirsek
abd'de iç güvenlik soruşturmaları biriminde ajan olarak çalışan tim ballard, çocuk pornosu içerikli videoları temin eden ve internet üzerinden ticaretini yapan kişilerin yerini tespit edip, onları tutuklamaktadır. ancak ballard'ın içi rahat değildir. çünkü tim, ne kadar suçlu yakalarsa yakalasın, sorunun kaynağını yok edememektedir. bunun için tim, yakaladığı mahkumlardan biriyle, sanki kendisi pedofilmiş gibi gizli bir anlaşma yapar ve çocuk köle tacirlerinden birine bu sayede ulaşarak, kurtarmak istediği çocuğu getirir. miguel isimli honduraslı çocuk, kolombiya'nın cartagena şehrinde seks kölesi olarak pedofillere pazarlanmaktadır.
miguel'i kurtaran tim'in o'ndan öğrendiği kaçırılma hikayesi korkunçtur. ablasıyla beraber, çocuk model foto çekimi bahanesiyle, fakir ailesinden koparılan miguel ve rocio'yu (7 ve 11 yaşında) , çocuk ticaretine bulaşan eski kolombiya güzeli giselle'in ailelerin güvenini kazanarak kaçırdığını öğreniriz. miguel'den sonra ablası rocio'yu kurtarmak için harekete geçen tim, bu uğurda iş tanımında olmadığı için (yani yurt dışı operasyona giriştiği için) hem işinden olacak, hem de kendi canını tehlikeye atacaktır. işte film miguel ve rocio gibi binlerce çocuğun, kolombiya çocuk kaçakçılığı kartelinden kurtarılması için tim'in organize ettiği bu kurtarma operasyonlarını anlatır.
sound of freedom - resmi fragman
filmde yer alan ve oldukça önem arz eden iki çocuk karakter miguel ve rocio, aslında filmin içine drama katılması için oluşturulmuş kurgu karakterlerdir. çünkü bu film bir belgesel değil ve filmin seyirciye tam anlamıyla dokunabilmesi için, kurtarma operasyonlarının içine bir ailenin gözünden bakabilmemiz lazım. izleyicinin empati kurma ihtiyacı için oluşturulan karakterlerin haricindeki, filmdeki tüm karakterler, gerçek hayatta bire bir karşılığı olan kişiler. elbette bütün kurtarma operasyonları ve çocuk kaçakçılığı faaliyetleri tamamen yaşanmış olaylardan alınmış. ayrıca tim ballard tarafından yapılan açıklamada, filmde yer alan operasyonlarda kurtarılan çocuklara ilaveten, yetişkin olan ve yine köle işçi/seks kölesi olarak kullanılan yüzlerce insanın da kurtarıldığı bilgisini ekleyelim.
filmde yüzümüze vurulan ağır gerçekler; insan kaçakçılığının dünya çapında yaklaşık 150 milyar dolarlık, korkunç bir büyüklüğe ulaşması. köle ticaretinin başlamasından bu yana, günümüzdeki kadar çok sayıda yetişkin ve çocuğun, bu kadar karanlığa gömüldüğü başka bir dönem yaşanmaması. halen milyonlarca çocuğun, ne yazık ki bedava işgücü ve seks kölesi olarak, sömürülmeye devam edilmesidir.
özgürlüğün sesi, belki sinema sanatına anlamlı bir katma değer sunamıyor ancak bizlerin, filmi çıtır çerez olarak değerlendirme tuzağına da düşmememiz gerekiyor. tam tersine, sound of freedom gerçek anlamda demir leblebi diyebileceğimiz türde bir film. filmi izlerken maalesef boğazınız düğümlenecek, sindirmesi imkansız korkunç gerçeklerle baş başa kalacaksınız. ayrıca, nefret ve öfke duygularınız da tavan yapacak, yer yer küfredeceksiniz ve tecrübe ettiğiniz bu berbat gerçekleri mideniz kaldırmayacak.
film, izleyicisinin yüzüne duymak istemediği gerçekleri, tokat atar gibi yapıştırıyor ve seyircisini sersemletiyor. işte bu sebeple "sound of freedom", gündeme devasa boyutta damga vuran, çok önemli bir film haline geliyor.
önemli not: film ülkemizde maalesef vizyona girmeyecek
sound of freedom, 13 ekim 2023'ten itibaren başta netflix olmak üzere birçok dijital platformdan izlenebilecek. filmi bu tarihten itibaren mutlaka izleyin ve tandıklarınıza da önerin. çünkü bu filmin bir misyonu var ve bu misyon, çocuk istismarına dur diyebilmek! filmin izleyenlerde yarattığı farkındalık, daha önce bu gibi bir olaya maruz kalan ya da çevresinde şahit olup da, polise gitmeye korkan kişilere, bir nevi umut aşılaması. dolayısı ile filmin ne kadar önemli bir amaca hizmet ettiğini anlamamız gerekir.
ekleme: kanadalı psikolog jordan peterson'un, filmin başrolü jim caviezel ve filmde kendinden esinlenilerek oynadığı gerçek kişi timothy ballard'la yapmış olduğu tarihi röportaj
filmin konusunu ve gerçek olayları da anlatan bu röportajı, konu ile ilgili daha çok bilgi edinmek isteyen seyirci mutlaka izlesin. (ayarlar kısmından videonun altyazı dilini türkçeye çevirebilirsiniz.)