TARİH 14 Ocak 2025
8b OKUNMA     75 PAYLAŞIM

Alman Halkını Adeta Hipnotize Eden Nazi Propagandasının İncelikleri

Toplumun her kesimini etkileyerek Nazi ideolojisini kabul ettirmek için çeşitli mesajlarla halkın bilinçaltını etkilemeye yönelik çalışmalar olarak özetlenebilecek Nazi propagandasına dair bilinmesi gerekenler.
Alman Halkını Adeta Hipnotize Eden Nazi Propagandasının İncelikleri

propaganda dediğimiz şey aslında insanları bir şeye inandırma sanatıdır. nazi almanyası’nda bu iş tam bir bilim gibi ele alındı ve joseph goebbels bu işin başındaki isimdi. propaganda işini öyle bir seviyeye getirdi ki, alman halkını neredeyse hipnotize etti. nazi rejiminin temeli propagandayla atıldı desem yeridir, halkı hem ikna etmek hem de sürekli kontrol altında tutmak istediler. hitler’in kavgam kitabında da bu meseleye özel bir yer verdiğini görürsünüz. “halk ne kadar büyük bir yalana inanırsa, o kadar kolay kontrol edilir” kafasındaydılar. propagandanın asıl amacı; hem alman halkını hitler’in üstün ırk ve yeni dünya düzeni hayaline inandırmak hem de dış dünyaya güçlü, birleşik bir almanya imajı vermekti.


goebbels’in elinde inanılmaz bir medya gücü vardı. televizyon yoktu ama radyo ve gazeteler o dönem çok güçlüydü, halka ulaşmanın en kolay yoluydu. halkın en çok tükettiği medya araçları bunlardı ve nazi rejimi bunları tamamen ele geçirdi.

* volksempfänger adını verdikleri bir radyo ürettiler ve bunu her eve neredeyse bedava bir ücretle dağıttılar. amaç, halkı sürekli olarak nazi propagandasına maruz bırakmaktı. mesela bir sabah kahvaltı yaparken hitler’in o gür sesiyle yaptığı bir konuşmayı dinliyorsunuz, akşam radyo açıyorsunu yine aynı ses. halka sürekli sürekli bir tekrar, sürekli bir "alman halkı üstün", "düşmanlarımız bizi yok etmek istiyor, dış güçler bizden rahatsız" mesajları verilirdi.


* goebbels, basını tamamen kontrol etti. her gün gazetelerde yahudilere, komünistlere ya da diğer “düşmanlara” karşı nefret dolu yazılar çıkardı. gazeteler tamamen tek taraflıydı ve "doğru" bilgi diye servis edilen şeyler aslında nazi rejiminin çıkmasını istediği yazılardan ibaretti, özgür basın diye bir şey yoktu.


* goebbels sinemayı da inanılmaz etkili kullandı. leni riefenstahl gibi yönetmenlerle çalışarak triumph des willens (iradenin zaferi) gibi filmler çektirdi. bu filmler, hem almanya’daki halkı etkilemek hem de dış dünyaya bir mesaj vermek içindi. “bakın, biz ne kadar güçlü ve düzenliyiz” havası yaratmak istiyorlardı.


* sokaklarda her yerde afişler vardı. yahudileri şeytan gibi gösteren, hitler’i bir kurtarıcı gibi resmeden dev posterlerle halkın zihnini sürekli manipüle ettiler. herkesin kendilerinin düşündüğü gibi düşünmelerini istiyorlardı ve bu yüzden afişler çok önemliydi.

nazi propagandasının en büyük özelliği sürekli tekrar ve basit mesajlardı. bir şey ne kadar çok tekrar edilirse, sonunda doğru gibi görünmeye başlar. sürekli “yahudiler her kötülüğün kaynağıdır" ve “alman halkı, dünyanın en üstün ırkıdır!” gibi cümleleri tekrar ederlerdi, bir süre sonra halk bunu gerçekten kabullenir ve özel bir ırk olduklarını düşünürlerdi ve yahudi halkına karşı bir nefret besler hale gelmişlerdi. bir diğer yöntem ise korkuydu. düşman yaratmak, halkı bir arada tutmak için en etkili yöntemdi. yahudiler, komünistler ve diğer azınlıklar sürekli şeytanlaştırıldı. böylece insanlar korktukları için nazi rejimine daha çok sarıldılar.

yahudilerin alman ekonomisini yok ettiği, ahlaksızlığı yaydıkları gibi iddialarla halkı nefret dolu bir şekilde yönlendirdiler. bu kadar organize ve profesyonel bir propaganda makinesi kurulmasaydı, belki de nazi rejimi bu kadar güçlenemezdi.