SİNEMA 3 Ağustos 2021
19,3b OKUNMA     423 PAYLAŞIM

ABD'nin Kızılderili Politikasının Özeti Niteliğinde Bir Film: Hostiles

2017 yapımı, başrollerini Christian Bale ve Rosemund Pike'ın paylaştığı Hostiles'a sade ama etkili bir bakış atalım.


2017 yapımı bu western abd'nin kızılderili politikasının bir özeti

hapiste kanser olan cheyenne reisi ve ailesini, doğduğu topraklara, kuzeye, montana'ya götürmekle görevlendirilen yüzbaşı joseph blocker ve ekibinin yolculuğunu anlatan film, bir tür yüzleşme ve kızılderililere uzatılan bir barış çubuğu.

kızılderililerin topraklarına el koyan, onları yaşamayacakları alanlara hapseden, soykırım uygulayan abd'de gün gelip devlet politikası değişse de insanların ve önyargıların değişmesi ve yaşanmış acıların küllenmesi o kadar kolay değildir. lakin birçok arkadaşını kızılderililerle olan savaşta yitiren, öfke ve kin içinde olan ve bu nedenle görevi zorlukla kabul eden yüzbaşı ve arkadaşları yolculuk sırasında değişecektir. çünkü her iki taraf da can ve dost kaybetmiş, herkes acı çekmiştir.


kadınların, ten rengi fark etmeksizin, aynı kaderi yaşadığı, ölümlerde duaların birbirine karıştığı, mezarların birlikte kazıldığı ve birinin diğeri için ölmeyi göze aldığı bu yolculuk yolcularına olduğu kadar izleyene de "ne kadar insanız? ve her şeye rağmen ne kadar insan kalabiliriz?" sorularını sorar.

yüzbaşı'nın cheyenne reisi'ne "seninle bir parçam ölüyor" sözü ise , hemingway'in çanlar kimin için çalıyor'un epigrafında şair john donne'ın 1624'te yayımlanan devotions upon emergent occasions kitabından alıntıladığı şu ünlü "ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor." sözlerini de hatırlatarak, insanın evrenselliğine bir gönderme yapar.


hostiles, gerek insani zayıflıkları gerekse iç hesaplaşmalarıyla son derece gerçekçi karakterleri olan, üstelik slogana düşmeyen bir film. yönetmenliğini, senaristliğini, yapımcılığını scott cooper'ın üstlendiği filmde oyunculukların özellikle christian bale, rosamund pike ve rory cochrane'nın çok başarılı olduğunu belirtmek gerek.

filmin müzikleri , "müzik hikaye anlatmanın bir yoludur" diyen, perfect sense, never look away, the last days on mars gibi filmlerin de müziklerini yapmış değerli ingiliz besteci, piyanist (bkz: max richter)'e ait.