TARİH 30 Eylül 2016
89,9b OKUNMA     1271 PAYLAŞIM

ABD'nin, Vietnamlıları Gıda Kaynaklarından Mahrum Etmek İçin Ürettiği Tarım İlacı: Agent Blue

1955 ile 1975 yılları arasında yapılan Vietnam Savaşı sırasında Amerikalılar, Vietnamlıları gıda kaynaklarından mahrum bırakmak için ilginç bir madde üretmişler.

bir tahıl bir devleti ne kadar delirtebilir?

agent blue bu sorunun en net cevaplarından birini oluşturuyor. sentezlenmesi ve üretiminin de tek nedeni de pirinç hasadının yokedilmesi.

amerikalılar güneydoğu asya'da bir askeri harekata girişmeden evvel ta 1962'de olası bir komünist karşı harekatında yiyecek stoklarının hedef alınmasının altını özellikle çizmiştir. zaten nizami çatışan bir düşmana karşı bu anti lojistik operasyonlar barbar conan devrinden beri var ancak düşman gerilla taktiklerine dayanıyorsa yiyeceği kesmek listelerde daha da bir üst sıraya geliyor. düşman ordusunun yeterince beslenememesi geniş toprak parçalarının savaşmadan alınabilmesine olanak sağladığı için bu böyle. tarihte de hep böyie olmuş yani, büyük iskender pers hasadını, romalılar cermen hasadını, alanlar macar hasadını, ingilizler iskoç hasadını, fransızlar prusya hasadını, almanlar rus hasadını hiç boş geçmemişlerdir. herkes şartlar el verdiğince yiyecek yakmıştır. yiyecek o yüzden geleneksel askeri bir değer taşır.

ancak düşman pirinç yiyorsa işin rengi buğday arpa gibi kolay değil. vietnam savaşının başlarında amerikalılar da pirinci toplayıp yakmak istediler.

yanmadı.

alev makinaları getirip tanklar dolusu gazyağı boşalttılar. biraz yanar gibi oldu. pirinç yığınının üstü biraz karardı alttakiler sağlam kaldı.

demiryolu tahribinde kullanılan termit karışımları getirdiler. yine aynı şey. yanmış olan pirinçleri eşeleyince yanmamışlar ortaya çıktı. tohumlar ısı iletmiyor birbirine nano seviyede.

pirinç yığınlarına zehir boca ettiler. yıkayınca tekrar yenebilir oldu. sudan da etkilenmiyor. parboil efekt oluyor. hatta pirincin pişmesi de kolaylaşıyor suya bastırınca. vietnam kamboçyaya pirinç ihraç edince amerikalılar yine saç baş yoldu.

iş makineleri getirip dev balyozlarla tohumları ezdiler, üzerlerinden geçtiler.

ama her sağlam kalan pirinç tanesi bir tohum oldu, sabırlı vietnamlı laoslu çiftçiler ve hanımları tarafından bunlar tek tek ayıklanıp tekrar ekildi. ertesi yılki hasat rekoltesi çok büyük oynama yapmadı. milyonlarca dolarlık yoketme operasyonu yine başarısız oldu. yani aya insan gönderebilen bir süper güç pirince karşı konvansiyonel yöntemlerle başedemedi. viet-cong'un yaşamsal ana arteri olan pirinci yerinden oynatamayınca antik yunandan o güne kadar her ordunun ilk yapması gereken şeyi yapamamış oldular. bu da skorborda her gün daha fazla ölü amerikalı genç olarak yansıyınca amerikalı analistler ve güvenlik danışmanları olaya çok daha ciddi eğilmek durumunda olduklarını anladılar. başkana* çok büyük miktarlarda pirinç nasıl yokedilir diye brifing falan verildi.

amerikalıların en büyük emperyal trendlerinden biri kontrol edemiyorsan öldür olduğu için pirinç hasadını kontrol edilemediğinin farkında oldukları için, hasat öncesini hedef aldılar. arsenik bileşiği olan %26 sodyum kakodilat ve %4 kakodilik asit ile suya bağımlı dar yapraklı bitkilerin canına okuyan bir kimyasal geliştirdiler. adına da agent blue dediler. bu da çay, pirinç, bambu ve muz gibi tropik kuşağın demirbaşlarını komple kurutan acımasız bir ilaçtı. bunu da 2000 kilometre karelik bir alana 86 milyon litre kadar attılar. pirinç henüz tohuma geçmeden yokedildiği için hasadın %60 ı ile %90'ı da ortadan kalkmış oldu.

amerikalılar agent blue operasyonunu plastik balonlar içinde su solüsyonu olarak helikopterlerden uçaklardan pirinç tarlalarına atıyorlardı. çarpmanın etkisiyle patlayan balonlar içindeki ilaçlı suyu çok geniş bir alana yayıyor bir hafta geçmeden ekilmiş çeltik sapsarı çıkmaya ve suyun içinde susuzluktan kurumaya başlıyordu. tabii bu su yeraltı suyuna da sızıyor, nehirleri özellikle mekong deltasını da kirletiyor orada da benzer familyadan ne kadar bitki varsa canına okuyordu. 1975'te son amerikan askerinin vietnam'ı terketmesinden sonra daha 40 yıl agent blue bölgeyi zehirlemeyi ve dünyanın en pirinç tarımına elverişli topraklarında açlık koşullarının yaşanmasına sebebiyet verecekti. 1999'da bölgede yapılan bir araştırmada yetiştirilen pirinç hala tam olarak kendine gelememişti, içindeki kakodil arsenik miktarı da oldukça yüksekti. demir gibi acı bir tadı vardı.

işin ilginç tarafı tropik bitkilerin canına okuyan agent blue tropik olmayan iklimlerde ise ticari anlamda kullanılmaktadır. amerikada 2004 yılına kadar pamuğu vaktinden önce kurutup erken hasat sağlayan bir tarım ilacı olarak kullanılagelmiştir. bundan kar da etmişlerdir. bir diğer kullanım alanı da golf sahalarında falan ayrıkotlarının temizlenmesidir. madalyonun diğer yüzünde ise monsanto arsenik bazlı bu tip ilaçlara karşı gmo'lu pirinç ar-ge'sini geçtiğimiz yıllarda tamamlamıştır.

hani olacak demiyorum ama ola ki dünyadaki herşeye dayanıklı tek pirinç tohumunu amerikalılar monsanto sayesinde üretirse bütün doğu ve güneydoğu asyaya falan atmosferde airburst defolier göndererek trilyon dolarlık bir sektör de kurabilirler. veya olası bir dünya savaşında pirinç yiyen tüm milletleri açlıkla kontrol edebilirler.